FABRİKA GİBİ ÜNİVERSİTE ÇİFTLİĞİ

Hakimiyet Gazetesi olarak ziyaret ettiğimiz TAHAM'da küçükbaş hayvancılık, büyükbaş hayvancılık, tavukçuluk ve atçılık birimleri bulunuyor

FABRİKA GİBİ ÜNİVERSİTE ÇİFTLİĞİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hakimiyet Gazetesi olarak ziyaret ettiğimiz TAHAM’da küçükbaş hayvancılık, büyükbaş hayvancılık, tavukçuluk ve atçılık birimleri bulunuyor. Sertifikalı eğitimlerin yanı sıra işletmecilik yönü de bulunan merkezde üretilen peynir, süt ve organik yumurtalar üniversitenin idari ve akademik personeline satılıyor.

Arap, İngiliz ve Midilli atlarının bulunduğu Atçılık Ünitesi hafta sonları ücretsiz olarak halka hizmet veriyor. Çocuklarıyla gelen aileler burada hem at binebiliyor hem de çocuklarına hayvan sevgisini aşılatabiliyor.

Merkezde yapılan çalışmalarla ilgili Hâkimiyet Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, 2017 yılında Fırat Üniversitesi Çiftçi Eğitim Merkezi’nde DAP’la beraber, DAP’ın finansörlüğünde Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Tunceli ve bir de Elazığ ilindeki ilçelerde özellikle büyükbaş,  küçükbaş ve tavukçuluk olmak üzere yetiştiricilere eğitimler verildiğini söyledi. 2017 yılında 30 program düzenlendiğini kaydeden Prof. Dr. Özdemir şu bilgileri verdi: “ilk program olarak da Süt Sığırı Yetiştiriciliği ve Beslenmesi’ni yaptık. Öncelikle ilçelerden başladık. Kovancılar, Palu, Karakoçan ve Karakoçan’ın Sarıcan beldesinde çok sayıda yetiştirici var. Bu yetiştiricilerin tüm eğitimini burada yaptık. İki günlük ve üç günlük eğitimler yapılarak en sonda da sertifika programı düzenledik. Daha sonra Çiğ Sütün Kalitesi ve Değerlendirilme Şekilleri Programı’nda özellikle bayanlara yer verdik. Elazığ’da olan beldelerde, kazalarda  özellikle Hankendi , Selli, Mollakendi ve Elazığ ilinde özellikle peynir yapımını hanımlar daha çok yaptığı için onlara yönelik eğitim verildi. Tabi geleneksel olarak peynir yapımında atadan dededen gördükleri şekilde yapıyorlar ama burada Veterinerlik Fakültesi Gıda Anabilim Dalı’ndan bayan hocalarımız eğitim verdi.  İki-üç gün teorik olarak eğitimlerini yapıyor, aynı zamanda bir de laboratuvar koşullarında pratiğini uygulatıyor. Bütün bayan üreticilerimiz, özellikle peynir yapanlar burada bizzat uygulamayı kendi elleriyle yaptılar. Katılımcılar, eğitim bittikten sonra çok faydalı olduğunu, eksiklerini görme imkanı bulduklarını ifade ettiler. Hijyenik koşullarda nasıl yapılır, ayarlama nasıl yapılır, mayalama nasıl yapılır, daha erken bu mayalamanın şartlarının bütün hijyenik koşullarını hocamız burada anlattı. Bu eğitimleri sürdüreceğiz. 2016 yılında da bu eğitimleri vermiştik ve çok talep geldiği için bu yıl yine DAP başkanlığında tekrar bir program hazırladık. Yöremizde küçükbaştan daha çok besi sığırı yetiştiriliyor. Burada 25 kişilik kontenjan var ama biz 68 ve 71 kişilik programlar yaptık ve katılımcılara sertifikalarını verdik. Kalkınma Bakanlığı, DAP’la beraber bu programları yürüttüğümüz için hem eğitimler uzman hocalarımız tarafından verildi hem de modern ahırlarda süt sağım merkezlerinde uygulamalı olarak gösterdik. Bütün bilgi ve görgülerini arttırdılar. Ve verimin ve performansın çok yüksek olması için yetiştiricilerimize özel tüyolar verildi, çok kısa zamanda ne kadar kilo alır ve et üretiminde etkili olması açısından bunlar anlatıldı. İkinci eğitimlerin ne zaman olacağı yönünde bize devamı talepler gelmeye başladı. Bu talepleri elimizden geldiği kadarıyla karşılamaya çalıştık. Tabi DAP’ın finansörlüğü ve Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ hocamız da hem manevi hem de maddi destek verdiler. Bütün eksikliklerimizin tümünü hocalarımızın katkılarıyla, DAP ve Fırat Üniversitesi Rektörlüğü’nün işbirliği ile giderdik ve ciddi bir eğitim sürdürdük. Yani biz sadece yapmak için yapmadık. Üreticilerin buraya alıştırılması gerekiyordu. Üniversite ile halk arasında daha sıcak bir ilişki kurarak şu ana kadar da buzağı bakımı, beslenmesi konusunda eğitim verdik. Buzağılar neden ölüyor, hangi hastalıklardan ölüyor, beslenmesi ve ağız sütü kaç gün verilecek, kaç saat verilecek bunlar bile bilinmiyor. Bir eğitim de buzağı bakımı ile ilgili verdik. Yine özellikle yumurta tavukçuluğu ve beslenmesi konusunda eğitimlerimiz oldu. Organik koşullarda, doğal ortamlarda organik yumurta yetiştirmesinde ışıkların kullanılması ve kümeslerin havalandırması gibi konularda üreticilerimiz çok yetersizler. Yapanlar gelişi güzel yapıyordu ama biz yumurta tavukçuluğu konusunda yine Zooteknik Anabilim Dalı’ndan uzman olan hocalarımızı getirdik. Eğitimin sonunda da anket yaptırıyoruz. Anketlerde de çok başarılı oldu bu eğitim.”

