Elazığ'ın da Mağduru Var
Elazığ, öteden beri mazlumun, mağdurun, muhtacın ve mustazafların yanında olan bir şehir. Maşrıkta bir kardeşinin ayağına batan dikenin acısını hisseden ve bunu dindirmek için şefkat ve merhamet duygularıyla anında elini uzatan bir şehir bu şehir.
Son yıllarda Müslüman coğrafyalarda yaşanan savaş, dram ve bununla birlikte gelen yokluk ve sıkıntılara duyarsız kalmayan Elazığlı hemşerilerimiz, başta Suriye olmak üzere Afganistan, Irak, Arakan ve diğer acılı bölgelere derman ve ilaç olmaya devam ediyorlar.
İHH, Kızılay, Cansuyu, Deniz Feneri ve Beşiri Derneği ve daha birçok yerel yardım kuruluşlarımız, zaman zaman düzenledikleri kampanyalarla bu bölgelere sıcak bir aş ya da ağır kış şartlarında barınacakları sıcak bir yuva olmaya devam ediyorlar.
Bu yardımların son örneğini ise Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen "Biz Kardeşiz İdlib’in Yanındayız" yardım kampanyasında gördük.
İlimiz hayırsever iş insanları ve halkımızın katkıları ile İdlib kentine ulaştırılmak üzere hazırlanan 8 tır yardım malzemesi gönderildi.
Bu tür çalışmaları yapan tüm kurum ve kuruluşları takdir ediyor ve böylesine bir hayra vesile oldukları için kutluyoruz.
Bu çalışmalar ve hayırlar yapılırken, kurumların bir miktar da yüzlerini kendi şehirlerine dönmesini de bekliyoruz.
Ağır geçen kış mevsimi, üst gelirlileri bile çileden çıkartacak kadar yüksek gelen elektrik faturaları, gıda ürünlerinde yaşanan fahiş fiyat artışları ile Elazığ halkı da zor günler geçiriyor.
Asgari ücret, memurlara yapılan zamlar daha ilk ayda uçup gitti. Asgari ücretli bir işi dahi olmayan ya da mevsimlik olarak çalışan on binlere hemşerimiz ve bunların çoluk-çocukları ne yer ne içer, nasıl yaşar diye düşünmemiz lazım.
Bunu sadece yardım yapan kuruluşlar değil, her birimizin düşünmesi, dert edinmesi ve uykularımızı kaçırması lazım. Ve tıpkı zekâtta olduğu gibi önce çevremizden, yakın akrabadan başlayarak kendimizce bir planlama yapıp bunu hayata geçirmemiz lazım.