Fobileri ciddiye almalıyız

Fobiler gerçek mücadelelerdir, empati ve ilgiyi hak eden gerçek ruh sağlığı sorunlarıdır. Konuyla alakalı Psikolog Hilal Sarıbay Göçer gazetemize açıklamalarda bulundu.

Fobileri ciddiye almalıyız

Psikolog Hilal Sarıbay Göçer, “Fobiler, yaşamları altüst eden yoğun, korkulardır ve ciddi ruh sağlığı sorunlarıdır. Fobilere karşı çevrenin alaycı tutumu hastalığı kötüleştirir ve profesyonel yardımı geciktirebilir.

Fobiler genellikle tuhaf veya komik olarak nitelendirilebilir ancak bunu deneyimleyen bireyler için fobiler oldukça önemlidir. Bir fobi aslında nesne, durum veya aktiviteye karşı yoğun, mantıksız bir korku olarak tanımlanabilir. Bu korkular günlük yaşamı bozabilir, duygusal refahı ve sosyal etkileşimleri etkileyebilir. Her neye karşı olursa olsun fobiler alay konusu değildir ve ciddiyetle empatiyi hak eden ruh sağlığı sorunlarıdır.

Fobiler en temelde kaygı bozukluklarının altında yer alır ve üç ana türe ayrılır;

1. Belirli Fobiler: Yılan (ofidiofobi), örümcek (araknofobi) veya muz (muz fobisi) gibi belirli nesnelerden veya durumlardan korkma.

2. Sosyal Fobi: Kişinin yargılanacağı veya utanacağı sosyal durumlardan korkması.

3. Agorafobi: Kalabalık veya açık alanlar gibi kaçışın zor olabileceği durumlardan korkma.

Fobisi olan birinin yaşadığı korku normal kaygının ötesine geçer. Örneğin, bazı insanlar örümceklerin etrafında huzursuz hissedebilir; araknofobisi olan biri aşırı kaygı ve terleme veya titreme gibi fiziksel semptomlar yaşayabilir ve hatta örümceklerin mevcut olabileceği aktivitelerden kaçınabilir. Fobiler, hastaların hayatlarını ciddi şekilde etkileyebilir. Örneğin araknofobisi olan bir birey için basit bir açık hava aktivitesini bunaltıcı bir korku kaynağına dönüştürebilir.

Bu korkularla alay etmek utanç duygusunu artırabilir , fobiler hakkında açık konuşmaları engellediğimizde hastaların profesyonel yardım almasını engelleyerek sorunu daha da karmaşık hale getirebilir. Fobiler sadece "tuhaflıklar" değil, sıklıkla travmatik deneyimlerden, genetik yatkınlıktan veya beyin kimyasından kaynaklanan ciddi durumlardır. Tedavi edilmezse, semptomlar panik ataklara, kaçınma davranışına dönüşebilir ve kişisel ve ticari ilişkilerimizi bozabilir.

Birinin fobisiyle dalga geçmek zararsız görünebilir, ancak kesinlikle yabancılaşma ve kaygı duygularını artırabilir ve mücadelelerini paylaşmaktan onları caydırabilir. Empati ve anlayış esastır. Hastaların güvenebileceği ve profesyonel tedavi alabileceği destekleyici bir ortam yaratmamız gerekir. Fobiler tedavi edilebilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), maruz kalma terapisi ve rahatlama teknikleri fobileri yönetmek ve üstesinden gelmek için etkili yollardır. iyileşmeye doğru atılmış bir adımdır.

Fobiler hafife alınmamalıdır. İnsan psikolojisinin ne kadar karmaşık olduğunu ve anlamanın neden önemli olduğunu vurgularlar. Birinin örümceklerden, muzlardan veya topluluk önünde konuşmaktan korkması önemli değildir; duyguları önemlidir, gerçektir ve empatimizi hak eder. Fobilere karşı nazik olalım ve onlarla dalga geçmekten kaçınalım” dedi.