DÜĞÜMÜ TEKNİK HEYET ÇÖZECEK
DEPREMİN ACİL OLAN YARALARI KURUMLARIMIZIN VE DUYARLI STK'LARIN DESTEKLERİ İLE SARILDI. SIRA, ŞEHRİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA. BU KONUDA YETKİLİLER TEKNİK TOPLANTILAR YAPMAKLA BİRLİKTE BAŞTA EVİ YIKILAN VATANDAŞLAR OLMAK ÜZERE TÜM TARAFLAR İLE SÜRECİN HIZLI VE AKSAKSIZ YÜRÜMESİ İÇİN ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR
Depremin ardından gerek barınma gerekse yardım malzemelerini ihtiyacı olan hemşerilerimize ulaştırma konusunda olağanüstü bir gayret ve koordine ortaya konarak başarı sağlandı.
Deprem ya da farklı afet durumlarında duruma anında vaziyet etme konusunda zaten oldukça tecrübeli olan AFAD, Kızılay, JAK, İtfaiye teşkilatları, TOKİ gibi kurumların anında müdahaleleri, Elazığ Valiliği, Elazığ Belediyesi ve şehirdeki birçok STK’nın önemli destekleri ile birçok sıkıntıyı geride bıraktık.
Çadır kentlerimiz oluştu ve tüm ihtiyaçlarının periyodik saatlerde karşılanmasına başlandı. Konteyner kent kurma çalışmaları da başlatılmış durumda. Kısa süre sonra ilk etapta 1000 ardından da ihtiyaca göre bir o kadar daha konteyner yerleştirilmesi planlanıyor.
TEKNİK HEYET ÇOK İSTİŞARE ETMELİ
Sosyal konularda durum normale dönmüşken deprem anında ve sonradan ağır hasarlı oldukları gerekçesi ile yıkılan çok sayıda binaların hangi şart ve zeminlerde dönüştürüleceği konusu tüm tarafların görüşleri alınarak tartışılmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde çok dar kapsamlı da olsa ilimizde görev yapan şehir plancısı, harita ve inşaat mühendislerinden oluşan bir toplantının gerçekleştirilmesi bu konuda doğru adımlar atılıyor intibaını verdi.
HEYETTE HER KONU DİLE GETİRİLMELİ
Teknik heyetin ilk toplantısında görüş ve öneriler soruldu, bazı konularda fikirler ortaya konuldu ama gelecekte yanlış yapılmaması adına daha geniş katılımlı ve olayın en çok etkilediği depremde evleri yıkılan tarafların da iştirakleri ile daha geniş katılımlı seri toplantıların yapılması gerekiyor.
En ideali ve en doğrusu yapılır ya da tavsiye edilirken bunun hayata geçirilmesindeki maddi ve teknik sorunlar, vatandaşı eskiden beri oturduğu mahalleden farklı bir bölgeye gitmesini teklif etmek, kendi arsası ve yıkılan evini vermekle birlikte kendisine verilecek yeni evin yarı bedelini talep etmek, plan ve proje konusunda tamamen devre dışı bırakmak gibi problemler şimdilerde çok dile getirilmese de yakın bir gelecekte tüm bu sorunlar ciddi bir sıkıntı olarak yetkililerin karşısına çıkacak.
SİSTEMİN YÜRÜMESİNE İMKÂN SAĞLANMALI
Yıkılacak evlerin yerine yapılacak evlerin ada bazlı kentsel dönüşüm kapsamasında yapılacağı, mevcut yol ve caddelerin genişletilmesi, yeşil alan ve diğer sportif alanların yapılması konusunun çok doğru bir tercih olduğunu ifade eden uzmanlar, ancak yıkılan binaların bulunduğu adalarda bu kadar bina ya da sosyal donatının yapılacağı alanın hem metrekare bazında hem de teknik olarak mümkün olmayacağını belirtiyorlar.
Zemin artı 4 ya da 5 katlı yapılacak binalarla eskiden bu adada bulunan bina sayısı kadar bile ev çıkmayacağını ifade eden uzmanlar, bu konunun birçok açıdan yeniden gündemde tutulması gerektiğini belirtiyorlar.
YÜKSEK BİNALARDA SORUN YOK
6.8 şiddetindeki depremde sanılanın ve beklenenin aksine yüksek binalarda değil daha çok 4 ya da 5 katlı binalarda sorun yaşandığını belirten uzmanlar, deprem yönetmeliğine uygun yapılan hiçbir yüksek katlı binada sorun çıkmadığını ifade ettiler. Depremin toplumda oluşturduğu psikolojik etki sebebiyle yüksek binalara karşı haklı olarak bir önyargı oluştuğuna dikkat çeken uzmanlar, bu meselenin aklıselim olarak ele alınması ve dönüşümün hem halkımız hem de devletimiz lehine kısa sürede gerçekleşmesi için imar düzenlemesinin yapılması, zemine ve alanın özelliğine göre 10 kat binaların yapılmasında bir sorun olmayacağının yetkili ve teknik isimler tarafından da ifade edilmesi gerektiğini belirtiyorlar.
28 KATLI BİNA DEĞİL 4 KATLI BİNA YIKILDI
Depremin acılarının hala sıcak olduğu bu günlerde halkta oluşan duygular sebebiyle şehrin geleceğini ve kentsel dönüşümün sorunsuz bir şekilde başlayıp tamamlanması amacıyla imar rantının gerekli olduğuna vurgu yapan uzmanlar, bu yapılmadığı takdirde TOKİ’nin evi ilk etapta yıkılan vatandaşlara yapacağı evler dışında dönüşümünün yapılma imkânının kalmayacağını belirtiyorlar.
Deprem sonrası yüksek binaların günah keçisi yapılmasının da çok gerçekçi olmadığını ifade eden uzmanlar, yıkılan binaların hemen hepsinin ortak özelliğinin 2000 yılı öncesinde ve eski yönetmeliklere göre inşa edilmeleri ve bazılarının yaşlarının 40-45 olmasıydı diyen uzmanlar, şehri yöneten irade ve erklerin bu konularda birçok kesimin görüşlerini almalarının faydalı olacağını belirtiyorlar.
EKONOMİ DE YARA ALIR
Şehir genelinde vatandaşın kendi evini dönüştürmek için harekete geçip müteahhitlerle görüşmelere başlaması için imar durumunun açıklığa kavuşturulması ve vatandaş ile devlete çok fazla yük getirmeyecek şekilde düzenlenmesinin artık kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken uzmanlar, eğer bu beklentiler karşılıksız kalırsa inşaat sektörü ile birlikte şehrin ekonomisinin kısa süre içerisinde çökeceğini ifade ediyorlar.