DAĞHAN:'ELAZIĞ DEPREMİN ALTINDA KALMIŞTIR'
Ömer Enes Yılar/DEVA Partisi Elazığ İl Başkanı Murat Dağhan ve il yönetimi Elazığ Hakimiyet Gazetesi'ni ziyaret etti.
Hakimiyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Toprak’ı ziyaret eden Dağhan, Elazığ gündemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dağhan, DEVA Partisi’nin yıkıcı değil yapıcı bir eleştiri tarzını benimsediğini belirterek, ilerleyen günlerde Elazığ’ın DEVA Partisi’nin farkını hissedeceğini vurguladı.
PARTİMİZİN SADECE İKTİDARI ELEŞTİREN BİR MUHALEFET ANLAYIŞI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Dağhan sözlerine şöyle devam etti:“DEVA Partisi Mart’ın ortalarında kurulmuş bir partidir. Pandeminin başlangıç dönemi partimizin kuruluş dönemine denk geldi. Partimizin sadece iktidarı eleştiren bir muhalefet anlayışı olduğunu düşünmüyorum. Eleştiri şart. Eleştiri olmadan olmaz. Ancak yıkıcı değil yapıcı eleştiri olması gerekiyor. Pandemi sürecinde bizim 14 maddelik bir manifestomuz yayınlandı. Daha başlangıçta… Eğer en başta bu manifestoya uyulsaydı sonuç bugünkü gibi olmazdı. Şuanda IBAN numarası paylaşılıyor, insanlardan para toplanıyor.”dedi.
HALKIN DEVA’DAN BÜYÜK BİR BEKLENTİSİ VAR
Başkan Dağhan,“ DEVA partisi olarak çözüm önerileri sunuyoruz. Mesela; Merkez Bankası ile ilgili çözüm önerilerimiz oldu. Geçmişte yaşananlardan biz çok büyük ders aldık. 2002’de ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “kriz bizi teğet geçti” demişti. Kriz bizi teğet geçmedi. Genel Başkanımız Ali Babacan’ın ferasetiyle o dönem aşıldı. Şuanda ekonomi dersi verecek kadromuz var. İktidara gelirsek öncelikli hedeflerimiz arasında müteahhitler cuntasını devirmek var, karadelik olan varlık fonunu kapatacağız, Merkez Bankası’nı bağımsız bir yapıya, dışa açılabilir bir yapıya kavuşturacağız. Halkın DEVA’dan büyük bir beklentisi var. Bizim de iki sloganımız var. Önce insan diyeceğiz, işimize bakacağız.”diye ifade etti.
PARTİMİZİN ELAZIĞ'A KARŞI POZİTİF AYRIMCILIĞI VAR
Partimizin Elazığ’a karşı pozitif ayrımcılığı var diyen Başkan Dağhan: “Biz göreve geleli bir ay oldu ve parti binamızı yeni açtık. 24 Ekim’de lansman toplantımız olacak. Bununla beraber merkez ilçe kongremizi yapacağız. Genel başkan yardımcılarımızı Elazığ’da ağırlayacağız. Elazığ’ın DEVA partisine sahip çıkması lazım, çünkü partimizin Elazığ’a karşı pozitif ayrımcılığı var. Ben Ak Parti’de de görev yaptım ancak eğitimci olmama rağmen görüşlerime önem verilmedi. Hocam, siz ne düşünüyorsunuz? Diye sorulmadı. DEVA Partisi bir kadro hareketidir. Kadromuz; ev hanımı, öğrenci, doktor, avukat, akademisyen gibi halkı kapsayan bir yapıya sahip. Bizim yapımızda istişare kültürü var. Başkanımızın güzel bir sözü var, diyor ki: “Türkiye, tek bir kişinin yönetebileceği bir ülke değildir. Türkiye ortak akılla yönetilebilecek bir ülkedir.” Bizim de bu konuda çok yetkin bir kadromuz var. Biz daha çok yeniyiz. Partimizin kurucuları içerisinde Elazığlı çok önemli isimlerin olması bizi sevindiriyor. Bunlardan Sn. İbrahim Halil Çanakçı yaklaşık 12 yıl Hazine Müsteşarlığı ve BDDK Başkanlığı yapmış çok önemli bir bürokrattır. Halil Bey aynı zamanda genel başkan yardımcısı ve ekonomi politikalarından sorumlu genel başkan yardımcımızdır. Yine anayasa profesörü Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem hocamızın da kurucular kurulunda olması DEVA Partisi Elazığ İl Teşkilatı açısından çok önemlidir. Elazığlı olduğunu bildiğimiz çok önemli işadamlarının Ankara ve İstanbul teşkilatlarının yönetiminde olduğunu da biliyoruz. Elazığ ilerleyen zamanlarda bu kadronun farkını çok net görecektir” diye konuştu.
SAHİPSİZ ELAZIĞ TEPKİSİ ÇOK GÜZEL BİR SOSYOLOJİK TEPKİDİR
Dağhan: “İktidarın şehrimize yönelik hizmetlerini yeterli bulmuyoruz. Halkımız, gazetecilerimiz, biz sorunları dile getirince göz boyamak için bir şeyler yapılıyor. Elazığ’da her üç gençten biri işsiz. Esnafımız çok zor günler geçiriyor. İşverenler kendini kandırılmış hissediyor. Paramızı yatırım yerine döviz veya altına yatırsaydık daha çok kazanırdık düşüncesindeler. Problemler Elazığ’ın etrafını sarmış durumda. Elazığ depremin altında kalmıştır. Uzun süredir insanlara yeterince açıklama yapılmamış, ne verirsek razı ol mantığı güdülmüştür. Siyasilerin performansına baktığımız zaman Elazığ’ın sahipsizliği ortaya çıkmıştır. Sahipsiz Elazığ tepkisi çok güzel bir sosyolojik tepkidir. Gençlerin, halkımızın sus durumunun sosyal medyadaki patlamasıdır. Ancak siyasilerimiz bu tepkiyi doğru okuyamadı. Bu tepkinin anlaşılması gerekiyordu. Şuanda halkımız Ali Babacan’ı tanıyor. Ama biz ona güvenip siyaset yapmayacağız. Genel başkanımız Türkiye’nin birikimidir. Ancak biz bir kişiye dayalı siyaset yapmayacağız. Halkın bizden bir beklentisi var. Biz Elazığ’da kendimize, kendi ekibimize güveniyoruz. İnsanlar yakın zamanda farkına varacaklar. Bizim yaptığımız birçok çalışma genel merkeze örnek oluyor. Çalışmalarımızı kendimiz yapıyoruz” dedi.