DOKUNUN ŞU DOKUNULMAZLARA

Dokuz sene önceydi

DOKUNUN  ŞU  DOKUNULMAZLARA
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dokuz sene önceydi.

         25 Temmuz 2007 tarihinde “Dokunun şu dokunulmazlara” başlığı ile bir yazı kaleme almıştık hiç kimsenin dikkatini çekmemişti o zaman.

         Arşivlerde kaldı o yazı…

         Ne zamanki taziye çadırlarında boy gösteren, kazılan hendekler üzerinde siyaset yapan, PKK’lıların meclisteki sözcülüğüne soyunan milletvekilleri çoğaldı,

         Ne zaman ki takke düştü kel göründü işte o zaman birilerinin aklına bizim dokuz sene önce dile getirdiğimiz dokunulmazlık konusu geldi.                                                     

         Herkes “Dokunulmazlık” denilen utanç belgesinin bir köşesinden tutmaya başladı.

         Kimileri sadece PKK lehine eylem ve söylemlerde bulunan, PKK’lıları destekleyen, onlara hamilik yapan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isterken kimileri de kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istedi.  

Kaldırılması istenilen bu dokunulmazlık içerisinde yolsuzluk ve hırsızlık yapanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, devletin ve milletin malını gasp edenlerle, vatana millete ihanet edenler vardı.

         Asıl kaldırılması gereken dokunulmazlık türü de buydu.

         Ama birileri tarafından kabul görmedi.

         “Olmaz sadece terör eylemlerine destek verenlerin dokunulmazlıkları kaldırılsın” denildi.

         Bu istekte vatandaş nezdinde kabul görmedi.

                                                      ***

         Milletimiz diyor ki!..

Milletin seçip de meclise gönderdiği “Git yüce mecliste beni temsil et, hak ve hukukumu koru” dediği vekillerin üzerinde hiçbir şaibe, hiçbir leke bulunmamalıdır.

Kürsü dokunulmazlığı haricinde bütün dokunulmazlıklar kaldırılmalıdır.

O Yüce mecliste bulunan her vekil milletin vekili olmalı üzerinde hiçbir kir, hiçbir leke, hiçbir şaibe bulunmamalıdır.

Çünkü o meclis Atatürk’ün kurduğu yüce milletin yüce meclisidir. O meclis kirliliği kaldırmaz. O yüce makam sade, duru ve tertemiz olmalıdır.

 

                     YAR BANA DA BİR DOKUNULMAZLIK

 

          Adamın kafasını kırmışlar. Adam kan revan içinde avazı çıktığı kadar bağırıyor “Ah arkam vah arkam” Yanına varıp baktıklarında kafasında kanlar aktığını ancak arkasında her hangi bir yara veya berenin bulunmadığını görünce soruyorlar “Arkadaş senin kafanı kırmışlar arkanda ne var ki?” Adam bu soruyu kendisine soranlara garip garip bakarak! “Arkam olsaydı kafamı kırabilirler miydi? Demiş.

          Bizde bu gün 550 kişinin ya ilk defa yâda eskiden beri dokunulmazlık zırhına büründüklerini, arkalarını yine sağlama aldıklarını görünce bir sade vatandaş olarak kendilerine diyoruz ki;

          Bizim seçtiklerimiz dokunulmazlık zırhı içerisine giriyorlar da bizler niye giremiyoruz?.. Bizlerde o zırhın içerisine girelim ki vatanımıza milletimize ihanet edenlere karşı, hak ve hukukumuzu gasp edenlere, lokmamızı çalanlara karşı kendimizi koruyalım.

Asıllar korumasız, vekiller korumalı bu ne menem iştir.

                                            ***

          Bana da bir dokunulmazlık zırhı verin!

          Merak etmeyin ülkemin bir çakıl taşına sahip çıkacağım.

          Hırsızlık yapmayacağım,

          Kimseyi kandırmayacağım.

          Hayali ihracatla, hayali faturayla devletimi dolandırmayacağım.

          İhalelere fesat karıştırmayacağım.

         Ülkeme milletime ihanet etmeyeceğim.

Lütfen bana da bir dokunulmazlık gömleği verin.

          VERİN Kİ!

         Hakkımı hukukumu koruyabileyim. Hak ve hukukumu çalanlara, canım acıtanlara hiç değilse sövebileyim.

         Adam devletin temeline dinamit koyuyor, askerimi, polisimi şehit ediyor, şehirleri, kasabaları yakıp yıkıyor, bayrağımı yakıyor, polisimi tokatlıyor, karakolları lojmanları bombalıyor…

Ve o yüce mecliste birileri bunlara hamilik yapıyor. Bunlara arka çıkıyor. Bunun içinde devletten her ay eşek yüküyle maaş alıyor.

İşte bunların dokunulmazlığı kaldırılsın ki ben de bunlarla eşit olayım. Onlara “Aldığınız maaş gözünüze dizinize dursun haram olsun” diyebileyim.

          Korkmadan çekinmeden ülkemi ve ülkemin her değerini koruyabileyim.

          Ülkeme sövenleri, ihanet edenleri, ülkemin kaynaklarını kurutanları, kanımızı emenleri gece gündüz yâd edeyim.

                                                      ***

         Yıllardır doyuramadığımız hırsızlara,

Cumhuriyetimizin temel ilkelerine sövüp sayan soysuzlara,

Atamıza dil uzatanlara,

Bayrağımı yakanlara,

Askerime, polisime tetik çekenlere,

Vatanıma, milletime ihanet edenlere,

Dilediğim gibi çekinmeden, korkmadan sövebileyim.

Bari bizleri bundan mahrum etmeyin. Bizimde böyle bir hakkımız olsun. Onların dokunulmazlığı varda bizim niye olmasın.

                                            ***

Kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkları hatta zaman aşımı denilen utanç vesikasını da kaldıralım.

Kaldıralım ki siyasetimizde, siyasetçimizde ter temiz olsun üzerlerinde dokunulmazlık denilen lekeli libas olmasın.