Çözümleme CHP'de çözülmeye dönüşür mü?
Türkiye'de bir süredir yatay bir yön çizen ve siyasi durgunluk ile suskunluk süreci olarak nitelediğimiz sonuca Abdullah Öcalan'ın PKK'ya koşulsuz şartsız yaptığı tarihi 'kendinizi feshedin' çağrısıyla gelmiş olduk.
Ekonomideki durgunluğun siyasete yansıdığı bu sürecin Cumhur İttifakı tarafından sonlandırılması girişimleri ile hemen ardından yine Ak Partili bir isim tarafından dile getirilen, seçim Kasım 2027’de açıklamasının ve terörsüz Türkiye girişimlerinin bizlere sunduğu çok önemli bir mesaj var. Cumhur İttifakı’nın 2027 yılında yapmayı planladığı seçimlere “düzelen ekonomi” ve “Terörsüz Türkiye” üzerine kurduğu bir strateji ile girecek.
Gerçekleştirilen kongreyle bu süreçleri başarılı bir şekilde yürütecek isimleri partinin en üst düzey kademesi olan MYK’sında yer vermesi de Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığının bir nişanesi.
CHP’nin işinin hiç kolay olmadığını şimdiden söyleyelim. Son birkaç seçime HDP ve DEM Parti ittifakı ile giren hatta bunlara sıfır virgüllü partileri de eklemek suretiyle başarıya ulaşmak isteyen CHP, Erdoğan karşısında kesin bir zafer elde edemedi. Yerel seçimlerde Ak Parti’yi ilk kez yenmeyi ve İstanbul ile Ankara’yı elinde tutmayı başarsa da bizzat Erdoğan’ın karşısında bir seçime girmek yeniden hiç kolay olmayacak. Bunun nedeni ise CHP’nin son yıllarda siyasi stratejisini kurguladığı iki dayanağın Cumhur İttifakı tarafından keşfedilmiş olması.
İlk konu CHP ile DEM Parti’nin kendi arasında kurduğu ittifak. Geçmiş dönemde sert kayyum uygulamalarıyla en üst düzeye çıkan ve yerel seçimlerde CHP’yi zafere götüren bu ittifakın sonuna geldik gibi görünüyor. Öcalan’ın tarihi çağrısı ve tüm bu süreç öncesi CHP’nin sürecin dışında kalması, ittifakın en güçlü yayın organı olan Sözcü TV’de çağrının Kürtçe olan bölümünün yayınlanmaması, Özgür Özel’in bir önceki çözüm sürecinden kaynaklı olarak haklı bir şekilde partisini bu meseleye temkinli bir konuma yerleştirmesi gibi konulara CHP-DEM ilişki ve ittifakını nasıl bir konuma taşıyacak yakında görmüş olacağız.
Darbe girişimi ve Cumhur İttifakı’nın kuruluş sürecine kadar Kürt seçmenlerden ciddi bir oy almayı başaran ve yakın siyasi tarihte kırmış olduğu birçok rekoru bu oylara da bağlayan Ak Parti’nin ve bizzat Sırrı Süreyya Önder’i arayarak “Barış halayı çekeceğiz” gibi net bir cümle kuran MHP’nin seçimlerde nasıl bir ittifak içerisine gireceğini tahmin etmek ise hiç de zor değil.
CHP’nin seçimlerde kullanacağı kozlardan biri de ekonomi. Son yıllarda vatandaşın en çok mağdur olduğu, en fazla serzenişte bulunduğu ve yerel seçimlerde elde edilen başarının temel sebeplerinden biri. CHP bunu konuyu şimdiye kadar ne kadar gündemde tutabildi, ülkenin en önemli sorunu olan bu konularda seçmenin karşısında ne kadar başarılı projelerle çıkabildi bu bir tartışma konusu.
CHP’nin bu konuda yapacağı bir diğer hata ise ekonominin seçim sürecine kadar hep bu seyirde ya da daha kötüsü üzerine kurgulaması olur ki bu hatanın telafisi asla olmayacaktır.
Cumhur İttifakı’nın bir kez daha böyle bir ekonomik ortamda seçime gideceğini sanmıyoruz. Merkez bankası verilerine göre kasa her geçen gün doluyor. Sadece ülke içinde değil uluslararası ekonomi kuruluşları her geçen gün Türkiye’nin notlarında iyileştirme yapıyor. Kemerleri sıkı tutma döneminden rahatlama dönemine ve enflasyon belasından kurtulma sürecine ilişkin beklenti ise tam da 2027’nin başı gibi görünüyor. Bu veri bile anlayana çok fazla şey anlatıyor.
Ak Parti’nin sessiz kalmış gibi görünse de üzerine stratejisini belirleyeceği bir konu daha var. Parti içerisinde yaşanan iç çekişme ve adaylık yarışı.
Kendini sürecin dışında görse de fırsat kollayan bir Özgür Özel, adaylığını kesin görüp kendisini şimdiden Erdoğan’ın karşısına çıkmaya hazırlayan bir Ekrem İmamoğlu, aday gösterilmezse nasıl bir tavır alacağı kestirilemeyen bir Mansur Yavaş, siyasi arenaya geri dönmek için gün sayan bir Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin her zaman olduğu gibi bir bugün de güncelliğini koruyan bir Muharrem İnce gerçeği varken bu ortamda CHP tek ses tek yürek bir şekilde seçime girmeyi başarabilir mi bunu da çokça tartışacağız.
Cumhur’un stratejisi hazır gibi. Peki CHP’nin yaşadığı bir çözüm mü yoksa çözülme süreci mi? Cevabı için beklemede kalın…