ELAZIĞ, MALATYA VE BİNGÖL DEPREM TEHLİKESİ ALTINDA!
Gebze Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri, 'Depreme Hazır mıyız?' başlığı altında bir araştırma yaptı
Gebze Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri, ‘Depreme Hazır mıyız?’ başlığı altında bir araştırma yaptı. Türkiye’de geçmişte yaşanan büyük depremler ve özellikle 1999 Marmara Depremi’nin ardından depreme karşı alınan önlemleri kapsayan araştırmanın sonucu yazılı bir şekilde yayınlandı. Dünya’da her yıl depremler nedeniyle ortalama 15 bin insanın yaşamını yitirdiğini hatırlatan öğretim üyeleri, bu sayının Türkiye’de ise sadece 1900’lü yıllar içerisinde yaklaşık 100 bin olduğunun altını çizdi. 1999 yılında yaşanan 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi’ne de ayrıca yer ayırılan araştırmada, bu deprem sonucunda binlerce vatandaşın yaşamını yitirdiği ve ülke ekonomisinin önemli ölçüde etkilendiğine değinildi. Marmara Depremi’nin şehirlerin mevcut yapılanmasının durumunu, kentleşme politikalarındaki yanlışlıkları ve afet sonrası alınması gereken önlemlerle ilgili mevzuatların yetersizliğini ortaya çıkardığı belirtilen araştırmada, “Özellikle kaçak yapılaşmanın, sağlıksız kentleşmenin, mühendislik hizmeti almadan yapı üretiminin, yapı denetim sisteminin taşıdığı eksikliklerin nelere yol açabileceği acı şekilde millet olarak görüldü” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunun unutulmaması gerektiğinin belirtildiği araştırmada, TÜİK verilerine göre Türkiye’de bulunan yaklaşık 20 milyon yapının yüzde 60’ının 20 yaş ve üzeri yapılar olduğuna da değinildi. Türkiye’de özellikle İstanbul, İzmir, Denizli, Malatya, Elazığ, Bingöl, Kahramanmaraş, Bursa, Adıyaman, Bolu ve Erzincan kentlerinin ciddi deprem tehlikesi altında olduğunun belirtildiği araştırmada, deprem tehlikesinin ise Türkiye’de fark edilmeye başlandığını ve bu durumun yapı mühendisliği konusunda sorunların çözümünü kolaylaştırdığı da dile getirildi.
Günümüzde dünyanın hiçbir ülkesinde lisans eğitimi sırasında alınan teknik bilgi donanımı ile depreme dayanıklı yapı tasarımı yapabilmenin mümkün olmadığının belirtildiği araştırmada, inşaat mühendislerinin deprem mühendisliği eğitimi almış olması gerekliliğine vurgu yapıldı. Yapı projelerini kontrol edecek mühendislerin de doğal olarak deprem mühendisliği konularında eğitimli olmasının beklendiğinin altı çizilen araştırmada, Türkiye’de deprem mühendisliği eğitimi veren üniversitelerin son derece az olması nedeniyle mevcut mühendislerin en azından İnşaat Mühendisleri Odalarının meslek içi eğitimi seminer ve kurslarla desteklenmeleri gerektiği belirtildi.