Dindarlık Tükeniyor mu?
Türkiye Gençlik STK'ları Platformu (TGSP), gençler arasında bir araştırmaya imza attı.
“Türkiye Gençlik Profili” araştırması adı altında 15-30 yaş arasına dindar mısın değil misin? sorusu yönlendirildi.
8 bin kişin katıldığı anket sonuçları, kendisini İslamcı/dindar olarak tanımlayanların oranı yüzde 50,8 iken dindar değilim diyenlerin toplam oranı da yüzde 14.4 olarak karşımıza çıktı.
Araştırmasının en çarpıcı sonucu 2018'de yüzde 9,9 olan "Dindar değilim" oranı bu yıl yüzde 14.4'e çıkarken, 4 puan üzerinde bir yükseliş var.
ANKET SONUÇLARI İSE ŞÖYLE;
Oldukça dindarım; 9,6
Dindarım; 41,2
Ne dindarım ne değilim; 34,9
Dindar değilim; 8,4
Hiç dindar değilim; 6,0
Yapılan bu araştırmada dindarım diyenlerin oranının düşmesi, sosyolojik ve çok yönlü bir araştırmaya muhtaç.
Bu sonuçtan; insanların dinden ve maneviyattan uzaklaştığı anlamını çıkarmak oldukça güç. Zira biliniyor ki insanların inanma ve manevi değerlere bağlı kalması fıtri bir ihtiyaç. Ve dünya yaşamasa da maneviyata yöneliyor.
Anketten çıkan ve yüzdesinde azalma görülen “dindar değilim” cevabı, aslında toplumda dindar gözüken ancak yaşantısı, sosyal, ticari ilişkileri ile beşeri ilişkilerine dini ilkeleri yansıtmayan kişilere olan bir tepkinin eseri olarak düşünmek ve yorumlamak daha doğru.
Hatta sosyologlarımız araştırmayı biraz daha derinleştirseler, olayın siyasi ilkesizlik, söylem-eylem arasındaki çelişki ve paradoksunun da izlerini bulabilirler.
Dini yönü ağır basan ya da toplumda böyle bir algı elbisesi ile dolaşanların yaptığı hata, gayriahlaki tavır, helal-haram noktasındaki ilkesizlikleri, kamu malını kullanım şekli ve dini, şahsi çıkarlarına alet etmesi gibi somut örnekler, insanları, “Böyle dindar olacaksam olmamayım kalsın” noktasına getiriyor.
Sözün özü, bu anket insanların dinden değil, dindar gözükenlerin tutarsızlıkları ve yanlışları sebebiyle dindarlığa mesafeli oluşlarıdır.
Biz bunları yazdık çizdik ama kendimiz de bu sonucun oluşmasına sebep olan kişilerden muaf ve ari görmüyoruz. Her birimizin bu sonuca gelinmesinde az ya da çok kusur ve günahı var. Kendimiz düzelmeden toplumun düzelmesini beklemek, nafile bir bekleyiştir.
Yazının başlığına dönersek; dindarlık tükeniyor mu? sorusu yerine dini, biz dindar görünümlü insanlar mı tüketiyoruz sorusu daha makul ve mantıklı geliyor gibi.