Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgür Özel'e çağrı!

Kabine'nin ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolar üzerinden CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki gösterdi. Erdoğan, '5 gündür süren provokasyonun sorumlusu Özgür Özel'dir. Cesursanız yolsuzluğun hesabını verin.' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Özgür Özel'e çağrı!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, kritik konu başlıklarıyla bir araya geldi. Ekonomiden politikaya, diplomasiden güvenlik konularına kadar birçok konunun görüşüldüğü Kabine toplantısı sona erdi. Toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Gazze, Filistin ve Yemen başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan acıların, zulümlerin, ölümlerin bir an önce sona ermesini temenni ediyorum. Son toplantılarımızdan bu yana iftar toplantılarımız, yabancı kabuller, telefon görüşmeleri ve çeşitli etkinliklerle yoğun mesaimiz oldu. Ülkemize getirdiğimiz Gazzeli mazlumlardan, sağlık çalışanlarımıza, devlet korumuzdaki evlatlarımızdan Harbiyeli gençlerimize, çiftçi kardeşlerimizden önceki dönem milletvekillerimize kadar halkımızın çok çeşitli kesimleriyle muhabbet sofrasında bir araya geldik.

Bugün de külliyemizde eğitim ordumuzun neferlerini ağırlayacak yarın ise Kredi Yurtlar Kurumu öğrencilerimizle bir arada olacağız. Son ana kadar Ramazan-ı Şerif'i idrak etmeye çalışacağız. Bayram öncesinde yüzlerini ülkemize dönmüş mazlum ve mağdurlara el uzatmanın yanında olacağız. Dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan mazlumlara yönelik yardımlarımızı artırdık. Bir taraftan belediyelerimiz ve parti teşkilatlarımız diğer taraftan sosyal yardımlaşma, dayanışma vakıflarımız aracılığıyla ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıp halini-hatırını soruyoruz.

"AVRUPA, TÜRKİYE İLE MÜNASEBETLERİNİN ÖNEMİNİ İDRAK EDİYOR"

Geçtiğimiz haftalarda yaşanan hararetli tartışmalar Türkiye'siz Avrupa güvenliğinin mümkün olmayacağını göstermiştir. Türkiye ile münasebetlerin önemini idrak ediyorlar. Bunları Türkiye-AB ilişkilerin geleceği açısından ümit verici gelişmeler olarak okuyoruz. Türkiye ortak çıkarlar ve karşılıklı saygı çerçevesinde Avrupa ülkeleri ve birlikle ilişkilerini ilerletmeye hazırdır. Elbette bu Türkiye'nin tek başına sergileyebileceği bir irade değildir. Aynı iradenin muhataplarımızda da olması esastır. Türkiye'nin istikrarlı şekilde izlediği stratajik yaklaşımın Avrupalı mevkidaşlarımızın politikalarına yön vereceğine inanıyorum.

"UKRAYNA-RUSYA SAVAŞINDA ÇOK DOĞRU YERDE KONUMLANDIK"

Türkiye olarak Ukrayna-Rusya savaşında çok doğru yerde konumlandık. Ülkemizdeki muhalefet başta olmak üzere kimsenin dolduruşuna gelmedik. Her iki ülkeye de güven veren tutum sergiledik. Barışın kaybedenin olmayacağını her platformda vurguladık. 4. yılına giren savaşın daha fazla kan dökülmeden, yıkım olmadan adil bir barışa sona ermesini arzu ediyoruz. ABD'nin 30 günlük ateşkes teklifine Rusya'nın kısmen de olsa olumlu yaklaşımını barışa gören yolda mütevazı fakat kıymetli adım olarak görüyoruz.

Bu konudaki düşüncelerimizi Amerikan Başkanı sayın Trump'la yaptığımız telefon görüşmesinde kendisiyle de paylaştım. Oldukça samimi görüşmemizde 100 milyarlık ticaret hedefimiz ve birçok önemli meseleyi ele aldık. Bölgemizdeki güncel, kritik gelişmeleri detaylıca değerlendirdik. Bölgemizdeki tüm zorluklara rağmen özellikle iki müttefik ülkenin işbirliğini zehirlemeye çalışan lobilere rağmen tüm coğrafyanın selameti için bunu başarmamız gerektiğine inanıyorum.

Çanakkale Zaferimizin 110. seneyi devriyesinde canları pahasına Çanakkale'yi geçilmez kılan ölümsüz kahramanlarımızı şükranla, kemal-i hürmetle yâdettik. Gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitler Çanakkale'de koyun koyuna yatmaktadır. Çanakkale ruhu işte bu dayanışmanın işte bu kader ortaklığının vücut bulmuş halidir. Hem millet olarak hem de kardeşlerimizle bizi birbirimize bağlayan yüksek bir şuurdur Çanakkale ruhu. Bu ruhu yaşatmaya, yüceltmeye devam edeceğiz.

"NEVRUZ'U BÜYÜK BİR COŞKUYLA KUTLADIK"

Baharın müjdecisi olan bolluk ve bereketlilik bayramı Nevruz'u büyük bir coşkuyla kutladık. Birkaç menfi fotoğraf dışında milletimizi üzen, tedirgin ve rencide eden nahoş olaylar yaşanmadı. Geçmiş yıllara kıyasla daha huzurlu bir Nevruz geçirdik. İstanbul'da partimiz tarafından düzenlenen programda milletimizin, coğrafyamızın, Türk dünyasının heyecanına ortak olduk. Nevruz'un resmi bayram olarak kutlanmasını arzu ediyoruz. Türk dünyasının ortak anma ve kutlama günü olarak önümüzdeki zirvede teklif edeceğiz.

