Davutoğlu Anlamış, Saadet Anlayamamış
14 Mayıs seçimleri öncesi seçimin kilidi konumuna gelen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Deva Partisi Genel Başkanı Babacan'ın 'seçim ikinci tura kalsa İnce'ye oy vermem' açıklamasını değerlendirmiş ve bakın neler söylemiş:
“Türkiye bir kader seçimine doğru gidiyor. Sayılı günler kaldı. Ancak altılı masadan garip sesler geliyor. Sayın Davutoğlu, 90 yaşındaki halasını dahi ikna edemediğini söylüyor. Sayın Babacan, ‘Tabanımızın hepsinin CHP’ye oy vermeyeceğini, CHP’lilere ilettik’ diyor. Daha önce de Türklük tartışması açıyor. Anayasa’nın ilk dört maddesini tartıştırıyor. ‘İkinci tura kalırsa Muharrem İnce’ye oy vermem’ diyor. ‘İkinci tura kalırsa Muharrem İnce’ye oy vermem’ demekle aslında birinci turda da ne yapacağının belli olmadığını söylüyor. Yani bunun Türkiye meali şudur: 'Biz listelere girdik. CHP listelerine yerleştik. Yerimiz garanti. İster CHP’ye oy verin, ister vermeyin’ diyor. Bu Türkiye’ye bir tuzaktır. Milletimize nasıl bir kazık ataklarını 15 Mayıs sabahı hep birlikte göreceğiz. Millet İttifakı doğru konumlanmamıştır. Bunun doğrusu, CHP, İYİ Parti ve Memleket Partisi birlikte yapmalılardı. Bunu defalarca gündeme getirdim ama ne yazık ki bizi dinleyen olmadı. Seçim günü hep birlikte göreceğiz, CHP listelerinde garanti yerlere yerleşen bu arkadaşların, Türkiye’ye ve CHP'ye nasıl bir tuzak kuracaklarını hep birlikte yaşayacağız.”
İnce’nin tespitlerine katılmamak mümkün değil. Zira herkes biliyor ve görüyor ki Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat partilerin sağduyulu tabanı asla CHP logosunun altına evet mührünü basmaz, basamaz. Bunu, kendi hayat felsefesine ve dünya görüşüne ihanet görür, vebalinin altından kalkamayacağını düşünür.
Bunun yerelden ve somut örneği ise son dakika gelişmesi ile CHP ikinci sıra adayı olan Saadetli Abdullah Akın oldu.
Çıktığı televizyon programında üzerine basa basa “parti logosu önemli değil, biz bu ülkeye hizmet için bu partiden aday olduk, bunu çok abartmamak lazım” mealindeki cümleler de gösteriyor ki sahada kendi tabanlarından çok ciddi tepki alıyorlar ve papara yiyorlar.
Davutoğlu ve Babacan bile bu gerçeği görüp ifade ederken, ömrü CHP zulümlerini, İstiklal mahkemelerindeki haksız yargılamaları, İskilipli Atıf Hoca başta olmak üzere sıra sıra dizilen idam sehpalarını anlatmakla ve bunlar üzerinden siyaset söylemi üretmekle geçmiş Saadet tabanının CHP logosu altına mührünü basması mümkün mü?
Kaldı ki Saadet Partisi 2018 seçimlerinde şehir genelinde 6 bin oy almış. Bunun 4 bini Yeniden Refah Partisi’ne kaymış, bini ise parti ve Karamollaoğlu’nun söylemlerinden rahatsız olduğu için siyasetten uzak durmayı tercih etmiş ve sandığa gitmeme konumuna gelmiş. Geriye bin saadet seçmeni kalıyor. Bu sayının CHP’ye katkısı ne olur, hatta Saadet adayına gitmesin diye CHP tabanından başka partilere ya da bağımsızlara kayma olur mu 14 Mayıs akşamı göreceğiz.