Erdoğan-Hakimiyet Örtüşmesi

Hakimiyet Gazetesi'ni yerel konularla birlikte ülke gündeminde olan konulara yaklaşımı ve sorunlara çözüm önerileriyle farklı bir yerde durduğunu okurlarımızdan gelen takdir ve teşekkürlerden de görüyoruz.

Erdoğan-Hakimiyet Örtüşmesi

Hakimiyet’in yayın ilkeleri ve öncelikleri şehrimiz ve ülkemizdir. Elbette Ak Parti’nin güzel ve başarılı hizmetlerini takdir eder ve bunları da  gündeme getirir ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Bu duruşumuzla birlikte Ak Partili bakanların yanlış uygulamalarını da gündeme getirir, bununla kalmaz kendi çözüm önerilerimizi de sıralarız.

Bizlere göre Ak Parti hükümetini, yaptığı güzel çalışmalarla en çok büyütmesi ve yüceltmesi gereken bakanlık, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olması gerekirken tam tersi, yapılan basit hatalar ve yanlışlarla tüm yapılanların bir çırpıda silinip olumsuz propagandaya döndüren bakanlık da ne yazık ki bu kurum.

24 Ocak depremi ve sonrasında yaşadıklarımızla Elazığ halkı bunun canlı şahididir. Bakanlık bürokratlarının ve TOKİ’nin  aksaklıkları görmeyen mühendisleri sebebiyle hem bakanlık, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan zor durumda kalıyor.

Bunun son örneği de Bakan Kurum’un,  pistlerinin ve tüm binalarının yıkılarak üzerine millet bahçesi yapılacağını açıkladığı Atatürk Havalimanı oldu.

Bakanın açıklamasından sonra, olayı Atatürk ismi üzerinden manipüle etmeye çalışan CHP’liler hariç;  aklı, vicdanı ve izanı olan herkes, pistlerin ve mevcut binaların korunarak yeni projeler üretilmesi gerektiğini ifade etti.

Bizler de “Hakimiyet’e Göre” köşemizde 17 Mayıs 2022  Salı günü:https://elazighakimiyethaber.com/ataturk-havalimani-korunamaz-mi/70590/ linkinde görüleceği gibi konu ile ilgili bakın neler yazmışız:

“Atatürk Havalimanı Korunamaz mı?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da millet bahçesi yapılacak olan Atatürk Havalimanı'na ilişkin konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bölgenin imara açılacağı iddialarına yanıt veren Kurum, "Burası hiçbir konut imarına açılmayacak. İstanbul'un kalbi olacak. Burada şölenler, konserler düzenleyeceğiz. Bizim açıklamalarımızı bir kenara bırakalım. Kılıçdaroğlu, buraya kültür ve doğa projesi yapacağını açıklamıştı. Kendi genel başkanları bile açıklamalarında ters düşüyor." dedi.

Canan Kaftancıoğlu’nun hangi mantığı savunduğunu geçmişteki sosyal medya paylaşımlarından biliyoruz. Kendisi Ermeni soykırımını destekler, İslam’a hakaret eder ve PKK’yı öven paylaşımı var. Bu açıdan bakıldığında Canan Kaftancıoğlu’nun yaptığı, İstanbul’u ve Atatürk havalimanını korumak değil kuru bir muhalefet yapmak.

Bu tespitimizle birlikte Atatürk havalimanının millet bahçesi ve yaşam merkezi yapılacak projesinin yeteri derecede kafa yorularak hem mevcut binaların hem de pistin korunarak yapılma ihtimali de kökten yok sayılamayabilirdi.
Geçmişte bazı bakanların uçaklarının inmesiyle de gündem olan Atatürk havalimanı, diğer hava alanlarının bakım onarıma alınması ya da farklı etkinliklerde pistinin kullanılacak olması yönünde projelendirilebilirdi.

Yıkmanın en kolay ve çok da masraflı olacağını biliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tıpkı Elazığ depreminde olduğu gibi ilk kararlarında çok isabet edemiyor.
Kentsel dönüşüm yapılan alanlarda önce beş, gelen tepkiler üzerine altı kat bina yapılarak Elazığ’ın kasabaya dönüştürülmesi, köy evlerinin çelik konstrüksiyonla yapılması, Mustafapaşa mahallesinde uygulanan planın büyük sıkıntılar oluşturması örneğinde olduğu gibi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bürokratlarının sıcağı sıcağına verdiği ve bunu bakanlara ilettiği hiçbir kararı isabetli çıkmadı.
Bu tecrübeden hareketle Atatürk Havalimanı, pistleri yıkmadan hem kendi misyonunu ve fonksiyonunu hem de millet bahçesi ve konser alanı projesini, mevcut yapılanması korunarak inşa edilebilir. 

Olaya her iki tarafında siyasi bakmak yerine hem ekonomik hem de mevcut tesisleri en iyi şekilde kullanılması yönünde bakılması lazım gelir diye ortak bir kanaat oluşmuş gibi.”

Bizler bu satırları salı günü yazdık. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesinde gençlerle bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan perşembe günü sorulan bir soru üzerine aynı konu ile ilgili bakın neler  söyledi: “Millet Bahçesi herkesi çok mutlu edecek. Hafta sonlarını geçirebilecek aileler olacak. O bölge Millet Bahçesi noktasında fakir. Ağacı ve yeşili ile çok güzel bir nokta olacak. Şehir hastanesi ve yeşili ile o bölgede güzel bir proje hayata geçecek. Pistlerin dışındaki yeşil alanları zenginleştireceğiz. Bir ihtimal pistleri kaldırmayacağız, pistler belki de kalacak.”

Bir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına bakın bir de bizlerin salı günü kaleme aldığı yazısında. Ancak bu kadar örtüşebilir görüş ve düşünceler. Zira aklın ve izanın yolu bir.

Bizler de yazımızda  Millet Bahçesi yapılsın ve alan ağaçlandırılsın diyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan da. Bizler de proje yapılırken mevcut pistler ve yapılar korunsun diyoruz Cumhurbaşkanı Erdoğan da. 

Şimdi anladınız değil mi Çevre ve Şehircilik Bakanlığının  öngörüsüzlüğünü ve  kendisine verilen talimatlar üzerinde kafa yorup alternatif projeler üretmekten ne kadar çaresiz  ve yetersiz olduğunu. 

Bu örneklerden da anlaşıldığı gibi, bazı bakanlıklarımızda ve bağlı kurumlarımızda akıllı, üretken ve her şeyden önce de alınan bir karara karşı kamu vicdanının vereceği tepkiyi hesap edemeyen birçok   fuzuli şagil eleman var. 
Bir proje ve hizmet yapmalarını geçtik, hem fiziki bina ve yapıları hem de gönülleri yıkmasınlar başka ihsan istemiyoruz.

Bu arada, bakanlığın, düşünmeden ve sonuçlarını hesap etmeden ve milyonlar kamu zararı oluşturacak pistleri ve binaları yıkma projesine dur deyip mevcut pist ve yapıların korunmasını sağlayan ve yüreklere su serpen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyor, O’nun ferasetinin milyonda biri keşke bazı bakanlarımızda ve bürokratlarımızda olsa diye dua ediyoruz.