Elazığ Folkloru'nun Usta Hocası 'Zülfü Bircan'
Milletlerin karakteristik özelliklerini yansıtan en önemli yapı taşı o milletin folklorudur. Elazığ folklorumuzu usta hocamız Zülfü Bircan'dan dinledik.
Milletlerin karakteristik özelliklerini yansıtan en önemli yapı taşı o milletin folklorudur. Elazığ folklorumuzu usta hocamız Zülfü Bircan’dan dinledik.
ELAZIĞ’I TEMSİL EDEN EN GÜZEL OYUNUMUZ ÇAYDA-ÇIRAYDI
Zülfü Bircan,” Harput musikisinden halk oyunlarına, manilerinden masallarına, fıkralarına, mahalli yemeklerine kadar hemen her alanda farklı, kendine özgü bir yanı vardır bu şehrin. Elazığ’a gelen misafirler, “Çayda Çıra oyunu” ile karşılanır, Harput köftesi, kaburga dolması, sırın ve içli köfte ile ağırlanır; orcikle, pestille, dut kurusu ile ve çedene kahvesi ile ikramlara devam edilir, evliyaların mesken tuttuğu Harput’ta tarihin derinlikleri yaşatılır ve Hazar Gölü ile Keban Barajı’nın eteklerinde, coğrafi manzaranın eşsiz güzelliği gözler önüne serilir.
Ben 1964 yılında Halk Evine girdim. Halk Evi o zamanlar kapalı çarşının yanındaydı. Ekibimiz Fikret Memişoğlu’nun ekibiydi. Mustafa Turan ekip başıydı. Bursa Kılıç Kalkan Ekibiyle birlikte yarışmaya katıldık.1965 yılında ben ekip başı oldum. Fikret Memişoğlu’yla beraber çalıştık.1968 yılında Fikret bey vefat etti. İlerideki yıllarda başkan oldum. Çeşitli illerde festivallere katıldık başarılarla döndük. Elazığ ekibi çok kıymetli bir ekipti. Elazığ’ı temsil eden en güzel oyunumuz ise Çayda-Çıraydı. Dünyada tek olan bir oyundu. Dışarıdan gelen Elazığlılara büyük bir heyecanla gösteriler yapıyorduk. Çok beğeni topluyorduk. Tüm dünyada “Mumlu Dans” olarak bilinen Çayda Çıra Elazığ'ın başta gelen orijinal bir oyunudur. Bu oyun düğünlerde kına gecelerinde ve belli başlı eğlencelerde mutlaka oynanır. Oyunu kadın erkek birlikte veya ayrı ayrı oynarlar” dedi.
GENÇLERİMİZİN KÜLTÜRÜMÜZÜ TANIMASI VE ÖĞRENMESİ GEREKİYOR
Zülfü Bircan,” Aile parkının olduğu yerde çıkıyorduk oyunlarımızı oynuyorduk genellikle aileler çoğunluktaydı. Parka sanatçılar geliyordu İzzet Altınmeşe, Müslüm Gürses v.b. ‘Suyun Getirdiği Kültür’ adlı bir ekibimiz vardı beğeni çok topluyordu. Ekibimizde İlyas Bulut, Recep Omrak, Halit Yılayaz, İsmail Ünal ,Mustafa Alçiçek, Niyazi Kışla, Feyzi İlhan, Klarnetçi Şerif, Davulcu İsmail Çoğu rahmetli oldu. Mekanları cennet olsun..
Bir festivalimizi de Harput’ta kale önünde yaptık şu anki tadilat yapılan hamamın önünde. O kadar çok anımız var ki anlatmakla bitmez. Şimdi Elazığ yöresi halk oyunlarını incelediğimizde müziklerinin zengin ezgi yapısının yanında, oyun figürlerinde de bir zenginliğe sahip olduğunu ve her oyun figürüne karşılık müzik formunun da bulunduğunu, çoğu oyunların da müzik-oyun formu bütünlüğünün korunduğunu görürüz. "Delilo, Büyük Ceviz, Avreş, Güvercin, vb.
Özellikle gençlerin bu kültürleri tanıması ve öğrenmesi gerekiyor. Gençlerin bu kültürleri öğrenmesi sayesinde, hem halk oyunlarına olan ilginin artacak hem de bu kültürlerin gelecek nesillere aktarılması sağlanacak diye düşünüyorum. Şimdi oyunlara bakacak olursak çok ağırlaşmış.
Jimnastik yapar gibi oynuyorlar. Folklorümüz de bu kesinlikle yok. Ritmik hareketlerle yapılması gerekiyor. Oynayan kişinin gözlerinin içinin gülmesi gerekir. Tabi ki ağır oynanacak oyunlarımızda var.
Avreş oyunumuz asker uğurlama oyunudur. Sert oynanır, Güvercin oyunumuz şimdilerde unutulmuş durumda bilende yok gibi görünüyor. Elazığ’ımızın en güzel oyunlarından birisidir. Kılıç Kalkan oyunumuz vardı, bıçak oyunu, tamzara. Hepsi unutuldu. Çayda-Çıra tamamen değişmiş durumda dizler kırılmadan oynanıyor tabaklar aşağıya iniyor göğüs hizasında olması gerekiyor. Dönüldüğünde gülmek gerekiyor.. Yeni öğrenenler yanlış öğreniyor.
Arayıp soranda yok öğrenmek isteyen de.. Danışın sorun öğrenin ama doğrusunu öğrenin. Elazığ’da herkese oyunlarımızı öğretiyorduk heves vardı. Arkadaşlar kızardı bana öğretme herkese derlerdi. İyi ki öğretmişim zaten böylelikle Elazığ’a yayıldı. Gördükçe mutlu oluyorum .