FETÖ TEHLİKESİ GEÇMEDİ
Kamuda açığa almalar ve ihraçlar sonrası geri dönüşler başladı
Kamuda açığa almalar ve ihraçlar sonrası geri dönüşler başladı. Mağduriyetler yaşanmasın diye hassas davranılması konusunda yapılan uyarılar ne derece dikkate alındı bilemiyoruz. Sonuçta insanlar işlerini kaybettiler. Tam tersi FETÖ ile çok yakın oldukları ve mağduriyet yaşadığını iddia edenlere göre kat be kat suçlu olması gerekenler ise görevlerine geri dönüyor.
2012’de hizmet hareketi denilen bu terörist yapı bir sendika kurdu. Dershanelerin kapanması gündeme geldiğinde hükümete gözdağı vermek için kurulan bir sendika. Eğitim Bir-Sen’in yetkili sendika olmasını engelleyecek çoğunlukta üye sayısına sahip olmayı hedefleyen bu sendika hükümet ile adına o zamanlar Cemaat dediğimiz bu yapının arasının biraz yumuşaması ile kendini 9 ay gibi kısa bir sürede feshetmişti. Fakat 17-25 Aralık hükümete darbe girişimi ve MİT tırlarının durdurulması olayı sonrasında bu sendika tekrar kuruldu. O zamanki Başbakan Sayın Erdoğan bas bas bağırıyordu. Bunların okullarından çocuklarınızı alın. Bunların bankasına para yatırmayın. Bunların sendikasına üye olmayın. Bu yapıdan uzak durun. Bunların tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet içerisinde diye. Fakat dinlemediler. Göz göre göre akıllarını kiraya verdiler. Gidip sendikaya üye oldular. Evlerini arabalarını satıp batan bankaya para yatırdılar. Şimdi kalkıp şunu diyorlar; eğer bankaya para yatırmak suç ise devlet neden bankanın kurulmasına izin verdi. Sendikaya üye olmak suç ise devlet bu sendikanın kurulmasına neden izin verdi. Sendikanın kurulmasına izin vermediğiniz zaman veya bankalarını kapattığınız zaman da devleti diktatörlükle suçlayıp tüm dünyada yaygara koparıyorlar. MİT tırları olayında da dünyaya Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak lanse etmek istemediler mi? Sosyal medyadaki elemanları aracılığı ile algı operasyonları yaptılar. NATO’yu Türkiye’ye müdahaleye çağırdılar. Sürekli Türkiye’yi dış devletlere şikâyet ettiler. Tuskon diye kendi kurdukları bir kurumun başkanı ‘Kim inlerde yaşıyor kim kaçacak in arıyor yakın zamanda göreceğiz’ diye meydan okuduğunda tüm salon ayakta alkışlıyordu. Şimdi çoğu yurtdışına kaçtı. Kaçamayanlar ise tutuklu. Devlete meydan okumanın bir bedeli olacaktı elbette. Tüm bu gelişmeler yaşanırken tabandaki vatandaş göremedi mi bunların ihanetini. Nasıl gidip AK Parti-FETÖ savaşının ortasında bu teröristlerin kurduğu sendikaya üye oldular. Nasıl oldu da bunların peşine takılıp kendi devletlerine sırtlarını döndüler. Şimdi mağduriyet edebiyatı yapmanın bir manası yok. İnandıkları o ihanet çetesi içerisindeki elebaşlarının çoğu yurtdışında keyif sürüyor. Çünkü arkalarında CİA var. Ama olan buradaki vatandaşa oldu.
Fakat bu işte bir gariplik var. Gerçek FETÖ’cüler görevlerine geri dönüyorlar. Okulda öğretmenleri sendikaya zorla üye yapan adam kendi sendikaya üye olmamış. Milleti zorla sohbetlere götürüp gazete aboneliğine zorlayan adam kendi adına gazete aboneliği yapmamış. Milleti bankaya yönlendiren adam banka ile resmi hiçbir irtibat kurmamış. Milletin başını yakıp kendileri işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar. Bunların yatacak yeri yok. Hala kendilerini gizleyebiliyorlar. Bunlar asla vazgeçmeyecek. Her an yeni bir hainlikleri ile karşılaşabiliriz.
Bürokratlar ve vekiller uyuyor adeta. Gerçek FETÖ mensupları görevlerine geri dönüyor. Hiçbirinin umurunda değil. Böyle olunca insan herkesten şüphe eder hale geliyor. Bakıyoruz Cumhurbaşkanımız gerçekten de bu mücadelesinde yalnız. Herkes onun kadar hassas olsa bu kanserli hücreler devlet kadrolarından çoktan temizlenirdi. Bu konuda herkesin taşın altına elini koyması gerekir. Bu konuda çalışmayan işin aksatan kim varsa FETÖ’cü şüphesini üzerine çekmesi de çok doğal karşılanacaktır. Zaman her şeye kadirdir. Devletin daha sağlam istihbaratlarla gerçek suçluları cezalandırması gerekir. Mağdur edilen varsa mağduriyetinin giderilmesi gerekir. Bekleyip göreceğiz, kalın sağlıcakla…