(DEVLET VATANDAŞ VE İSTİKBAL)

Bu topraklar üzerinde yaşayıp bu al yıldızlı bayrağımızın altında serinleyen ve kendisini Türk olarak kabullenen her birey anayasamıza göre vatandaştır

(DEVLET VATANDAŞ VE İSTİKBAL)
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bu topraklar üzerinde yaşayıp bu al yıldızlı bayrağımızın altında serinleyen ve kendisini Türk olarak kabullenen her birey anayasamıza göre vatandaştır.

         Yasalarımız bunu böyle buyursa da vatandaşlık diğer bir adıyla yurttaşlık sadece kâğıt üzerinde var olan bir olgudur. Oysa yurttaşlık bilinci nesillerin yarınlara intikalinde önemli basamaklardır.

         Vatandaşlık denilince akla vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi,

         Yurttaşlık denilince de aklımıza askerlik yapmak, vergi vermek, devlete ve millete hizmet etmek gibi görevler gelir.                                   

         Eskiden okullarımızda ‘Yurttaşlık Bilgisi” adı altında her Türk evladına lazım olan bir ders okutulurdu. Öğrencilerimiz bu derste sevgi, saygı ve sadakatin yanında adabı muaşereti yani toplumda nasıl hareket edileceğini öğrenir, iyi bireyler olma yolunda çaba gösterilirdi.

         Baktılar ki bize lazım değil kaldırdılar. Yerlerine ‘desti izdivaç’ programlarını koydular.

 

                        DEVLET VATANDAŞ VE İSTİKBAL

 

         Üçüncü sınıfı okutan bir öğretmen öğrencilere bir ödev verir “Çocuklar devlet nedir, vatandaş nedir istikbal nedir?” bunları öğrenin gelin der.

         Çocuk akşam anne ve babasına öğretmenin verdiği ödevi sorar.

         Önce anneye yönelir anne desti izdivaç programını izlemektedir “Ben bilmem babana sor” Der.

Çocuk bu kez babaya döner;

          Babacığım “Devlet nedir, vatandaş nedir, istikbal nedir? Der. Babanın gözü ekranda Arda İnal’a ödenen transfer ücretinde kulağı oğlundadır “ Bak oğlum” Der… “Devlet benim, vatandaş annen, istikbalde beşikte uyuyan küçük kardeşindir” diye cevaplar.

                                                      ***

         Gece olur herkesin uyuduğu bir saatte çocuk beşikteki kardeşinin hıçkırıklarla ağladığın görünce yaklaşır kardeşine bakar ki kardeşi b…içinde  “Gidip anneme haber vereyim” diyerek anne ve babasının yatak odasına girer ki ne görsün devlet olan babası, vatandaş olan annesiyle güreşmektedir geri dönüp yorganı başına çekip yatar.

         Sabah okula gittiğinde öğretmen “Söyle bakayım Mehmet verdiğim ödevi sorup öğrendin mi? Öğrendinse anlat bakayım devlet nedir, vatandaş nedir, istikbal nedir?” der demez öğrenci gayet bilgiç bir şekilde “Öğretmenim benim babam devlet, annem ise vatandaş, küçük kardeşimde ailemizin geleceği yani istikbaldir. Dün gece bizim evde devlet vatandaşın üzerinde, istikbal ise bokun içindeydi” diye cevap verir.

                                                      ***

         Nereden mi hatırıma geldi bu fıkra söyleyeyim.

         Her ay elimize gelen faturalardan…

                   Doğu ve Güneydoğuda elektrik kaçağını önlemeyen devlet her ay faturasını ödeyen vatandaşının yani bendenizin 32 liralık elektrik faturasını çeşitli vergilerle 114 lira olarak tahsil ediyor.

         Duyumlarımıza göre Suriyelilerin bakım, onarım ve iaşesi için açlık sınırında bulunan emeklilerin maaşından her ay bir miktar para kesiyor.

         Buda devletin biz vatandaşlara yaptığı iyiliğin boyutunu gösteriyor.

         Elektrik faturası böyle olurda doğalgaz faturası farklımı olur. Doğalgaz temin ettiğimiz ülkeler doğalgaz fiyatını düşürmelerine rağmen devletimiz bırakınız bu indirimi vatandaşına yansıtmayı bilakis vatandaşa şişirilmiş faturalar gönderiliyor.

         Enerji Bakanı damat bey ta ocak ayında “Doğalgazda indirime gidebiliriz” demesine rağmen indirimler değil, bindirimler devam eriyor.

         Zaten onlarca kalemle şişirilen bir doğalgaz faturasında;

         Tüketim bedeli 460 TL

         Ödenmesi gereken 543,75 TL. Olarak bütçemize yansıyor.

         “Nedir bu fark?” diye sorsak alacağımız cevap malum “girdiler yüksek”

         “İyide bu yüksek girdiler bizim canımızı çok acıtıyor.” Diyoruz ama devlet babayı uyandıramıyoruz. Devlet baba kızdı mı “al ananı git” diyor.

 

             TİLKİ, KAPLUMBAĞA, LEYLEK, MAYMUN VE BİZ

 

         Tilki ormanda nefes nefese koşarken karşısına çıkan kaplumbağa;

         “Hayırdır tilki kardeş böyle nereye koşuyorsun” diye sorunca tilki;

         “Ormana Maliyeciler gelmiş kaplumbağa kardeş. Şimdi bir bakarsın bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk dünyanın vergisini alırlar” demiş.

                                                        *

         Kaplumbağa bu sözleri duyar duymaz tabana kuvvet gitmeye başlamış yolda kendisine rastlayan Leylek “Nedir bu halin?” diye sorunca kaplumbağa;

“Maliyeciler ormanda bir bakarsın bende ev, hanım ev, çocuklarda ev vdigerahi ağır bir vergi alılar” demiş.

                                              *

Bunu duyan leylek başlamış kanat çırpmaya uçmuş da uçmuş. Bir ağacın üzerinde Leyleğin uçuşunu izleyen maymun;

 “Hayırdır Leylek kardeş bu telaş?” deyince;

Leylek;

“Maliyeciler ormanda bende yazlık, hanımda yazlık çocuklarda yazlık bu bize pahalıya patlar” der demez;

Maymun bağırarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış ve birden gelivermiş kendisine…

“Ulen ben niye kaçıyorum ki!..

“Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocuklarımın kıçı açık” demiş

                                            ***

Tabi vatandaş olarak bizimde kıçımız açık.

Pırlantadan “0” vergi alan devlet yediğimiz ekmekten % 8 vergi alırken Güneydoğuda tahsil edemediği Elektrik faturalarını da bizlere ödetiyor.

Dünyada doğalgaz fiyatları düşerken bizim faturalarda yükseliyor.

Türk insanı dünyanın en pahalı benzinini yakıyor.

Yaksın bakalım yaktığı kadar.

Bizim adımızda Sarı Çizmeli Mehmet Ağa…

Başımız açık, kıçımız açık korkumuz ne ki?..

Bundan beter olmayız ya…