Demirbağ Haklı Mı?

24 Haziran 2018 seçimlerinde yerel oylarla MHP'den milletvekili seçilecek oyu aldığı halde gümrük kapılarından gelen oylar ve dönemde kendi parti teşkilatının yeterli hukuki mücadelede bulunmaması sebebiyle milletvekilliğini Zülfü Demirbağ'a kaptıran 24. Dönem MHP Elazığ 1.Sıra Milletvekili Adayı Oğuzhan Demir, 'Artık diğer vekil arkadaşlarının Zülfü Bey'e açıktan DUR deme vakti gelmiş de geçmiştir. Bu konuda duyarsız davranmak veya 'büyüğümüzdür ne diyelim demek' şehre ve vatandaşa karşı sorumlulukları yerine getirmemektir.' diyerek tepkisini ortaya koymuş.

Demirbağ Haklı Mı?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Demir, açıklamasında ayrıca şu tespitlerde bulunmuş:“Sürekli olarak vatandaşın damarına basan, sabrını zorlayan, vatandaşı tahrik eden konuşmalar yaparak çok değer verdiğimiz Cumhur İttifakının Elazığ’da sürekli olarak yara almasına sebep olmaktadır. Trolleri bile artık onun arkasını toplamaktan ve açtığı yaraları sarmaktan yorulmuştur.

Bildiğiniz üzere Vekil Zülfü Bey, Elazığ'a her gelişinde bir tartışmanın odağı olmayı başarmıştır. “Eş Başkanlık” demiştir, “kibirliyiz” demiştir, “liyakatsiz insanları idareci yapmış olabiliriz” demiştir, vatandaşlarımıza "kan testi yaptırın, ihanet 19 testi yaptırın" demiştir.”

Sayın Demir’in bugün söylediklerini biz iki yıldan beri söylüyoruz. Hatta Demirbağ’a dostça ve açıkça; “artık konuşmasan” diyoruz. “kendini bitirdin bari partini yakma diyoruz” Ama bu sözlerimiz, Demirbağ için çok etkili olmadı, olmuyor ve olmayacak gibi. 

Kendisini halk adamı ilan etmiş ve halkın tek temsilcisi sözcüsü olarak görmüş bir kere. Kendince birileri doğruları söylemeli. Politika yapmamalı ve halkı aldatmamalı. Kendisinin dobra dobra konuşmasını “siyaset farkı” olarak görüyor ve bununla gurur duyuyor.

Demirbağ böyle de çevresindekiler farklı mı? Arkadan “yanlış yapıyor, bu hiç olmadı” diyenler, yüzüne “Allahına kurban, ne güzel konuştun” diyorlar. Tabi bu övgüler kimin hoşuna gitmez. Bu kadar iltifata boğulan Demirbağ da aynı gaz aynı tempo ile kendi doğru siyasetine devam ediyor ve edecek de görünüyor.

Olayın Zülfü Demirbağ açısından çok bir önemi yok. Zaten o da bunu çok iyi biliyor. Siyasette jübile yapacağını ve bir daha milletvekili olamayacağını biliyor. Ama olayın bir de kurumsal sonuçları var. Zülfü Demirbağ bağımsız bir milletvekili değil. Hele hele muhalefet bir milletvekili hiç değil. Söyledikleri sadece kendini değil, Ak Parti’yi de bağlıyor ve sandığa yansıyacak önemli sonuçlar doğuruyor.

Demirbağ eğer; “nasıl olsa ben seçimlerde aday değilim. Benden sonrası çok da önemli değil. Varsın Ak Parti az oy alsın. Bensiz bir seçime girsinler de boylarının ölçüsünü alsınlar” mantığını ve davasını güdüyorsa söylenecek bir sözümüz olmaz.  Bu yaptıkları, hayal ettiği sonuca götürecek yolun taşlarının döşenmesi hadisesi ise yaptıkları doğrudur ve sonuç getirecek türden çıkışlardır. 
Ne diyelim, parti kendisinin, dava kendisinin Lider kendisinin. Bize laf düşmez. 

Biz Sayın Demirbağ’a yine de hatırlatalım. Ak Parti sadece Zülfü Demirbağ’dan ibaret değildir. Ve her bir siyasetçi sebep-sonuç ilişkisinin bir parçasıdır ve bunu iyi hesap etmelidir.