'DOWN SENDROMU HASTALIK DEĞİL FARKLILIKTIR!'
BAŞAK MERAL GÜNDÜZ/Elazığ Down Sendromlular Derneği Başkanı Fethi Ahmet BALİN, down sendromunun hastalık değil genetik bir farklılık olduğunu belirtti.
İnsan vücudunu oluşturan hücre çekirdeklerinin kromozomlarla bağlanmış genlerden meydana geldiğini, bu gen ve kromozomların insanın fizyolojik ve kişilik yapısını oluşturduğunu ifade eden Balin, “İnsan vücudunda 46 kromozom mevcuttur. Bu 46 kromozomdan 21. kromozom çiftinin bir fazlalığı nedeni ile 21 Mart tarihi, bu genetik farklılığa dikkatleri çekmek için ‘Dünya Down Sendromu Günü’ olarak anılır ve çeşitli etkinlikler ile toplum bilinçlendirilir” dedi.
Kromozom anomalilerinin çoğunda embriyonun gelişmediğini, ancak down sendromunun embriyonun gelişimini tamamlayabildiği nadir bir durum olduğunu kaydeden Balin “Down sendromlu kişilerin, diğer insanlardan tek farkı 1 kromozomlarının fazla olmasıdır. Aslında onların bizden bir eksiği değil aksine bir fazlası bulunmaktadır. Down sendromu genetik bir farklılıktır, bir hastalık değildir” ifadelerini kullandı.
“EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ”
Down sendromlu çocuk sahibi ailelerin en büyük hatasının bilgi eksikliği olduğunun altını çizen Balin, şöyle devam etti:
“Engelli olmak eşitsizlik kaynağı değildir ve olmamalıdır. Engelli bireylerle toplum arasında zaman zaman cam duvarlar oluşuyor. Uzaktan bakınca görünmeyen, yakınlaşınca görünen duvarlar. Bu cam duvarları aşmalıyız. İşte bu algıları değiştirmemiz, kafalardaki cam duvarları kırmamız, yıkmamız lazım. Down sendromlu çocukların karakterleri, yapıları birbirinden farklıdır. Sadece dış görünüşleri birbirine benzer. Erken müdahale ve eğitim programları, fizyoterapi, dil terapisi, oyun grupları gibi destekler ve özellikle okul hayatı çok önemlidir. Down sendromlular, doğumdan itibaren erken dönemde başlayan uygun eğitim programları ile çeşitli başarılara ulaşabilmekte, kaynaştırma eğitimi alabilmekte, toplum içinde bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar kurabilmektedirler.”
Down sendromlu bebeklerde eğitime 0-2 ay içerisinde başlamak gerektiğine dikkati çeken Balin, şunları kaydetti:
“Eğitim imkânı sağlandıkça down sendromlu kişilerin toplumdaki başarısı da bir birey olarak artmaktadır. İyi eğitim alan hemen hemen bütün down sendromlular okula gidebiliyor, sosyal yaşama katılıyor, çoğu yarı-bağımsız yaşam kurabiliyorlar. Eskiden ‘okuyamaz’ denilen bu bireyler artık lise, hatta üniversite bitirebiliyor, ikinci bir dil öğrenebiliyor, çalışabiliyor. Ancak bu durum doğumdan itibaren başlayan, düzenli ve disiplinli bir çalışmayla mümkün olabiliyor.”
“DOWN SENDROMLULAR MELEKTİR”
Fethi Ahmet Balin bütün bunların yanında, down sendromlu bireylerin diğer insanlardan en büyük farkının; dürüstlükleri, kurallara uymaları, yardım etmeyi çok sevmeleri, tabiata düşkünlükleri, neşeli - sempatik ve duygusallıkları olduğunu vurguladı.
Bu nedenle down sendromluların, toplum tarafından çoğu zaman “melek” olarak nitelendirildiğini dile getiren Balin, “Aileler, endişeye kapılmasınlar, eğitimlerini aksatmasınlar, ilgilerini azaltmasınlar. Çünkü ne kadar ilgi gösterirseniz o kadar karşılık alıyorsunuz. Ayrıca, down sendromlu bireyler bazı rahatsızlıklara daha yatkın olabiliyorlar. Bu yüzden sağlık kontrollerinin aksatılmadan ve zamanında yapılması, doğru sağlık danışmanlığının alınması hayati önem taşıyor.
Down sendromlu bireyler gerçekten nitelendirildiği gibi melektirler. ‘ Down Sendromu Farkındalık Günü’ münasebetiyle; down sendromlu bireylere karşı daha duyarlı olunması, onların bizlerden farklı olmadıklarının bilinmesi ve bizler gibi duygularının olduğunun daima hatırlanması dileğimle herkese sağlıklı günler diliyorum” sözleriyle mesajını tamamladı.