Erdoğan Yalnız

Geçtiğimiz pazartesi günü Hakimiyet'e Göre köşemizde 'Emekliden Korkun!..' başlığıyla bir yazı yazdık ve yetkililere seslenerek dedik ki

Erdoğan Yalnız
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçtiğimiz günlerde açıklanan ve memur emeklilerine verilen zammın oldukça gerisinde kaldığı için büyük tepki toplayan kararın ardından, değişik kesimlerden ve özelikle de Ak Parti tabanından gelen itirazlar üzerine hükümetin yeni bir çalışma başlattığı ifade ediliyor.

31 Mart 2024'te yapılacak yerel seçimler öncesinde emeklilerin tamamına 4 bin ila 8 bin lira arasında seyyanen zam yapılabileceği öne sürüldü.

Bu çalışmaya sebep olan ne?

Elbette ki toplumdaki tepki…

Açıklanan zam karşısında bu tepkinin yaşanacağı bekleniyor muydu?

Evet bekleniyordu.

Bunu bile bile neden geçtiğimiz hafta hayal kırıklığı yaşatan zam oranı açıklandı?

Eğer cevap, “Biz bunu özellikle yaptık ki seçimlere yakın yeni bir zam da yapıp sandığa olumlu yansımasını sağlayalım” ise bu durum hiç hoş ve şık değil.

Emeklinin umutları ve hayalleri ile oynanmaz. Emeklinin  çaresizliği, mağdur ve mahcubiyeti, yaşamda kalma mücadelesi ve eve eli boş ve üzgün dönmesi üzerinden siyaset yapılmaz.

Hele hele çocuk sevindirir gibi bunu bayrama, pardon seçime saklamak duygularla alay etmektir.

Ve şu bilinmelidir ki emeklinin tepkisi de pektir. Kendisine böyle muamele yapılmasını hazmedemez, içerler, içine atar hatta kahrolur.

Siyasetteki etkin güçlere ve karar vericilere sözümüz şudur ki bu tür önemli kararlar alırken sadece bürokratı dinleyip karar vermeyin.

Vereceğiniz kararın sahada ve toplumda nasıl yorumlanacağına dair de danıştığınız toplum ve iletişim bilimcileriniz olsun.

Siz böylesine önemli bir konuda çok değişken çevrelerin görüşlerini almadan sırf bütçenin elverdiği oranda bir zammı dayatan bürokratların beyanlarına göre karar verirseniz,  bu durum,   açıkladığınız karardan bir hafta sonra sizi yeni bir karar almaya zorlar ve zam yapmaya iter.

Asıl siyasetçi odur ki bürokrata “bütçemizin durumu nasıl, ne kadar zam yapabiliriz” sorusunu değil, “ben bu kadar zam yaptım, bunun için halkımızı da mağdur etmeden yeni kaynak paketleri bulun” talimatını verendir.

Emeklilerle ilgili karar verirken bir değil 11 kere düşünün deriz. Yoksa sizin seçimlik zamlarınızın çok karşılığı olmaz.”

Biz pazartesi bunları yazdık, salı günü TBMM’den emeklilere yeni bir zam yapıldı ve zam oranı yılbaşında memur emeklilerine yapılan yüzde 49.25’e eşitlendi.

Önceki yazımızda da dediğimiz gibi siyasi karar mekanizmalarında ciddi aksaklıklar var. Ve ne ilginçtir ki siyaset, aldığı kararların sokaktaki olası yansıma ve tepkisini kestiremez hale gelmiş durumda.

Bu kadar halktan ve sokaktan kopuk bir siyaset anlayışı, Ak Parti’nin misyonuyla asla bağdaşmıyor.

Halkın sinesinden ve bağrından çıkarak 23 yıldan beri iktidar olan Recep Tayyip Erdoğan,  son zamanlarda kimlerle çalışıyor, kimlerin sözünü dinliyor ya da olası tepkileri önceden kendisine söyleyerek uyarabilecek gerçek dost yanında kalmadı mı bilinmez ama emeklilerin duygularıyla oynama gibi siyasi bir hataya düşürülüyor. Ve bu da gösteriyor ki Erdoğan’ın yanında gerçek dostu kalmamış. Ve sanki birileri özellikle yanlış yaptırarak siyasi etkisini ve güvenirliğini aşındırmak, tartışmalı kılmak istiyor. Ve ne yazık ki bu ekip hala en yakınında  durmaya devam ediyor. 

Ve yine görünen o ki Erdoğan yalnız, hem de çok yalnız…