CHP'de değişim çatlağı
Geçtiğimiz gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nda CHP'li milletvekillerinin bir kısmı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ayakta karşıladı.
CHP'den gelen hamlenin ardından Kemal Kılıçdaroğlu cephesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ayakta karşılanmasına sert eleştiriler geldi.
Kılıçdaroğlu'nun, sosyal medya hesabından konuyla ilgili eleştirilerini dile getirirken "Bugün, yurtsever ve milletperver duruşlarıyla partimizi gururlandıran bütün milletvekillerini saygıyla selamlıyorum." ifadelerine vurgu yaptığı görüldü.
Bu gelişmelerin ardından Kılıçdaroğlu'na yakın olan milletvekillerinin, AK Parti ile normalleşme sürecinden rahatsız olduğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ayakta karşılanmasının bardağı taşıran son damla olduğu iddia edildi.
Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın bazı milletvekillerinin ise delegeleri arayarak olağanüstü kurultay için şimdiden imza vermeleri için söz aldığı öne sürüldü.
Demek ki normalleşme CHP’ye yaramamış. Daha doğrusu kendi politikalarının iflas edip, normalleşme ile CHP’nin 6’lı masayla bile yakalayamadığı iktidar şansını Özgür Özel’in hem de tek başına yakalamasından rahatsız olan Kılıçdaroğlu, bu hazımsızlığını kurultay çağrısı ile somutlaştırmak istiyor.
Siyaseti yakından ve uzun zamandan beri izleyen bir gazeteci olarak CHP’nin bitip tükenmeyen çok sayıda kurultaylarına şahitlik ettik.
Hizipçilik ve mezhepsel bazı kliklerin zaman zaman uyanan hücrelerinin partide oluşturduğu ikilik, çoğu zaman karşılık bulmadı. Ta ki İmamoğlu’nun delegeleri İBB imkânlarını kullanarak kurultaya müdahil olana kadar…
Bu olay da gösteriyor ki hep etik, siyasi ahlak, ilke, demokrasi, özgür irade ve özgür birey söylemleriyle öne çıkan ve dürüstlükten ödün vermeyen CHP delegesi bile İBB’deki bir eleman alım rüşvetine tav olabiliyormuş.
Anlayacağınız siyasette ne ilke ne de etik kalmış. Güçlü olan ve gücü elinde bulundan kurultayı da parti yönetimini de kazanıyor.