ÇOK DA UMRUMUZDA
Bizi Avrupa Birliği'ne almamakla tehdit ediyorlar
Bizi Avrupa Birliği’ne almamakla tehdit ediyorlar. Sizi 53 yıldır bekletiyoruz, bir 53 yıl daha bekletiriz diyorlar. İçerde başaramadıkları darbeyi uluslar arası platformda gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Dolar bir yandan AB’nin baskıları diğer taraftan artarak devam ediyor. Avrupa Parlamentosu’nun müzakereleri durdurma yönünde karar alması ve Avrupa ülkelerinin durmaksızın bizim iç işlerimize karışması hiç hayra alamet değil.
Biz hangi ara Batı’nın önünde böyle minnet eder duruma geldik? Biz hangi ara bu kadar acziyet içerisine düştük de bu muameleye maruz bırakılıyoruz? 1960’lı yıllardan beridir el pençe divan beklediğimiz kapılarını bizim yüzümüze kapatmakla tehdit ediyorlar. Sanki kendi durumları süpermiş gibi bir de bizi beğenmiyorlar. Artık AB eski cazibesini yitirdi. Toplumsal yaşamları ifsad etmiş durumda. Yaşlı nüfus üretim yapmakta zorlanıyor, her iki aileden biri dağılmış, çocuklar 18 yaşını doldurmadan evden ayrılıyorlar, intihar vakaları oldukça yüksek, cinsel tercihler sapkınlaşmış, eşcinsel evlilikler artmış, her 3 gençten biri uyuşturucu veya alkol bağımlısı. Velhasıl durumları hiç de iyi değil. Aslında AB’nin şu anki durumunu en iyi açıklayan söz: ‘Kendisi himmete muhtaç dede, kaldı ki gayriye himmet ede’ sözüdür. Yani kendileri muhtaç durumdayken hala cazibelerinin olduğunu düşünüyorlar.
Ne onlar eski Avrupa, ne de Türkiye eski Türkiye. Artık karşılarında el pençe divan duran bir Türkiye yok. Talimatlarla hizaya soktukları Türkiye yok. İstedikleri gibi at koşturdukları bir ülke yok. Fransa’da 1 yıldan fazla bir süredir OHAL var iken bizdeki OHAL’den dolayı sürekli endişe mesajları yayımlıyorlar. Aman teröristleri tutuklamayın, aman gazeteci kılıklı teröristlere karışmayın diye yaygara koparıyorlar. Bunlarda hiç utanma da yok. Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu. Göz göre göre bizimle dalga geçiyorlar sanki. Biz içeride istediğimiz gibi güvenlik politikaları uygularız ama siz uygulayamazsınız. Daeş bizim insanlarımızı öldürdü, biz de onları bitirmek için OHAL uyguluyoruz ve bunu istediğimiz kadar uzatırız. Çünkü bizim insanlarımız değerli. Sizde darbe girişimi oldu 250 insanınız öldü, 2000 den fazla yaralınız var ama yine de darbecilere dokunmayın. Çünkü sizin insanınız o kadar değerli değil. Hiçbir Avrupalı ile bir Türk bir olabilir mi? Adamların zihniyeti bu. Hemen tehdit ediyorlar. Eğer AB’ye girmek istiyorsanız teröristlere karışmayacaksınız. Gazeteci kılıklı ajanlarımıza ve teröristlere dokunmayacaksınız. Siyasetçi kılıklı teröristlere dokunmayacaksınız. Aman insan haklarından ve demokrasiden vazgeçmeyin diye bize nutuk atıyorlar. Yesinler sizin demokrasinizi de, İnsan Haklarınızı da. Adı üstünde İnsan Hakları. Avrupalı hakkı, Anadolulu hakkı, Amerikalı hakkı, Afrikalı hakkı değil İnsan hakkı. Ama bunlar insanlıktan çıktıkları için insan hakları kavramını da kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıp kirletiyorlar. FETÖ’cü hainlerin ‘Cemaat’ kavramını kirlettikleri gibi.
Biz AB’nin kapısında beklemekle yıllardır hata yapıyoruz zaten. Bu kapıyı çoktan terk etmeliydik. Artık AB’ne ihtiyacımız olmadığını onlar da anladı. Bu nedenle son kozlarını oynuyorlar. Taviz vermeden kendi yolumuzda ilerlemeye devam etmeliyiz. Şanghay 5’lisi de bizim için çare değildir. Çare İslam Birliği’dir. Müslüman ülkelerin bir an önce şu mezhepçilik belasını bir kenara bırakıp birlik olması gerekmektedir. Zira İslam düşmanlarının en korktuğu şey İslam topluluklarının tek bir ümmet haline gelmesidir. Kalın sağlıcakla…