 

FARKINDALIK OLUŞTU

 

Verilen eğitimlerin çok başarılı geçtiğini ve üreticilerde farkındalık oluşturduğunu ifade eden TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, “Tavukçuluk konusunda hem piliç yetiştirme hem de yumurta tavukçuluğu alanında çok küçük işletmeler var. Bu gün çok güzel bir şey gördüm, üç tane bayan üreticimiz Mollakendi’de organik olarak 500 tavuk yetiştirip satıyor ve evinin geçimini sağlıyor. Tabi o bayan kendi haliyle gelmiş buraya ve, ‘Burada bir eğitim verildiğine çok memnun oldum. Ben işletmeciyim, 500 tavuğum var ve ekmek paramı kazanıyorum. Çoğu eksikliklerimi burada tamamladım’ dedi. Tabi burada uzaktan gelenler için konaklama imkanımız da var. Örneğin Tunceli ve Bingöl’den gelenler için iki gece konaklatıyoruz. 19 odamız ve 4 süit odamız var. Ben Ağustos ayından itibaren 7-8 aydır görevdeyim. Şu ana 9 program gerçekleştirdik ve çok başarılı oldu. Şimdi 30 programı daha DAP’tan geçirdik” dedi.

 

EĞİTİMCİLER DE EĞİTİLİYOR

 

Prof. Dr. Özdemir, eğitimcilerin eğitilmesi konusunda da çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Meme hastalıkları ve iltihaplanmaları çok oluyor. Memeler iltihaplandığı ve köreldiği zaman tabi süt vermediği zaman bitiyor. Veteriner hekimlerde bu alanda çok büyük eksiklik olduğu için bunun eğitimini de burada iki ve üç günlük eğitimler halinde 2016 yılında yaptık. Çok talep olduğu için bu yıl da programa aldık. Yani eğitimcinin eğitilmesi konusunda da çalışmalarımız oluyor. Hem kamu veterinerlerin, hem serbest çalışanların hem de intern veterinerlerin talepleri oluyor. Bu eğitimlerin sonunda elinde diploma gibi yeterlilik sertifikası oluyor” diye konuştu.

 

EĞİTİMLER BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR

 

TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, işletmecilik yaparken mutlaka yetiştiricinin bilinçli ve sertifikalı olması gerektiğinin önemine değindi. Bu yönde katkı sağladıklarını ifade eden Prof. Dr. Özdemir, “Benim memnun olduğum Arıcak’tan 110 Km buraya gelinmesi. Yine 50-60 kişi Karakoçan’ın Sarıcan beldesinden geldi. Yani eğitimlerimiz ilgi görüyor” dedi.

