DERDİNİZ AĞAÇ DEĞİL, SEÇİLEMEM KORKUSU ALDI SİZİ…

Elazığ Belediyesi'nin yol genişletme çalışmaları çerçevesinde Zübeyde Hanım Caddesi'nde gerçekleştirdiği ve az sayıda yaşlı ağaç kesimini dü

DERDİNİZ AĞAÇ DEĞİL, SEÇİLEMEM KORKUSU ALDI SİZİ…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Elazığ Belediyesi’nin yol genişletme çalışmaları çerçevesinde Zübeyde Hanım Caddesi’nde gerçekleştirdiği ve az sayıda yaşlı ağaç kesimini dünkü köşemize ve gazetemizin manşetimize taşımış ve kamuoyundan ciddi destek görmüştük.

Yoğun destek yanında bizleri taraf olmakla suçlayan, haberi birilerine hoş görünmek adına yaptığımızı ima eden arkadaşlarımız da oldu.

Takdir yanında tenkitleri de önemseyen bir gazeteci olarak tüm görüşlere saygı duyuyorum.

Ancak bu konuda bazı gerçekleri de vurgulamak gereği hissediyorum.

Bizler gazeteciliği yüceltmek ve yerme merkezli yapmıyoruz. Benim arkadaşım ne kadar kötü bir fiil işlese de iyidir ve ben onun avukatı olurum, benim düşmanın ne kadar iyi bir iş yapsa da o her zaman kötüdür gibi bir yaklaşımda olmadık ve olmayız.

Peki, ağaç kesmek çok iyi bir şey mi ki bunu savundunuz derseniz. Hayır, ağaç kesmek iyi bir şey değil derim. Ancak bir iş yaparken ya da bir projeyi hayata geçirmeyi düşünürken lazım ile elzem ikilemini göz ardı etmemek gerek. Lazım; bir şey olsa ve bulunsa iyi olan, elzem ise olması mutlak anlamda gerekli ve zaruri olan bir şeydir.

Bu girişten sonra konuyu açalım. Ne yapmak için ağaçlar kesilir?  Trafiği rahatlamak ve akışkanlığı daha seri hale getirmek için. Peki, bu kimin için yapılmıştır?  Şehrimizde yaşayan herkes için. Peki, bu ne kadar gerekliydi? Bu trafiğe çıkan herkes için gereklidir. Peki, bunun şehre faydası nedir? Bunun şehre faydası şehir içi trafiğini en seri bir şekilde sağlanması ve insanların yaşam kalitesinin yükselmesi. Peki, bu çalışma için ağaç kesimi gerekli miydi? Şehrin on yıllar sonrasın düşünen bir anlayış için evet gerekliydi.

Peki, bu hizmet için kesilen 30 ağaç için 300 ağaç kesildi diyen yerli gezi zekalıların amacı ne? Amaç siyasi tükenmişliklerine ve var olan milletvekilliklerinin elden gitme sürecini tersine döndürmek için ucuz siyaset yapmak.

Peki, bu gayretleri elden gidecek olan milletvekillerini geri getirebilecek mi?

Maalesef hayır.

1 Kasımda yaşayacakları hezimeti görmüş olmanın panik ataklığı ile yollara düşüp “Falan hoca olsaydı bu ağaçlar kesilmezdi” diyen zihniyete vatandaş diyor ki “Zaten o hoca olsaydı böylesi hizmetleri hayal bile edemezdi”

GELELİM LAF SÖYLEYENLERE

Ben şehrimi sevdiğim kadar ağaç ve yeşili de seven biriyim. Ancak yol da ağaç da insan içinse burada insanın hayatını en çok kolaylaştıran ve güzelleştiren icraata bakarım. Yol, ağaç kesilerek genişletilebilir. Yol yapıldıktan sonra daha güzel ve boylu ağaçlar bu alana dikilebilir. Ama sırf birkaç ağaç kesilecek diye kent içi, trafiğini çekilmez hale getirmek de işte böylesine ufuksuz ve basiretsiz siyasilerin ucuz polemik malzemesi olmaktan öteye gidemez.

“AĞAÇ KESİLMEYECEK” AÇIKLAMASI

Zübeyde Hanım caddesinde yol genişletme çalışmaları esnasında kesilen ağaçları gösterip Belediyenin ağaç kesilmeyecek açıklamalarını öne çıkaran basın mensubu dostlarımıza hak vermekle birlikte bir gerçeğin de hakkını teslim etmekte fayda görüyoruz. O açıklamayı bizler de yayınladık. Ancak zamanlamasına ve çalışmanın yerine dikkat edilirse o cümlenin şu an çam fidanları arasından geçirilerek şehir merkezi istikametine gelen yol için söylenmiş bir ifadedir ve gerçekten de o alanda herhangi bir ağaç kesimi yapılmadığı tarafımızdan müşahede edilmiştir.  Şu an tartışma konusu olan alan ile ilgili olarak daha önce belediyenin herhangi bir açıklamasına şahsen bizler şahit olmadık.

DAHA GÜZEL AĞAÇLAR YAKINDA O ALANI SÜSLEYECEK

Bizim bildiğimiz Mücahit Yanılmaz, bugün ağaç hassasiyetini gerekçe gösterip siyasi şov yapanlar ile bu çalışmayı bahane edip içindeki kin ve nefreti kusanlardan daha çok çevreci ve ağaç dostudur. Kimsenin başkana bu konuda ders verme ve ahkâm kesme gibi bir üstünlüğü ve ayrıcalığı yoktur. Bu güne kadar ne şehirde ne de ülkede bir ağaç dikimi bile olsa hizmeti olmayanların, kendilerinin hayal bile edemediği şehrin geleceğini ve ufkunu açan hizmetler karşısında panik olmalarını da normal karşılıyoruz.