Elazığ'da Şeyh Adıyla Dolandırıcılık Yapan Şahıslara Ceza Yağdı

Elazığ'da kendini şeyh olarak tanıtıp iş insanı ve beraberine 5 kişiyi milyonlarca lira dolandıran sanıklara ceza yağdı.

Elazığ'da Şeyh Adıyla Dolandırıcılık Yapan Şahıslara Ceza Yağdı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ’da, kendisini şeyh olarak tanıtıp tanıştığı iş insanı Z.A. ve 5 kişiyi milyonlarca lira dolandıran Mustafa Tarık Karahanlı ve Oğuzhan Karahanlı adlı kardeşlerin yargılanmasında sanıklara ceza yağdı. Karahanlı kardeşlerin dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerine kanat getiren mahkeme sanıkların her birine 36 yıl 10 ay hapis ve 292 bin 500 TL adli para cezası verdi.

Elazığlı iş insanı Z. A. ve 5 kişiyi dolandırıldıkları gerekçesiyle Mustafa Tarık Karahanlı ve Oğuzhan Karahanlı adlı kardeşlerden şikayetçi olduğu ve yaklaşık 6 yıldır devam eden mahkemede son duruşma görüldü. 6 kişinin de şikayetçi olarak yer aldığı duruşmada okunan iddianamede şahısların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, dini inanç ve duyguları aldatma aracı olarak kullandığı ve bu şekilde maddi menfaat sağladığı belirtilerek sanıkların bir şikayet konusu için ayrı ayrı cezalandırılması istendi. 

‘DİNİ DUYGULARI SÖMÜREREK YETİMLERİN İHTİYACI VAR DİYEREK MİLYONLARCA LİRA DOLANDIRDILAR

Sanık Oğuzhan Karahanlı’nın telefonla Z.A.’ı arayarak kendisini Şeyh Muhammed Mustafa olarak tanıttığı belirtilen iddianamede şu ifadelere yer verildi: “ Müşteki Z.'ün, kendisini Siirt/ Tillo da Şeyh Muhammed Mustafa olarak tanıtan (aslında böyle bir kişi mevcut olmayıp bu kişi sanık Oğuzhan Karahanlı) bir şekilde telefon ile iletişim kurarak tanıştığı, diğer müştekilerin ise, müşteki Z. aracılığıyla sanıklarla iletişime geçip tanıştığı, kendisini şeyh olarak tanıtan kişi (sanık Oğuzhan); peygamber soyundan olduğunu, Allah dostu olduğunu, kalp gözünün açık olduğunu, sözde şeyhin müşteki Z.'ü; müritleri ve temsilcileri olarak gösterdiği sanıklar Oğuzhan Karahanlı, Mustafa Tarık Karahanlı'ya yönlendirdiği, bu şekilde müştekinin sanıklarla 2019-2010 yıllarından itibaren görüşmeye başladığı, sanıkların; peygamber soyundan geldiklerini, Siirt Tillo'da bulunan sözde Şeyh Muhammed Mustafa'nın müritleri ve temsilcileri olduğunu, Şeyh Muhammed Mustafa'nın yaşayan 7 büyük İslam âliminden biri olduğunu, manevi bir konsey olduğunu, bu konseyin başında Şeyh Muhammed Mustafa'nın olduğunu, Şeyh Muhammed Mustafa'nın Türkiye'deki baskılardan dolayı önce Almanya'ya ardından Mısır'a gittiğini, oluşturulan konseyin üyelerinden birisinin sanık Oğuzhan Karahanlı olduğunu, sanık Oğuzhan'ın aynı zamanda manevi konseyin sözcülüğünü üstlendiğinin de müştekiye ifade edilerek, müştekinin güvenini kazandıkları; sanıkların, kendilerine sözde Şeyh Muhammed Mustafa'nın emanet ettikleri 700 ( ifadelerde bu sayı 600,700 ve 800 olmak üzere ifade edilmiştir.) yetim çocuğa baktıklarını, bu çocukların ihtiyaçlarının kendileri tarafından giderildiğini beyan ederek müştekilerden değişik zamanlarda birden fazla kez, para, erzak, giyim, ilaç, ameliyat parası talebinde bulundukları, yine müşteki Z. aracılığıyla tanışmış oldukları müşteki Z.'ün aile bireyleri olan diğer müştekilerden de, aynı şekilde para ve erzak talebinde bulundukları, bu kapsamda sanıkların, müştekilerden nakit para, araç, cep telefonu, bilgisayar, tablet, gayrimenkul, kıyafet, ayakkabı altın, vs. Şeklinde maddi menfaat sağladıkları, müştekilerin para yardımını gerek banka gerek elden, eşyaları ise kargo ile sanıklara gönderdikleri, eşyaların faturaları, tanık ve diğer beyanlar ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, bir şekilde iletişim kurdukları müştekileri, dini inanç ve duyguları aldatma aracı olarak kullanıp ve kandırıp; maddi menfaat sağlayarak, üzerine atılı dini İnanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri, sanıkların her müştekiye yönelik eylemlerinin birden fazla kez ve farklı zamanlarda gerçekleştiği dolayısıyla sanıkların, her müştekiye karşı eylemleri ile ilgili ayrı ayrı cezalandırılması ve haklarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla; sanıkların 5237 sayılı yasanın TCK 158/1-a, 53, 37, 43/1 maddeleri gereğince ayrı ayrı (6 kez) cezalandırılmasına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin hakkında hükmolunacak hapis cezasından TCK'nın 63. maddesi uyarınca mahsubuna karar verilmesi, sanıklar hakkında TCK 53'üncü maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, adli emanetin 2020/1738 esasında kayıtlı B.F.’a ait görüntü kayıtlarının delil olarak saklanmasına, karar verilmesi'' şeklindeki mütalaamızı tekrar ederiz.”

