CHP VİZYONU

Bugün sizlere Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk siyasi partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin vizyonu ve Türkiye partisi olma yolunda attığı emin adımları (!) anlatmaya çalışacağım.

Değerli dostlar, Cumhuriyet Halk Partisi mensuplarının her konuşmanın başında vurguladıkları tek şey köklü geçmişleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi olduklarıdır ve bunu da bdigerandıra bdigerandıra anlatır dururlar.

9 Eylül 1923'te kurulan CHP, o günden bugüne Türk siyasi tarihinde yer almış, 1923'ten 1950'ye kadar da aralıksız iktidarda kalmış bir siyasi partidir.

Böyle köklü bir geçmişe sahip bir parti olan CHP’nin son gündemi yine HALKTAN kopuk bir kısır çekişme oldu.

Evet, son günlerde basın kuruluşlarında sıkça yer alan ‘’CHP’DE MESCİT’’ tartışması adeta CHP’nin vizyonunu ortaya koyar cinsten.

İsterseniz konuyu biraz açalım ve tartışmaya konu olan gündemi sizlere hatırlatayım:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, CHP Genel Merkezine bir mescit yaptırmak için gerekli yerlere talimat verir. Tabi bu talimata kadar her şey olağan seyrinde devam etmektedir. Gayet insani olan bu talimat belki de CHP genel merkezinde gecikmiş bir eksikliği tamamlayarak CHP adına önemli bir gelişme sağlanmış olacaktı.

Ama gelin görün ki, CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Genel Merkezi'ne mescit yaptıracağını açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu'nu sert sözlerle eleştirdi, bununla da yetinmeyerek istifaya çağırdı.

CHP Milletvekili Yılmaz, CHP'nin geçmişte olduğunu gibi bugün de din istismarcılığına teslim olmayacağını belirterek, "CHP sizin gibi insanların din istismarcılığına teslim olmadı bundan sonra da teslim olmaz size uygun çok parti var oralara gidin" dedi. CHP'nin Bekaroğlu gibi dini istismar edenlere kapılarını açtığı takdirde öz kitlesini kaybedeceğinin altını çizen Yılmaz, "CHP Bekaroğlu gibi dini istismar edenlere bu kadar kapıyı açarsa kendi öz kitlesini kaybeder, CHP programına aykırı davranan Bekaroğlu istifa" diye konuştu

Yine CHP Şehzadeler Merkez İlçe Eski Başkanı Ahmet Çiftçi ise, tepkisini ilginç bir yöntemle dile getirdi.

Sabah ezanında yaklaşık iki saat boyunca parti binası önünde laiklik nöbeti tutan Ahmet Çiftçi, ''İlçe yönetiminin aldığı kararı protesto etmek için buradayım. Eğer böyle bir şey yapıyorlarsa sabah namazına da gelmek isteyenler olabilir. Gelenler olursa en yakındaki camiye yönlendirmek için buradayım. Burası ibadethane değildir. Burası bir siyasi partidir. CHP laiklik ilkesine sonuna kadar bağlı bir partidir. Hangi inançtan olursa olsun tüm inançlara saygımız sonsuz.  Siyasetle din ilişkileri ayrı tutulmalıdır. CHP'nin altı ilkesinden bir tanesi yok olmuştur'' diye konuştu.

Yaşanan onca tartışmanın ana konusu CHP Genel Merkezi’ne mescit yapılması. Ana Muhalefet partisi konumunda da olan CHP Türkiye’de onca sorun varken, yine 7 Haziran ve 1 Kasım’da büyük bir hezimetle seçimlerden çıkmalarına rağmen şapkalarını önlerine alarak düşünmek yerine, ibadet özgürlüğü adı altında ele alacağımız bir adımı çok önemli bir meseleymiş gibi gündeme taşımaları ve parti içinde çok ciddi tartışmaların yaşanması CHP’nin vizyonunu en açık şekilde ortaya koyuyor.

Yıllar önce bir yazımda CHP isminin müzeye kaldırılması gerektiğini söylemiştim. Bugün o dediğimde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anlamış oldum.

Değişen dünya ile birlikte değişen ülkemizde değişmeyen tek şeyin CHP olduğunu düşünmemek elde değil.

Ünlü filozof Hereklitos inanın CHP’yi görseydi ‘’Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’’ ve ‘’Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz’’ kuramlarını siler atar ve değişmeyen tek şey CHP’nin zihniyetidir diye yeni öğretiler sunmaya başlardı.

Şimdi tekrar konumuza dönecek olursak değişmemeye yemin etmişçesine hep aynı zihniyet ile hareket eden CHP temsilcilerinin İslam ile Laiklik karşılaştırması problemlerini çözememeleri, CHP’nin nice hezimetlere yelken açması anlamını taşıdığını ifade etmek gerek.

Genel merkezde onca çalışan ve yönetici, yine genel merkeze gelen partililerin ibadet etmek için bir mescit bulamamaları ve mescit yaptırmak isteyen yöneticilerin ise linç edilmek istenmesi olası bir seçimde halka nasıl anlatılacak bunu çok merak ediyorum.

Gerçi anlatmaya da çok gerek yok. Zaten vatandaşlarımız gerekli dersi her fırsatta veriyor.