Elazığ efsanelerinden korkutan hikaye: Okuyan bu gece uyuyamaz!
Elazığ yöresine ait efsane haline gelmiş hikayeleri okuyucularımızla buluşturmaya devam ediyoruz.
İsmail Hoca bütün konuşulanları duymuş tabiî. Sahiden de İsmail Hoca’nın gelini o sabah doğuracakmış. Kalkmış, oradan doğruca eve gelmiş. Kimseye de bir kelime söylememiş.
Sabah olduğunda gelin doğurmuş ve hakikaten karısı da öğlen yemeği için sarma sarmaya başlamış. İsmail Hoca, yine bir şey dememiş. Sadece ayran tuluğuna su koyup ıslatmalarını tembih etmiş.
Öğlen olmuş, sarma hazırlanmış; bakmış ki, karısı bir tabak da gelini için ayırmış. O zaman demiş ki: "Hanım, ben oğlumu evlendirirken ahdetmiştim ki, gelinim ilk doğurduğu zaman onun yiyeceği üç lokmayı ben kendi elimle vereyim. Şimdi ver o sarmayı bana, sen de tuluğu al, gel benimle." demiş.
Gelinin odasına gitmişler. İsmail Hoca almış, tuluğu da yanına ve başlamış sarmaları geline yedirmeye. Birinci sarmayı vermiş, ikinci sarmayı vermiş, sıra üçüncüye gelince, onu tuluğun ağzını açarak, koymuş onun içine ve ağzını kendir ipiyle sıkıca bağlamış.