CÜBBELİ'DEN BOMBA

CÜBBELİ'DEN BOMBA
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İsmail Ağa Cemaati'nin önderi Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün, selefi derneklerle ilgili açıklaması gündeme damgasını vurdu.

Cemaatine yönelik vaazlarında ve katıldığı programlarda şahsına münhasır üslubuna mizahı da katarak yaptığı açıklamalarla bilinen Cübbeli hoca, bu kez önemli bir tehlikeye dikkat çekerek “2 bin selefi dernek silahlandı” sözleriyle aslında hiç de şakaya gelmeyecek ifadeler kullandı.

Hatta daha da ileri giderek, emniyete çağrılırsa dernek ve önderlerin kim olduklarını ifade edebileceğini söyledi.

Cübbeli’nin ardından Felsefe profesörü olan ve   dine akılcı rasyonel çözümlemeler getirdiğini iddia eden  Caner Taslaman, sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı.

"Cübbeli Ahmed ile İslam’ı anlamamızda ciddi farklar olduğunu hemen herkes bilmektedir. Fakat Cübbeli Ahmed’in “İslamcı” kisvesindeki grupların silahlanmasıyla ilgili açıklamasını ciddi ve değerli bir ikaz olarak görüyorum ve hocanın bu uyarısının çok ciddiye alınmasını istiyorum"

Cubbeli Ahmet’in bu uyarısı ile Caner Taslaman'ın  açıklamalarıyla  ikinci bir hain 15 Temmuz kalkışmasına mı tanık olacağız düşüncelerine gark olmadık değil.

Neyse ki İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy'un Cübbeli Ahmet Hoca'nın 2 bin selefi dernek silahlandı iddiaları sonrası açıklama yaptı ve yüreklere bir nebze de olsa su serpti.   Bakanlık tarafından tahkikat başlatıldığını aktaran Ersoy, "Mesele aynı hassasiyetle takip edilmeye devam edilecek, idari ve adli süreçler işletilecektir" ifadelerinde bulundu.

 Cübbeli'nin 2 bin selefi derneğin silahlanarak "İç savaşa hazırlanıyorlar sözleri, özellikle Batman, Adıyaman taraflarındaki selefi akımları ve yine hain FETÖ'den sonra devlet erkânına sokulan kendine piar yapmaya çalışan bazı dernekler ve cemaatlerin varlığı olayı yalnızca önemsemekle kalmayıp üst düzeyde tedbirler alınmasının hatta yaptırımların gerekli olduğu kanısına vardık.

İnsanoğlunun inanma ihtiyacı ve refleksi ile dopdolu  bir varlık olduğu hepimizce bilenen bir gerçek. Hele de iş, dini değerler olunca Karl Marks'ın sözünü anımsıyor ve inanç sistemi oturmamış ve akidevi temeli sağlam atılmaması insanlar üzerinde nasıl da afyon etkisi yaratabileceğini daha düne kadar Fetullahçı Terör Örgütü mensupları üzerindeki tezahürleriyle de görüldü ne yazık ki…

Dini değerler kullanılarak insanların akli ve nakli fonksiyonlarını işlemez hale getiren birçok örnek vaka var tarihimizde.  Sahte cennetler oluşturan haşhaşilerden tutun da Adnan Oktar tarikatına uzanan çizgide sayısız zararlı örneklerini gördüğümüz vakalar da gösteriyor ki, Cübbeli’nin ikazı ciddiye alınmalı.

Halkımızın dini değerlere olan zafiyetinin  acı ve yaşanmış  bilançosu saymakla bitmiyor ne yazık ki!

 Şehrimizde de yakın zamanda kendini mehdi ilan eden ve ona inanan  müritleri gördük duyduk. Dış mihrakların insanoğlunun dini zaafiyetini kullanarak; vatanımıza hazırladığı kaçıncı kumpas inanın saymak neredeyse imkansız.

Bu ülke kediciklerle insanlara yanaşan Adnan Oktarlar mı görmedi! Yine dini kisvelerle insanların zaaflarına sünnet ya da batıl kılıflar bularak mürit edinen Caferiliği yaymaya çalışan Mustafa İslamoğlunu mu görmedi!  Yoksa geçmiş zamanların Hizbullahçı terör örgütlerine mi şahitlik etmedi! DEAŞ'ı FETÖ'sü bitmedi bitecek gibi de durmuyor. Bu yüzden uyanık olmak, geçmişten ders almak gerek.   Kolluk kuvvetleri, emniyet ve asayiş birimleri ile birlikte halk olarak bizlerin de temkinli ve teyakkuzda olması eğerek.

 Senaryoların biri bitmeden bir diğeri başlıyor. Dini değerlerimizi ve çevremizi; vatanımıza zarar vermeyecek, milletimizi hedefe koymayacak gerçek Hakk neferleri olan camialardan ve insanlardan seçelim.

Farkında olmadan dini değerlerimizi istismar eden din tüccarlarından fersah fersah uzak kalalım. Birliğimizi dirliğimizi vatanımızı,  bozguncuların kötü planlarından koruyan birer vatansever olup; 15 Temmuzdaki gibi omuz omuza dik durup hiçbir düşmana geçit vermeyelim. Yoksa komşumun bahçesine düşen ilk bomba onunla beraber bizleri de paramparça eder!