Fanatiklere Sol Tepki

İbrahim Kalın'ın 'Hiç oldum' türküsüne sazıyla eşlik eden Erkan Oğur' kendi çevresinden epey eleştiri almış ve gündemden düşmemişti. Yakın zamanda düşeceğe de benzemiyor.

Fanatiklere Sol Tepki
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bildiğiniz üzere her şey Erkan Oğur'un "İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim. Benim Saray ve kendi menfaati için müzik yapan birisi olduğumu ifade edenler oldu. Tersine Saray'ın verdiği ödülü kabul etmemiştim. Cumhurbaşkanı Müzik Ödülü'nü kabul etmemiştim." sözleriyle başladı. Çünkü bu sözlerin hiçbir yerinde sanatın, müziğin, sanatçının evrensel kimliği görülmüyordu. 

Olay en sığ yönüne indirgenmiş, adeta siyasete kurban verilmişti.

Tabi Oğur'un sonunu kestiremeden ancak kendisinin  kötü niyetli olmadığına şüphe etmediğimiz bu açıklaması,  bu kez de sağ cenahtan tepkilerle karşılanmıştı.  
 Sosyal medya üzerinden başlayan linç girişimine karşılık açıklama gereği hisseden ve ne yazık ki talihsiz bir açıklamaya imza atan Oğur'a İbrahim Kalın'dan incelik dolu "birlikte susacaktık" kavilleşmesi hatırlatıldı.

İbrahim Kalın'ın Oğur'un açıklamalarına karşılık yalnızca üzüntüsünü belirtmesi sanata ve sanatçıya yakışan en güzel cevabı ve üslubu gözler önüne sermişti. 

Tabi her iki tarafın fanatikleri, dünya görüşü ve  siyaseten birbirine zıt iki sanatçının, "müziğin ortak paydası" ile bir araya gelmelerini dahi hazmedemeyerek bir yandan Erkan Oğur'u diğer yandan da İbrahim Kalın'ı hedef tahtasına koymuşlardı bir kere... 

Sol cenah Erkan Oğur'a senin orda ne işin var derken; sağ cenah İbrahim Kalın'a başka adam mı yoktu? Senin Oğur'la ne işin var diyordu. 

Yani "türkü birlikteliği" üzerine koparılmaya çalışılan tufan bize öyle geliyor ki becerebilseler yeni bir sağ-sol çatışması, belki yeni bir gezi meselesi hatta kim bilir belki de Boğaziçi olayına döndürülecek. 

Ancak sağ ve sol tarafın tutumu aslında davranışsal olarak birbirinden farksız değil? Zaten insanlığın kırılma noktası da bu!.. Aynısını yaparak aynı yerden aynı şekilde akıtmaya çalışarak öç alma gafleti!... Oysa ki İbrahim Kalın'ın olaya karşılık takındığı tavır herkese emsal ve naif  örneklik muhtevası içeriyordu. Nasıl da birleştirici ve onarıcıydı.

Günler ardından bugün ilk kez sol cenahtan yumuşak sayılabilecek bir bakış açısı geldi. Sanatçı sanatçının halinden anlar tezi Selahattin Demirtaş'ın olaya yaklaşımı ile doğrulandı. Ve bir de sol camiaya tokat gibi geldi. 

Demirtaş kapalı cezaevinden aynı gökyüzü altında olduğumuzu hatırlatmış hem soldaki bağnazlara hem de sanatı ideolojik kavganın aracı yapmak isteyenlere 
Demirtaş'ında dediği gibi

 "Bu ülkede çeşitli kimliklerden ve inançlardan olan binlerce onurlu sanatçı var." 

Hakikaten de Oğur’un durumu niyetten bağımsız ortaya çıkan bir sonuç ve can sıkıcı da oldu. 

Bu olaydan yola çıkarak ne kimse Erkan Oğur'u ne de İbrahim Kalın'ı müzisyen kimliği ile idam edemez etmemeli. Sanat varsa herkes susar ve herkes bu iklimde “hiç olur”.