EĞİTİM POLİTİKALARI ÜZERİNE

Devletlerin ve toplumların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarının temelinde eğitim politikalarındaki eksikliklerin rolü çok büyüktür

EĞİTİM POLİTİKALARI ÜZERİNE
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Devletlerin ve toplumların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarının temelinde eğitim politikalarındaki eksikliklerin rolü çok büyüktür. Ülkelerin bireysel ve toplumsal gelişmişlik düzeyleri de yine eğitim politikalarıyla bir paralellik arz eder. Özellikle son yıllarda gelişmekte olan ülkeler bütçelerinde eğitime ayrılan payı her geçen gün artırmaktadırlar. Eğitime ayrılan bu kaynakların eğitimde hem nitelik hem de kalite oluşturduğu fark edilmektedir.

Ancak eğitime çok fazla kaynak ayırmanın eğitim sorunlarını tümden çözebileceği de düşünülmemelidir. Gelinen noktalara bakıldığı zaman eğitime harcanan paraların doğru zamanda, doğru yerde ve doğru kişilerce kullanılmadığı zaman ortaya daha vahim sonuçların çıkabileceğini de unutmamak gerekir.

Eğitime yapılan yatırımlarda genellikle fiziksel anlamda derslik sayılarının artırılmasına yönelik bina yapılmasına ve teknolojik yeniliklerin kazandırılmasına ağırlık verildiği görülmektedir. Her alanda gerileyişin durdurulması için her zaman fiziksel değişikliklerin yapılması kötü gidişatı durduracağı zannedilir. Örneğin Osmanlı İmparatorluğunda ve Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında yapılan reformlara bakıldığında niteliğin ve kalitenin artırılmasından ziyade daha çok kabuk değişikliği yapıldığı içeriğe dokunulmadığı, mevcut düzenin aynen devam ettirildiği bilinmektedir. Oysaki niteliğin ve kalitenin artırılması, değişimin ve dönüşümün meydana gelmesi için reformun temelden yapılması gerekiyor. Politikaları uygulayan kafalar değişmediği sürece nitelik ve kalitenin değişmesi de imkânsızlaşıyor.  Bir başka ifadeyle eğitim sorunu nitelikli bir öğretmenin, eğitimcinin, akademisyenin sorumluluğunda çözüme kavuşabilir.

Ekonomik büyümesini tamamlamış ülkelere bakıldığı zaman nitelik ve kalitenin artırılması için daha çok insana yönelik yatırımlara ağırlık verildiği görülmektedir. Bireyin niteliğinin artırılmasına yönelik uzmanlık, profesyonellik adı altında her türlü imkânın sağlandığı söylenebilir. Örneğin sömürgecilik geçmişi olan uzak doğu ülkesi Singapur, eğitimdeki başarı sıralamasında dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. Onların bu başarı hikâyesini incelediğimiz zaman dikkat çekici uygulamalar karşımıza çıkmaktadır.

Örneğin Singapur’da öğretmenlerin hem seçilmesine hem yetiştirilmesine büyük özen gösterilmektedir. Öğretmenlerin durumlarının değerlendirildiği bir araştırmada Singapur’un öğretmen profesyonelliğinde ilk üçte yer aldığı görülmektedir (TALIS, 2013).

Öğretmen niteliğinin yüksek tutulması, öğretmen yetiştiren kurumlara yalnızca en başarılı öğrencilerin alınması, öğretmenlerin öğrenim programının oluşmasına doğrudan katkı sağlaması ve kendilerini sürekli geliştirmeleri,  Singapur’un başarısında etkili rol oynadığı söylenebilir.

Hizmet öncesi öğretmen yetiştirmeye en az hizmet içi eğitim kadar önem verilmektedir. Öğretmen adayları eğitim süreçlerinde okullarla iç içe eğitim almakta ve staj uygulamalarına aşırı önem verilmektedir. Staj uygulamaları süresi mümkün olduğunca uzun tutulmaktadır.

Öğretmen yeterlikleri eğitimde başarıyı büyük oranda etkilemektedir. Singapur’da öğretmenlik mesleğini sürdüren bireylerin profilleri incelendiğinde, 50 ve üzerindeki yaşa sahip öğretmen oranının (%15) çok düşük olduğu dikkat çeken bir unsurdur. Ayrıca, öğretmenlerin %15’inin master veya doktora derecesinde eğitime sahip olduğu da görülmektedir.

Singapur’un eğitimdeki başarısının temelinde istikrarlı ve tutarlı eğitim politikaları,  seçkin öğretmenler, kaliteli okul liderleri, bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı,  eğitimde fırsat eşitliği konusundaki kararlılık,  matematik, fen bilimleri öğretimine ve teknik becerilere verilen önemin yattığı (Levent ve Yazıcı, 2014) ileri sürülebilir.

Eğitim sisteminin yatırım yaptığı alanların başında öğretmenin gelmesi, en başarılı olanların öğretmenliğe yönlendirilmesi, öğretmenlerin tıp doktorlarıyla aynı statüde kabul edilmesi ve maddi sorunlarının çözülmüş olması bu başarının yakalanmasında çok önemli bir faktördür.

Eğitimle ilgili reformlarda siyasi yapının istikrarlı olması, eğitimin siyasdigeraştırılmaması, eğitimde kaynakların popülist politikalara değil, rasyonel alanlara aktarılması, uluslararası başarıların ortaya çıkmasında etkili olduğu görülmektedir.

Eğitim politikalarının insan ihtiyaçlarına ve evrensel değerlere göre yapılandırılması gerekir. Böyle bir değişim hem bireyin hem toplumun karakterine pozitif yönde katkı sağlar. Devletin bütün kurumlarında nitelik ve kaliteye yönelik olumlu yansımalar ortaya çıkar. Maddi ve manevi manada bireyin ve toplumun inşası için tutarlı eğitim politikaları devletin olmazsa olmazı olmalıdır. Bütün sorunların kaynağı eğitim politikalarındaki tutarsızlıklar ve yanlış uygulamalar olduğuna göre çözüm; yapılandırılmış bir eğitim programıdır. Hem de hiç vakit kaybetmeden…   Kalın sağlıcakla.