En büyük sorunumuz Müftülük binası!
Elazığ'ın tüm sorunları çözülmüş de sanki tek sorun müftülük hizmet binası ile öğretmenevinin eksikliğiymiş gibi gereksiz bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Şüphesiz bu talepler de bir ihtiyaçtır, gerekli şartlar ve zemin oluştuğu takdirde bu binalar yapılmalıdır. Buna hiçbir itirazımız yok.
Önce müftülük binasından başlayalım. Nasıl ve kimler ön ayak oldu ve nasıl bir karar alındı ya da çalışanlar binadan sıkıldı mı bilmiyoruz ama Hastane caddesi üzerinde oldukça muhkem görülen Edibe Can Müftülük sitesine önce hafif hasar kaydı düşüldü, ardından da nasıl bir mekanizma işlediyse ağır hasarsa döndü.
Yine kimlerin gazına gelindi bilinmez ama o bina apar topar Beyzade Cami yerleşkesine taşındı. Ancak nasıl bir çelişkidir ki ağır hasar kaydı bulunan binanın zemin katındaki tüm işyerleri faaliyet gösterdiği gibi otopark da halka hizmet vereye devam ediyor. Demek sadece müftülük personelinin canı kıymetli. Altta kalan esnaf çok önemli değil… Neyse bu sorun kendi sorunları diyelim ve geçelim.
Yeni bir müftülük binası için ortaya düşen kurum çalışanları gözünü Elazığ Belediyesinin yanındaki yeşil alana dikerek “tapusu bizde” gerekçesiyle bu alana bir beton yığını kurmak istiyorlar. Her tapulu alana kişinin istediği binayı yapamayacağı teknik ve şehircilik bilgisinden yoksun bu çevreler, sözde kurumun ali çıkarlarını koruma adına kameraların karşısına geçip ortak açıklama yapıyorlar. Buna müsaade etmeyen kurum yetkilisi ve şehrin önemli bir çoğunluğunu “din düşmanı” olmakla itham ediyorlar. Hem de muhataplarının İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu bile bile…
İl müftüsü de zaten ‘ben yakında daha büyük bir şehre tayin olacağım’ düşüncesi ile yaşananları sadece izliyor. Bu konuda hala bir yorum yapmış, görüş serdetmiş değil. Zira kendileri camilerde 5-10 kişiyle kıldığı sabah namazı buluşmalarıyla görevini hakkıyla yaptığını sanıyor ve huzur buluyor. Oysa müftülük binası için kendilerine önerilen ve şehrin yeni cazibe merkezi olan protokol yolundaki 8 dönümlük arsayı “uzak” gerekçesi ile reddediyorlar.
Bir an “uzak” gerekçesini kabul edelim. Madem Veysel Demirci yanındaki alanı uzak buluyorsunuz o zaman şehrin göbeğinde bulunan ve zaten ağır hasarlı olduğu için apar topar terk ettiğiniz Edibe Can Müftülük sitesini yıkıp yerine neden yeni bir müftülük sitesi yapmıyorsunuz?
Nedir bu Belediyenin yanı ısrarınız? Nedir bu; “Bizim kurumuz da diğer kurumlar gibi tabela değeri ve görünürlüğü olan bir alanda yapılsın” ısrarınız ve inadınız. Siz şahsınıza ait olan bir arsa da bile isteğiniz binayı yapamayacağınız, bunun için imar izni ve daha da önemlisi şehir plancısı görüşünün şart ve gerekli olduğunu bilmiyor musunuz?
Yeri ve zamanı değil ama kabul görmüş bir kanaati diyanet camiasına hatırlatmakta fayda var. Oldukça fazla ülke gündeminde yer alan Diyanet’in hac paralarını sorumsuzca kullanıp buradan Avrupa’da lüks villalar satın aldığı yönünde iddialar, DİB Başkanının lüks makam arabası kullanması, yakınlarına özel makamlar ve menfaatler temin ettiği yönünde ulusal medya da dolaşan iddialar yüzünden zaten yeterince yıpranmış durumda. Ehil, sözleriyle davranışları tutarlı olan, güvenirliği ve takvasıyla toplumda saygın durumda olan din görevlilerini ayrı tutarak ve tenzih ederek söylemek gerekirse; kurum çalışanlarına halkın bakışı da çok olumlu değil. Bu konu ayrı bir yazı konusu diyerek geçelim.
Şimdi siz diyanet olarak tüm sorunları çözmüşsünüz, faaliyetleriniz, icraatlarınız ve hakkınızda ortaya atılan iddiaların yalan olduğunu ispat ederek tüm toplumun güvenini kazanmışsınız haklı olarak bunun karşılığı olarak da yeşil alan üzerinde bir müftülük binası yaparak bunun taçlandırılmasını mı istiyorsunuz?
Hem de daha uygun iki alternatifiniz varken… Bu tartışmalar Elazığ Müftülüğüne talep ettikleri belediye yanındaki alanda bir hizmet binası getirir mi bilmiyoruz ama bu anlamsız ve gereksiz ısrarlar ve bunun üzerinden yapılan tartışmalar kuruma ciddi itibar kaybı yaşatmakta.