 

İŞLETMECİLİK YÖNÜMÜZ DE VAR

 

Merkezin işletmecilik yönünün de olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özdemir, 400 abonelerinin bulunduğunu ve üniversitedeki lojmanlarda, hem akademik hem idari personellere dağıtım yaptıklarını söyledi. Talep geldikçe kapasiteyi yükselteceklerini belirten Prof. Dr. Özdemir, “Abonelerin kapısına kadar dağıtım yapıyoruz.  Böyle bir sisteme oluşturduk.  Yine siparişe göre peynir yapıyoruz. Tavuklarımız var burada ve gezen tavuklar. Doğal ortam şartlarında bir tavuk ünitesini kurduk. Yaklaşık 20 bin kafesimiz var. 5-6 günde salım var ancak talep geldikçe bunun kapasitesini yükselteceğiz. Bugünden itibaren üniversiteye satıyoruz. Üniversite yönetiminin tümüne sipariş hattı kurduk. Zaten işletme belgemiz var ve buraya vergi ödüyoruz” dedi.

 

ÖĞRENCİLER UYGULAMA ALANINA SAHİP

 

Merkezin aynı zamanda öğrenciler için araştırma ve uygulama merkezi olduğunu kaydeden TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir şöyle konuştu: “Veterinerlik Fakültesi öğrencileri bütün hayvanlar üzerinde uygulama yapıyor. Teoriklerini ve pratiklerini burada yapma imkanına sahipler. Koyunculuk Ünitesi’nde keçi, koyun hem de büyükbaş. Uygulama ve araştırma yapmak için TÜBİTAK Projesi yapanların hepsini astık buraya. Hiç kimseye yok demedik. Ama mutlaka müsaade alınması gerekiyor. Araştırma görevlisi onlar da doktora ve masterlarında gerek tavukçuluk ünitelerinde gerekse küçükbaş ve büyükbaşta hayvanların hepsinin uygulamalarını burada yapıyor. Eğitim ve araştırma daha ağırlıklı ama işletme de yapıyoruz. Zaten burası araştırma merkezi.”

 

ATÇILIK ÜNİTEMİZ HALKA AÇIK

 

Prof. Dr. Özdemir, Atçılık Ünitesi2nin hafta sonları halka açık olduğunu ve ücretsiz bir şekilde hizmet verildiğini vurguladı. Arap, İngiliz ve Midilli atlarının bulunduğu ünitede öğrencilerin eğitim görürken aynı zamanda tedavi metotlarını da öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Özdemir, “Hayvanı görmeden mezun olan veteriner hekimler olmasın istiyoruz. Mutlaka hocalarının eşliğinde 20’şer ve 30’ar gruplar halinde hem muayene yapıyorlar, hem de At Biniciliği Kulübü de kurduk burada. Öğrenciler tımar yapıyor, muayene ediyor ve eksikliklerini gideriyorlar. Burası hafta sonları cumartesi ve pazar günleri halka da açık. Aileleriyle gelen çocuklar hocaların eşliğinde Midilli atlarına biniyorlar ve çok mutlu oluyorlar. Ve herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Aynı zamanda çardağımız, çayımız, kahvemiz, sütümüz var. Yani ikramlarda da bulunuyoruz. Daha da önemlisi burada çocuklara hayvan sevgisi aşılanıyor. Aileler geldiğinde herkese açık. Bazen atları sevmeye geliyorlar, fotoğraf çekiyorlar. Hatta düğün fotoğrafı çekenler bile var. Fırat Üniversitesi Atçılık Ünitesi herkese açık” diye konuştu.

 

TAVUKLAR YÜZDE YÜZ YERLİ

 

Merkezde bulunan tavukların Ataks-Es denilen yüzde yüz yerli tavuklar olduğunu belirten Prof. Dr. Özdemir şunları söyledi: “Siyah olan bu tavuklar çok kıymetli. Doğal ortamlarda gezdiği için yumurtalar genelde çift sarılı çıkıyor ve protein değeri yüksek. 1000 tavuğumuz var ve günde 15-20 koli yumurta alıyoruz. Bunları bir saatte taze olarak dağıtabiliyoruz. Dışardan gelenlere de buradan hem yumurta hem de süt verebiliyoruz. İlla evlerine ve dışarı götüremiyoruz çünkü genelde üniversitede abonelerimiz var. İlerde dışarıya da satış yapabiliriz.”

