Editörümüz Atıcı'dan Başarılı Çalışma: Kadına Şiddette Medyanın Rolü

Kadına yönelik şiddet, medyada ele alınış biçimiyle toplumsal algıları derinden etkileyebilen önemli bir konu haline geldi. Gazetemiz çalışanlarından Zöhre Atıcı, yüksek lisans tezinde bu konuya odaklanarak yerel medyanın şiddet olaylarını nasıl etkilediği üzerine ciddi bir çalışma yaptı.

Editörümüz Atıcı'dan Başarılı Çalışma: Kadına Şiddette Medyanın Rolü

Editörümüz Zöhre Atıcı, yerel medyanın kadına yönelik şiddet haberlerini ele alma biçimini, haber dilinin toplumdaki karşılığını ve şiddetin azalması noktasında yerel medyanın üzerine düşen görevleri Feyza Nur Dikici’ye anlattı. İşte detaylar…

Bugüne kadar kadına yönelik şiddet konusunu yerel medya haberlerinde nasıl işledi, mevcut haberler toplumun bu konudaki algısını nasıl şekillendirir?

“Medya, toplumsal bilinç oluşturma ve kamuoyunu yönlendirme gücüne sahip önemli bir araç olmuştur. Ancak şiddet haberlerinin veriliş şekli, çoğu zaman bu bilinci oluşturmak yerine yanlış algılar doğurabilmiştir. Şiddet haberlerinde mağdurun yaşadığı travma, çoğu zaman failin eylemleriyle kıyasla daha az vurgulanmış ve bu da toplumsal farkındalığın oluşmasını engellemiştir”

Yerel medya özelinde şiddet haberlerinin verilişinde gözlemlenen en büyük eksiklikler nelerdir?

“Yerel medyada kadına yönelik şiddet haberleri genellikle polisiye vaka olarak ele alınmakta ve şiddetin nedenleri ile toplumsal boyutu yeterince irdelenmemiştir. Ayrıca, şiddete maruz kalan kadınların destek alabileceği mekanizmalar hakkında yeterli bilgilendirme yapılmamaktadır. Bu noktada, yerel medyanın daha bilinçli ve sorumlu bir dil kullanması gerektiği ifade edilmiştir.”

Editörümüz Atıcı'dan Başarılı Çalışma: Kadına Şiddette Medyanın Rolü

Medyanın şiddet haberlerinde sorumlu bir dil kullanması neden bu kadar önemli?

“Çünkü medya dili, toplumsal algıyı doğrudan etkilemektedir. Eğer bir haber, mağduru suçlayıcı veya şiddeti olağanlaştıran bir dille yazılmışsa, bu toplumda şiddetin meşrulaştırılmasına yol açabilmiştir. Tam tersine, bilinçlendirici ve çözüm odaklı bir haber dili kullanıldığında, toplumsal farkındalık artmış ve şiddetin önlenmesine katkı sağlanabilmiştir. Özellikle “aşk cinayeti” ve “kıskançlık krizi” gibi ifadelerden kaçınılmalı; şiddetin faili romantize edilmemelidir.”

YEREL MEDYANIN ETKİSİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Elazığ’daki yerel medyada bu konuda olumlu yönde bir değişim gözlemlenmiş midir?

“Son yıllarda bazı medya kuruluşlarında farkındalığın arttığı gözlemlenmiştir. Ancak halen birçok haber, şiddeti sadece bir polisiye olay olarak ele almakta ve bunun değişmesi için medya çalışanlarının bu konuda daha fazla eğitim alması gerektiği ifade edilmiştir.”

Sizce, gazeteciler kadına yönelik şiddetle mücadelede nasıl bir rol üstlenmelidir?