"MOLOTOFLA SALDIRANLAR, POLİSİMİZİN ÇOCUĞA PAMUK ŞEKER VERMESİNİ DİLLERİNE DOLUYOR"

Nevruz etkinliklerinden bazı görüntüleri tabii ki biz de tasvip etmiyoruz. Bu yılki kutlamaların gerilimsiz, olaysız, şiddetsiz şekilde gerçekleştirilmesini milletimizin dirliği ve birliği adına çok anlamlı buluyoruz. Bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekerini çocuğa vermesi ana muhalefet tarafından konu yapılıyor. Taşla, sopayla, molotofla polisimize saldıranlara kucak açanlar, polisimizin çocuğa pamuk şekeri ikram etmesini dillerine doluyorlar. Utanmadan pamuk şekeri üzerinden hamaset yapıyorlar. Polise taş, molotof, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok. Esnafın dükkanının, camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok. Tarihi camilerimizin avlusunun affedersiniz meyhaneye çevrilmesiyle hiçbir problemleri yok.

"BİZ MİLLETİMİZİ TERÖR MUSİBETİNDEN KURTARMAKTA KARARLIYIZ"

Ama Nevruz bayramında polisimizin çocuklarımıza pamuk şekeri dağıtması bunları rahatsız ediyor. Bu tutarsızlığın, büyük çelişkisinin milletimiz ve özellikle Kürt kardeşlerimizce not edildiği kanaatindeyim. Bu faşizan dil millet karşısında zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkumdur. Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça bu tür hezeyanlara anlaşılan daha çok şahit olacağız. Biz milletimizin kırk yıldır kanını, kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız.

Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, Çerkezi, Lazıyla 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Biz dünyanın en büyük en güçlü, yıldızı en çok parlayan ülkelerinden birini, Türkiye'yi yönetiyoruz. Kutuplaşma yerine kucaklaşmayı, kavga yerine dayanışmayı, nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini savunmak bize düşendir. Muhabbetin, barışın, kardeşliğin evrensel dilini yüceltmekten geri duymayacağız. Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen Nevruz'u birbirimize yeni bir umutla sarılma vesile haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz.

"ŞEHİR EŞKIYALARININ SALDIRILARI NEDENİYLE 153 GÜVENLİK GÖREVLİMİZ YARALANDI"

İstanbul merkezli bir yolsuzluk operasyonun ardından ana muhalefet partisi genel başkanının yaptığı sokak çağrısı sonrası ortaya çıkan kısa sürede şiddet hareketine dönüşen olayları milletçe ibretle takip ettik. Marjinal örgütlerin, şehir eşkıyalarının saldırıları sebebiyle 5 günde 153 güvenlik görevlimiz yaralandı. Her türlü provokasyona rağmen sabır ve soğukkanlılıkla görevlerini yerine getiren güvenlik kuvvetlerimizi kutluyor, kendilerine teşekkür ediyorum. Ana muhalefet yöneticileri çok büyük şuursuzluk örneği sergilemiştir. Yolsuzluk, irtikap, iltimas, rüşvet iddialarına cevap vermek yerine en basit, seviyesiz, ahlak ve hukuk yoksunu açıklamalara imza atmışlardır.

"TEK SORUMLU SOKAK ÇAĞRISI YAPAN ANA MUHALEFET LİDERİ"

Vandalların saldırılarında yaralanan polisimizin, zarar verilen milyarlarca liralık kamu malının tek sorumlusu sokak çağrısı yapan ana muhalefet partisi lideri ve şurekasıdır. Bunun siyasi hesabı Meclis'te hukuki hesabı yargı önünde sorulacaktır. Son 5 günlük tanık olduklarımız bir gerçeği göstermiştir. Türkiye gibi büyük ülkenin basiret, vizyon, kalite açısından çok küçük, iptidai, çapsız bir ana muhalefet partisi vardır. Bunları bırakın devleti, yerel yönetimleri bir belediye büfesi bile teslim edilmeyeceği tekrar ortaya çıkmıştır.

İSKİ skandalından 32 yıl sonra bu millete dejavu yaşattılar. Güya seçim denilerek yıllarca nasıl bir tiyatro oynandığını dün bizzat görmüş olduk. CHP'nin demokrasi anlayışı, açık oy gizli sayım komedisinin bir adım ötesine geçemediği tekrar ispatlanmıştır. Aradan geçen 80 yıla rağmen zerre kadar değişmedikleri 85 milyona tekrar hatırlatan CHP'nin kendi çalıp kendi oynadığı oyunu tebessümle izlemeye devam edeceğiz.

"CESARETİN VARSA YOLSUZLUĞUN HESABINI VERİN"

Daha önce de birkaç kez çağrıda bulundum, provokasyonlarla vatandaşlarımızın huzurun bozmaktan artık vazgeçin. Cesaretin varsa yolsuzluk, hırsızlık, alınan rüşvet, yapılan usulsüzlüklerin hesabını verin. Yürütülen soruşturmadaki iddialara, tutuklanan kişilere her şeyiyle kefilseniz çıkıp bunu adam gibi açıkça söyleyin. Buna niyetiniz yoksa boşuna milleti germeyin. Sadece sloganını değil zihniyetini de aldığınız banka soyguncusu marjinal sol örgütleri polisimizin üzerine salmayın.