EROL FARKI
İlimiz CHP Milletvekili Gürsel Erol, CHP adına ezber bozmaya devam ediyor.
TBMM’deki bütçe görüşmelerindeki sözlerine bir bakalım:“Bütçe görüşmelerinin başladığı günden bugüne kadar bu kürsüde gergin anlar yaşandı, tartışmalar yaşandı. Muhalefet partisinin milletvekilleri, partimizin milletvekilleri kendilerine göre haklı gerekçelerini kürsüde seslendirdiler. Ben biraz daha farklı bir bakış açısıyla kendi bölgemin, ilimin ve ülkemin genel sorunlarıyla ilgili bir değerlendirme yapmak isterim. 24 Ocak’ta Elazığ’da yaşanan deprem sonrası Elazığ’da görevlendirilen 1 ay Elazığ’da kalan 3 bakanımız bugün burada. İçişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımız ve Çevre ve Şehircilik Bakanımız. 24 Ocak gecesi Elazığ’da yaşanan deprem sürecinin 1 aylık kriz sürecinin doğru yönetilmesine verdikleri katkılardan dolayı ben 3 bakanımıza da teşekkür ederim. Ama bu teşekkür Elazığ’da bu sorunların bittiği anlamında değildir. Elazığ’da halen mülkiyet haklarıyla ilgili, yönetmeliklerle ilgili, kanunlarla ilgili, mevzuatlarla ilgili sıkıntıların ve sorunların olduğunu da buradan iletmek isterim”
Bu cümleler, hakkı teslim değil de nedir. “Ben biraz daha farklı bir bakış açısıyla kendi bölgemin, ilimin ve ülkemin genel sorunlarıyla ilgili bir değerlendirme yapmak isterim.” Cümlesi kendisini klasik ve sırf karşıtlık üzerine kurulan muhalefet anlayışından ve CHP’den ari ve bağımsız kılıyor.
Milletvekili Erol, bununla da kalmadı CHP ile ters düşme pahasına çözüm süreci üzerinden terör örgütün bebek katili olduğunu ifade ederek, HDP milletvekillerinin de bu buna alet olduklarını haykırdı.
Terör örgütü ile müzakere değil mücadele edileceğini ifade eden Erol, bu konuşması ile bir kez daha duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.
Bizler Hakimiyet Gazetesi olarak, ilimiz CHP milletvekilinin hem siyasete hem de CHP’ye yeni bir ufuk çizdiğini ve bu anlayışın yaşatılması ve yaygınlaştırılması gerektiğini sıklıkla ifade ediyoruz.
Ortak paydamız Türkiye ve Elazığ’dır. Bu kırmızı çizgiler dışında elbette farklı renk ve tonlarımız olacaktır ve hatta olmalıdır.
Demokrasi biraz da farklılıklara saygı ve tahammül rejimidir. Bu anlayış bizi birbirimize daha çok yaklaştıracak bu da bizi güçlü kılacaktır.