Elazığ'dan Erbakan Geçti

Fatih Erbakan gündüz programlarının arkasından gece de iki televizyonumuzun ortak canlı yayına katıldı.

Birikim ve donanımları ile şehrin sevgi ve güvenini kazanmış kıymetli gazeteciler Serkan Aksakal ve Elif Doğan’ın soruları ile Erbakan’ın hem şehrimiz hem de ülkemiz sorunlarına bakışı ve çözüm önerilerini dinledik.

Yaşanan sorunlar ve vatandaşların mağduriyetlerini veciz, çarpıcı ve bir o kadar da sade cümlelerle ifade etti.

Özellikle ülkemizin geldiği ekonomik çıkmaz ve açmazların sebeplerini bir bir rakamlarıyla birlikte yine tüm açıklığı ile ortaya koydu.

Babasının oğlu olarak rakamlara çok hakimdi ve rakamların ülkemiz için verdiği “sos” mesajlarını yine anlaşılabilir ve çarpıcı örneklerle tek tek ortaya koyuyordu.
Geçiş garantili köprülerin devlete, dolayısıyla millete yüklediği kambur, özelleştirmeler ile kimlerin korunduğu, devletin çiftçiden ve üreticiden esirgediği paraları nasıl dev şirketlere vergi affı olarak aktarıldığını ve pandemi döneminde milli gelirden en az desteği veren dünyadaki üç ülkeden biri olduğunu veciz bir şekilde ortaya koyuyordu.
Tüm bu gerçekler eminiz ki ülkeyi yönetenler tarafından da biliniyor ve giderilmesi yönünde gayret gösteriliyordur.

Fatih Erbakan, tüm bu yanlışları ifade ederken, nefret dili kullanıp, kin, siyasi rakip olmaktan dolayı diğer siyasilere karalayıcı bir üslupla seslenmiyordu. 

Hatta  o kadar naif bir üslup kullanıyordu ki çok sıradan bir cümle ile çok önemli bir bilgi verdiği cümlenin tonlaması, vurgusu ve yüzünde oluşan jest ve mimikler aynıydı.
Bu duruşu ve üslubu yeni dönem siyasetin ipuçlarını da veriyordu. Zira insanlarımız artık karşılıklı hakaret ve küçük düşürmeye dayalı, bağırıp çağırmalı siyaset tarzından bıkmış ve usanmış durumda.

Siyaseti artık kutuplaşmanın zemini değil, ortak noktalarda buluşup halka hizmetin aracı olarak görmek isteyen bir kuşak var. Ve bu kuşağı yakalayan tek lider de şimdilik Fatih Erbakan.