EVİN ARABAN VAR MI?

Eğer seyredebildiğimiz on kanal televizyonumuz varsa bunun yedisinde kimseler kusura kalmasın ama karı kız pazarlanıyor.

         Bunun başka bir adı yok.

         Bu programlarda sorulan tek soru “Araban var mı, evin var mı?” sorusudur.

         Yani her şey bu sorununun cevabındadır.

Araban, evin varsa terörist ol, hırsız ol, namussuz ol önemli değil yeter ki evin ve araban olsun.

         Edep, hayâ ahlak, fazilet ve kişilik önemli değil.

         Önemli olan arabanın evinin olmasıdır.

         Bendeniz bu gibi programları seyretmem ama açtığım her kanalda bu rezilce programlar olunca kanal değişinceye kadar da olsa insanın gözü çarpıyor.

                              ELEKTRİK ALAMAYAN DİLBER

         Sunucularının ayda 60 bin lira gibi astronomik ücretler aldığı bu rezil programlarda bir başka konuda tarafların biri birlerinden elektrik almalarıdır.

         Mübarekler sanki trafo merkezi biri birlerinden elektrik alıp elektrik veriyorlar.

         Paravanın bir yanında bir kız diğer yanından bir oğlan büyük bir iştahla paravan açılıyor kızla oğlan biri birlerini görüyorlar aralarında bir muhabbet başlıyor. Bazen elli yaşın üzerinde kaşarlanmış karılar bile katılıyor bu rezil programa. Onlarda kendilerine koca arıyorlar.

         Seyirciler birer akil adam gibi arabuluculuk yapıyorlar. Keban barajı gibi onlara elektrik vermeye çalışıyorlar. Aralarını yapmaya, onları birer çay içmeleri için baş başa bırakmaya uğraşıyorlar.

         Ama nafile kızcağız “Ben senden elektrik alamadım bu iş olmaz salonda benim başka taliplerim var” diyor.

         Talip mi yok hepsi birer talip o almasa başkası alıyor.

         Evi arabası olan malı götürüyor.

         O stüdyoda örf ve ananemizden, ahlak ve faziletimizden hiçbir eser yok genci orada, yaşlısı orada, erkeği orada, kadını orada…

         Orada olmayan sadece ve sadece edep ve hayâ…

         Bu edepsiz programı çocuklarımız, kadınlarımız, kızlarımız seyrediyor, en vahimi RÜTÜK seyrediyor RÜTÜK…           

                      ÇÖKÜYORUZ EY MİLLETİM ÇÖKÜYORUZ

         Bu başlık belki biraz abartılı olacak ama doğru.

         Çöküyoruz ey necip milletim çöküyoruz.

         Fikren de, zirken de, ahlaken de çöküyoruz.

         Millet olarak bir çöküntü içerisindeyiz.

         Sevginin yerini, sevgisizlik, sadakatin yerini ihanet almış durumda.

         Ne namuslu olduğumuz belli ne de namussuz olduğumuz, ne hırsız olduğumuz belli nede olmadığımız.

                                                       ***

         Bir genç kız anne ve babasından gizli o programa katılıyor kendisine koca bulmaya çalışıyor. Aradığı kocada ahlak ve fazilet aramıyor, aş, iş ve kariyer aramıyor sadece kendisini gezdirebilecek bir araba arıyor ama bu arabaya neyle benzin koyacağız onu düşünmüyor.

         Sonunu düşünmeyen, günü birlik yaşamaya, gününü gün etmeye çalışan, duyarsız ve ahlaksız bir toplum.

         İnsan sevgisi, vatan sevgisi, bayrak sevgisi gibi bir dertleri yok.

         Onların tek derdi günü birlik aşk.

Nerede onurumuz, nerede gururumuz?..

         Milletçe bir çöküntü içerisindeyiz, çöküyoruz.

                                                       ***

         Yazımızı bir şiirimizle bitirelim… 

Bakarsınız şiirlerimiz nesirlerimizden daha ilgi çeker kim bilir?

           *

         Fazileti Hak getire rezillik olmuş düstur,

         Ar namusu soran yok mefkûre olmuş kusur.

         Kim kimi yakalarsa kör ebe gibi oyun.

         Ben buna ahlak demem adı neyse siz koyun.

         *

         TEŞEKKÜR:

            Geçtiğimiz pazartesi günü genç yaşta yitirdiğimiz ablamın kızı yeğenim, arkadaşım, kardeşim GÜNGÖR GÜRZ’ün vefatı nedeniyle taziyemize gelen, telefon ve Internet ortamı ile başsağlığı dileyen bütün dostlarıma teşekkürler ediyorum…

         Rabbim onlarında ölmüşlerine rahmet eylesin.