 

ADAK KURBANI SATIŞLARI YAPILIYOR

 

TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, Koyunculuk Ünitesi’ni genellikle eğitim sahası olarak kullandıklarını ancak sayının fazla olması halinde dışarıya kurban satışlarının da yapıldığını kaydetti. Ünitede Merinos, İvesi, Akkaraman, Morkaraman koyunlarının bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Özdemir, “Genelde Merinos koyunları tohumlama yöntemiyle çoğaltıyoruz. Ağırlıklı olarak İvesi ve Merinos türleri bulunuyor. Öğrenciler için yine bir eğitim sahası olarak kullanılabiliyor. Biz bu üniteyi daha çok eğitim ve araştırma amaçlı bulunduruyoruz. Fazla olduğunda bunları satabiliyoruz aynı zamanda. Adak kurbanı olarak halka da satış yapabiliyoruz. Yine Kurban Bayramı’nda da hizmetimiz oldu” dedi.

 

BURASI BİR KOMPLEKS

 

TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, merkezde eğitim süreçleri devam ederken aynı zamanda Fırat Üniversitesi olarak işletme gibi hizmet verdiğini belirterek şöyle konuştu: “Tabi biz bu merkezi kompleks olarak, hem koyunculuk, hem tavukçuluk, hem besi sığırı, sütçülük ve atçılık olarak yürütüyoruz. Bizim günde 40’a yakın süt sağımımız var ve günlük 30-35 litre hayvandan süt alıyoruz. Özellikte erkek hayvanları satıyoruz. Çünkü bizim dişilerde süte daha çok ihtiyacımız var. Kapasiteyi arttırmaya çalışıyoruz çünkü talep çok. Üniversite içinden durmadan abone geliyor. Ama bizim şimdiki şartlarımız bu. İleriki zamanlarda kapasitemizi arttıracağız. TAHAM olarak dediğim gibi hem eğitim süreci devam ediyor hem de Fırat Üniversitesi olarak işletme gibi hizmet vermeye çalışıyoruz.”

 

HEM TARIM HEM HAYVANCILIK YAPIYORUZ

 

TAHAM Müdürü Prof. Dr. Necmi Özdemir, 7 bin dönüm arazilerinin bulunduğunu, bunun 4 bin dönümüne arpa ektiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada bir konferans salonumuz, sınıflarımız var. Bir de konaklama olarak 19 odamız ve 4 tane süit odamız var. 120 başlık modern bir ahırımız, otomatik modern süt sağım merkezimiz mevcut. Revirimiz var ve revirde de yaklaşık 10’a yakın hayvanı hastalandığı zaman ameliyatlarını, küçük operasyonlarını, doğumlarını yaptırabiliyoruz. Tarım yapmak için 7 bin dönüm arazimiz var ve bunun 4 binine arpa ekiyoruz. Hem arpa, hem yonca, hem de mısır silajı yaptık. Yaklaşık 300 ton kadar silajımız oldu. Süt için kendi yemlerimizi kullanıyoruz. Hazır yem de alıyoruz ama genellikle doğal olan yonca kurusu ve silaj kullanıyoruz. Onun için sütlerimiz de doğal oluyor ve yoğurt yaptıkları zaman da doğal oluyor. Burada hem tarım hem hayvancılık yapılıyor. Mera ektiğimiz zaman da 12 çeşit otu aynı anda hayvan yiyebiliyor burada. Nisan ayından sonra hayvanı dışarı salıyoruz ve yemyeşil ortamda otlatıyoruz. Tavukları da daha iyi yemlemek için 20 dönüm kadar yonca ekiyoruz. Burada hem tarım hem hayvancılık olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kapasitemizi daha da genişletmeyi hatta imkanlar el verdikçe, ödeneklerimiz arttıkça ilerletmeyi düşünüyoruz. Tohumları denemek istiyoruz. Ziraat yönünden de burada tarım yapıyoruz. Burada bir tarım grubumuz var. Hem hayvancılığı hem de tarımı yürütmeye çalışıyoruz. Daha çok eğitim amaçlı uygulama ve araştırma faaliyetleri yürütüyoruz. Biz üretici ve yetiştiriciye nasıl faydalı olabiliriz, üniversite olarak bilgimizi nasıl paylaşabiliriz bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Çok bilgi var birikmiş ama halkla bütünleşerek yapmaya çalıştık. Amacımız yetiştiriciyi buraya alıştırmak. Her seferinde talep artıyor. Eksikler çok ama modern bir koyunculuk tesisi kurmayı düşünüyoruz ve projelerimiz devam ediyor. Tabi Kalkınma Bakanlığı’yla, DAP’la işbirliği ile modern bir sığırcılık kurduk ve koyunculuğu da bölgede oturtturmalıyız. Referans olarak her yetiştirici bu üniteleri görmeli.”