Duruşmada son olarak savunması sorulan ve müvekkili adına söz alan Av. Aysıla Hasdemir; “ Gelinen aşamada sanıkların suçu işledikleri anlaşılmaktadır.  Sanıkların yıllar boyunca,  6 farklı mağdura karşı, farklı zamanlarda,  nitelikli dolandırıcılık suç icrası kapsamında hareket ettiği görülüyor. MASAK raporları ve emniyet organize şubenin detaylı çalışmaları ile dolandırıcı oldukları görülmüştür. Bu husus nazarı dikkate alındığında üst hadden uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği sayın heyetinde takdirindedir diye umuyoruz zira konuya ilişkin Yargıya kararları içtihatlaşmıştır. Hala dışarıda gününü gün eden sanıkların hükmen tutuklanmaları ve daha fazla insana zarar vermelerinin önüne geçilmesi gerekmektedir. Mevcut durumda sanıklar suçtan elde ettikleriyle sefa sürmüşlerdir..” dedi.

36 YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ

Duruşmada karar veren mahkeme heyeti sanıkların, "Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Dolandırıcılık" suçunu işlediğine hükmederek sanıklara ceza yağdırdı. Mahkeme heyeti sanıkların adli sicil kayıtlarından anlaşılan suça meyilli kişilikleri, benzer suçtan devam eden ve sonuçlanan soruşturma/ kovuşturma dosyalarının olması, cezanın gelecekleri üzerindeki olası ıslah edici etkilerini de dikkate alarak ceza indirimine yer olmadığı yönünde karar verdi. Sanıkların suçu işlemeden önce soyisimlerinin günel olduğu, suçtan sonra ise karahanlı olarak değiştirdikleri görüldü. Suçun birden fazla işlenmesi nedeniyle sanıklara verilen hapis cezalarını arttıran mahkeme heyeti, her iki sanığa ayrı ayrı olmak üzere toplamda 36 yıl 10 ay hapis ve 292 bin 500 TL adli para cezası verdi.