DEPREM SONRASI NE GİBİ TRAVMATİK ETKİLER GÖRÜLMEKTEDİR?

Başak Meral Gündüz/Özel:Aile Terapisti Hilal Sarıbay GÖÇER, depremin yol açtığı psikolojik travmalar hakkında önemli uyarılarda bulundu.

DEPREM SONRASI NE GİBİ TRAVMATİK ETKİLER GÖRÜLMEKTEDİR?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Deprem sonrası korkuyu herkes aynı şekilde mi atlatır? 

Hilal Sarıbay Göçer; ”Deprem durumu  herkes için stresli  bir durumdur. Bu durumda insanlar benzer  davranış kalıplarıyla tepkiler verirler. Sadece deprem değil tüm afetler ve hayatı tehdit eden olaylardır ve insanlar stres altında kalırlar. Depremin şiddetine, türüne, önceden hazırlıklı olup olunmamasına göre tepkiler değişir. Kendisini tehdit altında insanda oluşan duygu korkudur. Korku hayatı korumak için insanda olması gereken bir duygudur. Bazı durularda artar ve artık insana derin acı veren bir duygu haline dönüşür” dedi.

Göçer; ”Korkuya karşı başlıca tepkilere baktığımızda öncelikle kaçma davranışını görürüz. Kaçarak birey içinde bulunduğu durumdan uzaklaşma eğilimindedir. Kişiler eğer var olan durumla baş edebilme gücünü kendilerinde barındırıyorlarsa da farklı davranışlar sergilerler. Bunlar saldırganlık temelli davranışlar olarak karşımıza çıkar. Öfke ve düşmanlık duygularının bir aktarımı söz konusudur. Eğer baş edebilme gücünü kendilerinde bulamıyorlarsa inkar etme davranışı ön plana çıkar. Unutmaya çalışan insanlar bunlardır. Farklı şeylere yönelirler ve o durumu unutmaya çalışırlar. Kimi bireylerse ise var olan durumu kabullenip durumdan sonuç çıkarma söz konusudur. Bunun için yardım gerekmektedir”.

Yaşadığımız deprem sonrası insanlar ne gibi davranışlarda bulunacaklardır? 

Hilal Sarıbay Göçer; ”İnsanları üç dönem bekliyor. Birincisi içerisinde bulunduğumuz şok dönemi. Bu dönem birkaç gün sürebildiği gibi, şuan ki durumumuzda ki gibi artçıların verdiği tedirginlikle günlerce de sürebilmektedir. Depremle karşı karşıya kalan insan şoktadır. Ne yapacağını bilemez, hayatına nereden devam edeceğini bilemez ve donakalır. Bu aslında yüzleşmeyi erteleyerek kişiyi koruyan bir savunma mekanizmasıdır. 

 İkinci dönem ise pasifleşme dönemidir. Bu dönemde kişiler çözüme ulaşmak adına adımlar atmak isterler ama o adımları atacak güçleri kendilerinde bulamazlar. Burada dışsal yardım çok önemlidir.

 Üçüncü dönem ise toparlanma dönemidir. Bu dönem telaşlı bir hal alır insan. Deprem içeren rüyalar görürler, en ufak seste sıçrarlar, uyumak istemezler. Deprem olayı ile ilgili fazla bir dikkat geliştirirler” dedi.

Depremle ilgili yanlış bir toplumsal algı var mı? 

Göçer”Deprem olduktan sonra dışsal bir algı oluşturuluyor. Bu algı insanların çok suç işlediği, bir cezaya çarptırılacakları ve bunun da deprem olduğu şeklinde. Zaten böyle bir tokat gelecekti, gidişimiz iyi değildi, insanlar ölümü unutuyorlardı şeklinde yorumlara sıkça rastlamaktayız. Bu aslında insanlarda bir kurban psikolojisi yaratır. İnsanlara verilen bir ceza değil bir doğa olayı olarak bakıldığında insanlar kendilerini suçlu hissetmezler. Tabiat olayının bu denli toplumsallaştırılıp insanlara bir ceza gibi sunulması doğru değildir. 

O ildeki insanlar suçludur diğerleri temiz ve iyidir gibi bir mantık olabilir mi? Bu hiç doğru değil”.

Deprem sonrası ne gibi travmatik etkiler görülmektedir? 

Deprem sonrası insanların çoğu eski gündelik yaşamına dönebilirken kimisinde belli etkilerden ötürü eskiye dönüş zorlaşmaktadır. Bunların başında travma sonrası stres bozukluğu, örtülü depresyon gelmektedir. Zaten hiçbir şeyin kalıcı olmadığı , önemli olmadığı , her an tehdit altında olduğu gibi düşünceler oluşabilmektedir. Ayrıca travmayı anımsatan uyaranlardan kaçınma, yaşama yönelik umutsuzluk, uyuyamama, öfke ve huzursuzluk bulgularına rastlanır. Bu noktada gündelik hayatın kalitesi için uzman yardımı kaçınılmazdır. 

Çocuklara depremi nasıl anlatmalıyız? 

Göçer”12 yaşın altındaki çocuklar soyut düşünemezler, somut düşündükleri için depremin nasıl gerçekleştiğini kavrayamazlar. O nedenle deprem, çocuklar için belirsiz bir kavramdır ve çocukları ürkütür, kaygının artmasına neden olabilir. Kaygı düzeyi artınca da  çocuklar güvensizlik ve korku hisseder. Çocuğun yaş düzeyine uygun şekilde deprem anlatılmalı ve sonrasında oyuncaklar üzerinden onların zihinlerinde daha iyi anlayabilecekleri şekilde görselleştirilmelidir. Ayrıca depreme maruz kalmış çocuklara da yine bol bol resim çizdirerek ve oyun oynatarak bu sürecin etkileri belirlenmelidir. Aileler deprem korkusu yaşayan çocukları için muhakkak bir uzman desteği almalıdır ki bu yetişkinliğine kadar onu olumsuz etkilemesin” dedi.