Elhan-ı şita

Yağmurlu bir Cuma gününe uyanmıştık ki öğlen sonu yağmur, yerini pamuk misali yağan lapa lapa kara bıraktı.

Elhan-ı şita
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çoktan beri görmediğimiz kar taneleri özellikle çocukların büyük ilgisini çekti.  Duygusal yönü ağır basan romantik insanlarımız karda yürümenin keyfini çıkarmak için kendini dışarı attılar.

Uzun süren kar yağışı ile şehir beyaza, ruhlar huzura büründü. Kar yağışına en çok da su kıtlığı yaşamaktan korkan yetkililer ile kuraklık tehlikesi yaşayan üreticilerimiz memnun oldu. Onlara göre yağan her bir zerre altın değerinde kıymetliydi ve özeldi.

Birçok kesim bu kar yağışına oluşturduğu yolda kalma, mahsur kalma ya da olası kazalar gibi kısmi mahrumiyetlere izafeten beyaz esaret deseler de bizler hasretle beklediğimiz bu yoğun kar yağışına beyaz rahmet dedik her zaman.

Bu satırların yazıldığı saat 16.54 itibariyle kar hızını kesti hatta durdu gibi. Meteorolojik veriler cumartesi için de yağmur gösteriyor. Umarız yağmurla birlikte tabiat ve barajlarımız bir nebze de olsa suya hasretini gidermiş olurlar.

Karla aydınlanan ve güzelleşen bereketli bolluk, zarafet getiren bir Cuma günüydü yaşadığımız. Daim olsun…

 O zaman günün anısına yazımızı Cenap Şahabettin’in kar nağmeleri anlamına gelen Elhan-ı şita şiiriyle son verelim 

ELHAN-I ŞİTA 

Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş

Eşini gaib eyleyen bir kuş

Gibi kar

Geçen eyyam-ı nevbaharı arar

Ey kulubun sürud-i şeydası

Ey kebuterlerin neşideleri

O baharın bu işte ferdası

Kapladı bir derin sükuta yeri

Karlar

Ki hamuşane dem-be-dem ağlar

Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar

Küçücük ser-sefid baykuşlar

Gibi kar

Sizi dallarda lanelerde arar

Gittiniz gittiniz siz ey mürgan

Şimdi boş kaldı serteser yuvalar

Yuvalarda yetim-i bi-efgan

Son kalan mavi tüyleri kovalar

Karlar

Ki havalarda uçar uçar ağlar