ÇEVRE YOLU MU ÇIKMAZ SOKAK MI?

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü  tarafından hazırlanarak onay için Bakanlığa gönderilen ancak itirazlar neticesinde düzeltilerek beş kez askıya &cc

ÇEVRE YOLU MU ÇIKMAZ SOKAK MI?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü  tarafından hazırlanarak onay için Bakanlığa gönderilen ancak itirazlar neticesinde düzeltilerek beş kez askıya çıkartılan 1/100.000 Ölçekli  Çevre Düzeni İmar Planı, eksiklikleri ve kusurlarıyla tartışılmaya devam ediyor.

Şehrin geleceğinde ve gelişmesinde önemli bir rol üstlenecek olan çevre düzeni planının özensiz ve gelecekte şehrin önünü tıkayacak, tek yönlü olarak kontrolsüz gelişmesine sebebiyet verecek olan plan hakkında tarafların yeterli görüşü alınmadığı iddia ediliyor.

KUZEY ÇEVRE YOLU HARPUT’TA BİTİYOR MU?

Çevre Düzeni Planı’nın en çok eleştirilen ve bir türlü anlam verilemeyen özelliği ise Kuzey Çevre Yolu’nun Malatya Çevre yolundan ayrılıp Çaydaçıra Mahdigeresi kuzeyinden Pertek yolunu aşarak Harput’a ulaşması ve Harput’ta sona ermesi.

Adının çevre yolu olmasına ve Türkiye’nin önemli yollarına çevreden bağlanması gibi bir özelliği ve fonksiyonu olmasına rağmen Kuzey Çevre Yolu’nun planda Harput’ta sonlandırılması plan mantığına uymadığı gibi bütün mühendislik formasyonunu ve yol bilgisini sıfırlayan bir garabete sahip.

ÇEVRE YOLU BÖLGE HASTANESİ VE BİNGÖL YOLUNA BAĞLANMALI

Beşinci kez askıya çıkartılan ve öyle anlaşılıyor ki hatalarından dolayı daha bir çok kez askıya çıkartılacak olan Çevre Düzeni Planı’nda şehrimizin en önemli eksikliği olan Kuzey çevre yolunun batı güzergahından gelip Harput’ta sona ermesi garabet olarak addedilirken, bunu hazırlayan ve bakanlığa teklif eden kurumların da basiretsizliğini gösteriyor. Doğukent’te bölge hastanesine gitmeyen, buradan da Bingöl ve Diyarbakır çevre yoluna ulaşmayan bir yola “çevre yolu” demek yerine “çıkmaz sokak” demek daha uygun diyen vatandaşlar bu hatanın düzeltilmesini istiyor.

HERŞEY BATIYA KONUŞLANRILIYOR

Çevre Düzeni Planı’nda dikkat çeken en önemli yanlışlardan biri de büyük alan gerektiren tüm birimlerin şehrin batısına  konuşlandırılmış olması. Küçük sanayi sitesi, lojistik merkezi, kentsel geliştirme alanları gibi merkezlerin planda şehrin batı yönünde kendine yer bulması eleştiri konusu oldu. Şehrin doğusunda, Bingöl ve Diyarbakır çevre yolu üzerinde yeterli alanlar varken bu tür birimlerinin tamamının şehrin batısına işlenmiş olması düzensiz bir şehir gelişimine yol açacak.

PLANI KİM YAPTI, NEREDE TARTIŞILDI?

Bir çok açıdan yanlışlıklar içeren ve sırf bu yüzden 5. kez askıya çıkartılan Çevre Düzeni Planı ile ilgili asıl tartışılan konu ise bu planın hangi kurum ve  o kurumda kimler tarafından yapıldığı, plan yapılırken kimlerle istişare edildiği, plan taslaklarının Bakanlığa gönderilmeden önce hangi platformlarda tartışıldığı ve şehrin geleceğini oluşturacak bu planlara hangi çevrelerin etki ettiği.

VALİLİK KAYITSIZ MI KALDI?

Şehrin kaderini belirleyecek olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı konusunda kurumların yeterli bir istişare zemini bulmadığı, bu koordinasyonu sağlayacak olan şehrin en üst yöneticisi konumunda olan Elazığ Valiliği’nin ne kadar koordinasyon gerçekleştirdiği, tarafları ve konu ile ilgili teknik elemanları kaç kez bir araya getirdiği, plan konusunda kaç kez STK’lardan görüş istendiği, alınan bu teklif ve önerilerin plana yansıtılması konusunda ne kadar etkin ve yetkin olunduğu ise tartışma konusu oldu.

EN SON VALİLİK Mİ DUYUYOR?

Şehirle ilgili tüm gelişmelerde birinci derecede söz ve yetki sahibi olmasına rağmen yine şehrin kaderini ilgilendiren böylesine önemli bir konuda Elazığ Valiliğinin geçmişten bugüne sessiz kalması, olayları ilgili kurum ve kurumlardaki teknik elemanların ufku ve öngörülerine teslim eden, konunun taraftarını karar mekanizmasında yer almaları noktasında hiçbir insiyatif ortaya koymadığını belirten vatandaşlar Elazığ Valiliğinin konuya daha çok duyarlılık göstermesini bekliyor.

KURUMLARA ÖNCÜ VE REHBER OLUNMALI

Şehrin birçok alanda yapılan ya da yapılması planlanan projelerde Elazığ Valiliği’nin önde ve öncü olması ve projelere göstereceği önderlik  ile daha mükemmel sonuçlar doğuracağını belirten vatandaşlar, ancak mevcut konumuyla vilayetin kurumların önünde  öncü, rehber ve hedef belirleyen bir makam olma yerine kurumların arkasından giden ancak yanlışlıkları giderme noktasında da insiyatif kullanmayan bir konumda olduğunu ifade ediyorlar.