DAHA NE İSTİSİZ!..
Deprem sonrası en çok tartışılan ve eleştirilen kurum DASK oldu. Vatandaşların feryadı ve haklı isyanını milletvekilleri de duydu ve kendilerine gelen şikâyetler sonrası “vatandaş haklı” yargıyı işaret edip tepkilerini televizyon ekranından ortaya koydular.
Ak Parti milletvekilleri, vatandaşın bu mağduriyetini ilgili kurum olan DASK’a iletmiş ve bunun hesabını sormuş olacaklar ki kurum başkanından Elazığ ile ilgili özel açıklama geldi.
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Mete Güler, “17 Ağustos Marmara Depremi’nin ardından kurulan DASK, depremden sonra hayatın kaldığı yerden devam etmesini sağlama hedefiyle 20 yılda pek çok çalışma gerçekleştirdi. Yürütülen bu çalışmalar sonucunda bugün Türkiye’deki her iki konuttan biri Zorunlu Deprem Sigortası güvencesi altına alındı. Sigorta kurumu olarak depremlerin ardından hızla sahaya inerek depremin neden olduğu yaraları sarmak için çalışmaya başladık. 20 yılda depremlerin neden olduğu maddi hasarlar için konut sahiplerine 440 milyon TL ödeme yaptık. Bu ödemenin 220 milyon TL’sini Elazığ’da yaşanan son depremde gerçekleştirdik.” demiş.
Şimdi ortada iki sorun var: DASK’ın kurulduğu günden bugüne 20 yıl içerisinde maddi hasarlar için ödediği bedelin yarısı kadar bir miktarı Elazığ için gerçekten harcadı mı? İkincisi, 220 milyon TL’yi kimler aldı, aldıysa bu kadar serzeniş neden?
Her iki bilginin de sıhhat derecesinden büyük kuşkularımız var bir. İkincisi de “bugüne kadar 220 milyon para verdik daha ne istiyorsunuz?” anlamına gelebilecek keyfi ifadeler.
DASK şunu bilsin ki, kimse hakkı olmayan bir şeyi talep etmiyor. Şikâyet ve sorun; yasal olarak yapmak zorunda olduğunuz uygulama ve ödenmesi gereken bedelleri ödemekte vatandaşa çıkardığınız zorluklar ve ayak diretmeler. DASK, millete hizmet için kurulmuş devletin bir kurumuysa görevinizi hakkıyla yapmak durumundasınız. Hasarlı binalar için yaptığınızı iddia ettiğiniz 220 milyon TL’yi de lütuf gibi gösteremezsiniz.