“Gazeteciler, toplumun sesi ve vicdanıdır. Bu nedenle haberlerini hazırlarken yalnızca bilgi aktarmakla kalmamalı, toplumsal dönüşüme de katkı sağlamalıdırlar. Kadına yönelik şiddet haberlerinde, mağdurları güçlendiren bir dil kullanılmalı ve olayın toplumsal boyutu vurgulanmalıdır. Ayrıca, şiddetin önlenmesine yönelik farkındalık kampanyalarına ve çözüm yollarına da yer verilmelidir”

Toplum olarak bu konuda nasıl bir farkındalık geliştirmeliyiz?

“Şiddetle mücadelede yalnızca yasalar veya medya değil, bireyler olarak hepimize görev düşmektedir. Sessiz kalmak, şiddeti normalleştirmek anlamına gelir. Kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte ses çıkarmalı, şiddeti önleyici mekanizmalara destek olmalı ve bilinçlenmeliyiz. Medyanın bu süreçte eğitici ve yol gösterici bir rol üstlenmesi, toplumsal dönüşüm açısından kritik bir öneme sahiptir.”

Medyada şiddet haberlerinin daha sağlıklı bir şekilde ele alınması için akademik çalışmaların önemi nedir?

“Akademik çalışmalar, medya dilini analiz ederek eksiklikleri ortaya koymakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Medya mensuplarının bu tür araştırmaları dikkate alması, haber dilinin dönüşmesi açısından önemli olmuştur. Akademik veriler, medya temsilcilerine ve gazetecilere rehberlik edebilmekte, daha sağlıklı bir medya dilinin gelişmesini sağlamaktadır.”

Editörümüz Atıcı'dan Başarılı Çalışma: Kadına Şiddette Medyanın Rolü

Kadına yönelik şiddetle mücadele için medya ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği nasıl olmalıdır?

“Medya ve sivil toplum kuruluşları ortak çalışmalar yaparak kamuoyunu bilinçlendirebilir. Özellikle eğitim kampanyaları, sosyal projeler ve bilinçlendirme faaliyetleriyle toplumun her kesimine ulaşılabilir. Medyanın, bu kuruluşların sesini daha fazla duyurması ve kadın haklarıyla ilgili farkındalık oluşturması büyük bir önem taşımaktadır”

Şiddet mağduru kadınların daha fazla destek bulabilmesi için medyanın nasıl bir rol oynamasını beklemekteyiz?

“Medyanın, kadınların şiddet sonrası destek alabileceği kurum ve kuruluşlarla ilgili daha fazla bilgi sağlaması gerekmektedir. Şiddet mağdurlarına yönelik hizmetlerin tanıtımı, kadınların kendilerine nasıl yardım alacaklarını öğrenmelerini kolaylaştıracaktır. Medya, aynı zamanda kadınların sesini duyurmasına aracılık ederek, mağduriyetlerini paylaşmalarına olanak sağlamalıdır.”

Kadına yönelik şiddet haberlerinin ele alınmasında kültürel faktörlerin rolü nedir?

“Türkiye'de kadına yönelik şiddet, bazen kültürel normlarla ve geleneklerle ilişkilendirilebilmektedir. Ancak bu, şiddeti meşrulaştırmak için bir gerekçe olamaz. Medyanın bu tür kültürel algıları aşarak, şiddetin her türlüsüne karşı durması gerektiği mesajını topluma vermesi çok önemli olmuştur. Medyanın rolü, bu tür geleneksel düşünceleri sorgulamak ve değiştirmek için toplumsal farkındalık yaratmaktır.”

Kadına yönelik şiddetle mücadelede önümüzdeki dönemde hangi adımlar atılmalıdır?

“Önümüzdeki dönemde, medyanın sorumlu haber diliyle hareket etmesi, kadınların haklarının daha fazla korunması için adımlar atılmasını sağlamalıdır. Bunun yanı sıra, şiddet mağdurlarına yönelik destek mekanizmaları güçlendirilmeli ve bu konuda eğitim programları düzenlenmelidir. Toplum olarak şiddetin her türlüsüne karşı güçlü bir duruş sergileyerek, şiddeti ortadan kaldırmak adına daha etkili adımlar atılabilecektir.”