ÇÖZÜM MUTLAK BİR GEREKLİLİKTİR…
Allah birliğimizi daim kılsın,
Memleketimizi tüm kötülüklerden korusun,
Birlik ve beraberlik bir devleti devlet yapan en önemli özelliktir
Allah birliğimizi daim kılsın,
Memleketimizi tüm kötülüklerden korusun,
Birlik ve beraberlik bir devleti devlet yapan en önemli özelliktir. Kendi içerisinde bir olamayan bir millet, tükenmeye ve yenilmeye mahkûmdur.
Kendi ile barışık olmayan huzursuz bir insan, düşmana karşı kendisini nasıl savuna bilir ki.
Hasta dışarıdan gelebilecek bir saldırıya karşı nasıl acze düşüyorsa, ne kadar güçlü olursa olsun, kendi içinde huzursuz bir devlet de dıştan gelen saldırılara karşı her zaman savunmasız kalacak, kendini korumakta acze düşecektir.
Bu durumdaki devletler sıkıntılara gebedirler, ne kalkınabilir ne de büyüme imkânı elde edebilirler.
Hani diyor ya cennet mekân Sultan Abdülhamit Han Hazretleri…
“Eğer birlik ve bütünlük sağlanamazsa zafer tesadüfi, yenilgi ise kaderdir”
Birlik ve beraberliğini sağlayamayan her devletin kaderinde, yenilgi, hüzün ve mutsuzluk vardır.
Öğleyse bir olmak gerek, beraber olmak, sevmek, sevilmek gerek…
Rahatça ekmeğimizi kazanıp, yiyebiliyor olduğumuz bu memleketin değerini bilmemiz gerek…
Kimseye muhtaç olmadan, kimseye kölelik yapmadan sürdürdüğümüz bu yaşantının kıymetini bilmemiz gerek…
Evet, Türkiye’nin bir sorunu var ve bu sorunun da tekbir çözümü vardır.
… MİLLET...
Çözebilecek tek merkez, tek merci bir ve beraber yaşayıp, namus ortagı olan bu Aziz Millettir.
Çözüm süreci gelişmek ve güçlenmek isteyen bir devletin büyüme refleksi olarak oluşmuş, kardeşlik sevgisi anlayışıyla şekillenip, bağışlamak ile sonuç elde edilmek istenen bir süreçtir.
Bu milletin refahı, devletimizin istikbali için, ismi her ne olursa olsun, ister barış süreci olsun, ister demokratik açılım, isterse çözüm süreci olsun nihai surette çözülmeye mahkûmdur.
Bu sorunun çözümü mutlak bir gerekliliktir ve bu süreç bir partinin gerçekleştirmesi gereken bir süreç de değildir.
Bu tüm Türkiye’nin aynı oranda sorumlu olduğu, yürütüp, çözüme ulaştırması gereken bir süreçtir ki Türkiye’nin Osmanlıcılık fikrinin sürdürüle bilirliği bu sorunun çözülmesi ile mümkün olacaktır.
Aslında sorun birleştiren değil ayrıştıran kavramların peşinde koşunca başlıyor.
Türkiye yüzde doksan dokuzu Müslüman bir devlet olmasına rağmen “İslam” üst kimliği altında birleşememesi,tek bir vücut halini alamaması sorunun merkezini teşkil etmektedir.
Dinimizce ırkçılık haram kılınmıştır. Aslında bir anne ve bir babadan doğup, kabilelere ayrılan bu insanların kendi kabilelerini üstün gösterme çabaları hiçbir zaman anlayamayacağım konulardan biri olacaktır.
Unutmayalım ki Müslümanlar kardeştir ve bunun teminatı da İslam’dır.