Demokrasiye Sahip Çıkmalıyız…

Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim şekli genel anlamda Cumhuriyet’tir. Ancak bu yönetim şeklini biraz daha açmak gerekirse parlamenter cumhuriyet ve üniter devlet yönetim şekline sahip olduğunu görmekteyiz.

Üniter devlet, merkezi idarenin üstünlüğüne dayalı ve idari birimlerin (ulusal ölçeğin altındaki birimlerin) sadece merkezi yönetimin devretmeyi uygun gördüğü yetkileri kullanabildiği, tek bir birim olarak yönetilen devlet.

Türkiye’de üniter devlet yapısı; merkezi idarenin merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatları ile yerel yönetim teşkilatlarından oluşmaktadır.

Ülkemiz demokrasi ile yönetilmeye devam etmektedir. Ancak; özünde mi, görüntüde mi demokrasi olduğu çoğu kez tartışma konusu edilmektedir. Mevcut demokrasimizin eksiklikleri var mıdır, yoksa başka rejim türlerine dönüşme tehlikesi içinde midir gibi konular, her ne kadar siyaset bilimcilerinin işidir elbette…

Kısa olarak diğer ülkelerde yönetim şeklini sizlerle paylaşmak istiyorum;

ARİSTOKRASİ: Az sayıda bilgenin, toplumu akla ve bilgiye dayalı olarak yönettiği rejime denir.

TİMARŞİ ya da TİMOKRASİ: Şan, şeref düşkünü insanların idaresindeki yönetim biçimine, timarşi ya da timokrasidir.

OLİGARŞİ: Para sever ve zenginlik tutkusuna sahip insanların başta bulunduğu yönetim biçimine, oligarşidir.

TİRANLIK: Tiranlık ya da zorbalık, demokrasinin özgürlük hırsından doğar. Başta bulunan kişinin zorba olduğu yönetim biçimi, tiranlıktır.

Aslında demokrasiden vazgeçilmemelidir. Demokrasiye sahip çıkılmalı ve bu konuda eşitlik ilkesinden ödün vermemeliyiz. Bu rejimimize sahip çıkarsak eksikliklerimizi tamamlarız kanısındayım.

Hülasa, ülke bizimdir ve biz bu ülkede özgürce yaşamak için demokrasiye sahip çıkmalıyız…