ELAZIĞ KÜÇÜK BİR TÜRKİYE'DİR
Bilmem dikkatinizi çekti mi hiç, Elazığ birçok yönüyle adeta küçük bir Türkiye gibi
Bilmem dikkatinizi çekti mi hiç, Elazığ birçok yönüyle adeta küçük bir Türkiye gibi. İkliminden tutun da, insan profiline, coğrafik benzerliğe kadar birçok açıdan Türkiye’nin minyatürü gibi.
Türkiye coğrafik olarak üç bir tarafı sularla çevrili bir yarımada durumunda. Elazığ da coğrafik konum itibariyle, güneyinde Hazar Gölü, doğusunda ve kuzeyinde Keban Gölü ile üç tarafı sularla çevrili bir yarım adayı andırmaktadır.
Türkiye’de bütün güzellikleriyle dört mevsim de yaşanıyor. Dünyanın birçok ülkesi aylarca kapkara bulutlarla kaplı ve dinmeyen yağmurlarla mevsimleri geçirirken, bizim ülkemizde dört mevsim de her mevsimin kendine özgü güzellikleriyle yaşanmaktadır.
Elazığ’da da baharı, yazı, sonbaharı ve kışı bütün güzellikleriyle yaşamak mümkündür. Bahar aylarının geldiğini müjdeleyen ağaçların çiçek açması, havaların belli oranda ısınması, koyun ve kuzuların yaylalara yayılması, nisan yağmurları, ardından gelen yaz aylarındaki güneşin tüm parlaklığıyla tepemizde durması, sonbaharda ağaç yapraklarının sararak yere düşmesi ve hafiften serin esen rüzgar ve nihayet kışın her tarafın beyaz örtüye bürünmesi ve çocukların kar yağdığında sevinçle kar topu oynamaları manzaraları hem Türkiye’de hem de Elazığ’da aşağı yukarı hep aynı güzellikte yaşanır.
Türkiye bilindiği gibi gerek iç gerekse dış bütün engellemelere rağmen gelişmekte olan bir ülke. Sanayileşme süreci, tarım sektörü ve enerji yatırımlarıyla Türkiye ileri ülkeler seviyesine adım adım yaklaşıyor. Bu alanlarda bölgesinde oldukça önemli bir konuma geldi. İhracat rakamları global krize rağmen oldukça yükseklerde seyretti.
Elazığ da gerek iç gerekse dış engellemelere rağmen bölgesinde tarım, sanayi ve enerji yatırımlarıyla önemli bir merkez haline gelmek üzere. Sanayisi her ne kadar Antep, Kayseri ve Malatya gibi komşu illeri kadar gelişmemişse de kendi çapında özellikle mermercilik alanında her geçen gün sanayi grafiği yükselerek devam ediyor.
Türkiye etnik köken ve dini farklılıklar açısından dünyanın birçok ülkesinden daha mozaik bir görüntü sergilemektedir. Birilerinin tüm karıştırmalarına, tüm hainliklerine rağmen Türkler, Ermeniler, Rumlar, Çerkezler, Kürtler ve daha birçok etnik kökeni farklı olan milletler ile Müslüman, Hristiyan, Yahudi gibi dini farklılıkları olan milletler ve Şii, Alevi, Sünni gibi faklı mezhepler ülkemizde huzur içerisinde yaşamaktadır.
Elazığ da, zaman zaman huzuru bozmak isteyen bazı ideolojik çevrelere rağmen hem dini, hem etnik bakımdan farklı olan birçok topluluğun bir arada yaşadığı kentlerden biridir. Elazığ’da da Ermeni Hristiyanlar ve Müslümanlar, Türklerle Kürtler ve Alevilerle Sünniler sorunsuz olarak birlikte yaşamaktadırlar.
Türkiye jeopolitik olarak hem Ortadoğu hem de Avrasya bölgesinde oldukça önemli bir konumdadır. Avrupa’yla Asya’yı adeta bir köprü olarak birbirine bağlamaktadır.
Elazığ da jeopolitik konumu itibariyle Türkiye’nin doğusunu ve batısını birbirine bağlayan bir köprü konumundadır adeta.
Türkiye’yle Elazığ’ın bir başka benzerlik gösterdiği taraf ise genel olarak insanlarının sıcaklığıdır, birbirlerine tutkunluğudur. Elazığ insanı dışarıda birbirini tutar ve sahip çıkar, tıpkı dışarıdaki Türklerin birbirine bağlılığı gibi.(gerçi bu durum eskisi kadar böyle değil ama yine de birçok şehirden ilerideyiz)
Hülasa gözlemlediğimiz kadarıyla Türkiye ile Elazığ birçok açıdan birbirine benzemektedir. Elazığ adeta Türkiye’nin bir minyatürü gibidir. Haksız mıyım ne dersiniz?