Elazığ'ın Vazgeçilmezi 50'ler Zor Durumda!
Elazığ'ın en işlek caddesi olan Gazi Caddesinde, herkesin bildiği 50'ler Çarşısı esnafları, ekonomik buhranda.
Telefon tamiri günümüzde sıfır veya ikinci el telefon almanın önüne geçmiş durumda.
15 yıldır telefon sektörünün içinde olan Hamza Çakmak, son 15 yılda yeni telefon almanın değil, bozuk telefonu tamir ettirmenin arttığını belirtti. Satış temsilciliği, tamir ve yazılım üzerine çalıştığını söyleyen Çakmak:
“TELEFONLAR DOLAR KURU ÜZERİNDEN SATILDIĞI İÇİN İKİNCİ EL TELEFONLAR DA OLDUKÇA PAHALI”
“İnsanların ikinci el telefona yönelmesinin en büyük nedeni ekonomidir. Çünkü şu anda global markaların en kötü telefonunun sıfır fiyatı 10 bin liradan başlıyor. İkinci el telefon fiyatları da çok yüksek çünkü yerli üretim olmadığı için telefonlar dolar kuru üzerinden satılıyor.
Eskiden ikinci el telefon aldığımızda detaylarıyla çok ilgilenmiyorduk ancak şu an bütün detaylar bizim için çok önemli. Çalıntı olabilir, eksik parçası olabilir, kaç defa tamir edildiğini bilmek zorunda hissedebiliriz. Bizim için önemli, çünkü çok para veriyoruz. Herhangi bir aksilikte tamir ettiriyoruz.” Dedi.
Kahramanmaraş depremlerinden sonraki süreçle alakalı konuşan Çakmak:
“Elazığ, Elazığ depreminden sonra tedbir almıştı, bu sayede Kahramanmaraş depremlerinden diğer şehirler kadar etkilenmedi. Can kaybı da diğer şehirlere oranla çok daha azdı. Buna rağmen ekonomik açıdan çok etkilendik. Şehrimize neredeyse Elazığ’ın nüfusu kadar depremzede gelmek zorunda kaldı. Çevre illerden gelen depremzedeler için 50’ler Çarşısı esnafları olarak elimizden geleni yapmaya çalıştık. Telefon tamirlerini en uygun fiyata yaptık, ikinci el telefonları aldığımız fiyata, hatta çok daha uyguna sattık. Depremzede vatandaşlarımız için yapabildiğimiz her şeyi yaptık. Piyasa çok hareketli olmasına rağmen fiyatları elimizden geldiğince sabit tutmaya çalıştık.
“İŞLERİN BU DENLİ ARTMASI BİZİM KAZANCIMIZI ARTTIRMADI, AKSİNE DÜŞÜRDÜ”
Depremlerden sonra işler çok arttı çünkü insanlar telefonlarını enkaz altında bırakmıştı. En iyi durumda olanın bile telefonu sorunluydu. İşlerin bu denli artması bizim kazancımızı arttırmadı, aksine düşürdü. Zira dediğim gibi elimizden gelen tek şey işçilik ücreti almamaktı, ürünü uygun fiyata vermekti. Bundan gocunmuyoruz, çünkü vatandaşlık görevimiz.
Dolar kuru telefon ve elektrik sektörünü direkt etkiliyor çünkü yerli üretim yok. Bütün ürünler ithal olduğu için ürünleri al sat yaparken mecburen dolar kuru üzerinden değerlendiriyoruz." dedi.
“”ESKİDEN MÜŞTERİYİ MEMNUN ETMEK İÇİN SABAHIN KÖRÜNDE GELİP GECENİN BİR VAKTİ DÖNÜYORDUK, ŞU AN AKŞAM 6-7 CİVARINDA KAPANIŞ YAPIYORUZ ÇÜNKÜ İŞ YOK”
Son zamanlarda İşlerimiz çok zayıf. Ben çocukluğumu 50’ler Çarşısı’nda geçirdim. Yıllardır buradayım. İş yapamıyorum, satış yapamıyorum. Deme lüksü bundan 3 yıl öncesine kadar yoktu. Bu çarşıda dükkanı olan bir insanın müşteriyi doyurma problemi vardı. Eskiden bizim müşteriyi memnun etmek için sabahın köründe gelip gecenin bir vakti dönüyorduk. Şu an akşam 6-7 civarında kapanış yapıyoruz çünkü iş yok, müşteri yok, insanlar zor durumda.
Elazığ’da esnaf olmanın zorluklarından ve ülkemizdeki maaş ve para dağılımının adaletsizliğinden bahseden Çakmak, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“BİZ NE YAPALIM? ESNAF İÇİN HERHANGİ BİR ÇALIŞMA VAR MI?”
“Ben 2018 yılında telefon tamirciliği yaparken, kendi dükkanım yokken 7500 lira para kazanıyordum. Aynı dönemde sağlık personeli olan yakın arkadaşım 4000 lira maaş alıyordu. İkimiz de rahatlıkla geçinebiliyorduk. Ancak şu an en düşük memur maaşı 22 bin lira, arkadaşım 30 bin lira maaş alıyor. Bugün 50’ler Çarşısında herhangi bir esnaf aylık 25 bin lira bile kazanamıyor. Hatta bunu hayal bile etmiyor. Memurlar, yapılan zamların yetmediğini söylüyor. Biz ne yapalım? Esnaf için herhangi bir çalışma var mı? Esnaflığın bittiğini, Elazığ’da esnafların ne kadar zarar gördüğünün en büyük göstergesidir. Bu konuda yetkililerden acilen, ivedilikle bir çalışma bekliyoruz.”