CEVAT ABİMİZ YOK ARTIK
Cevat Karalı… Her zaman gülümseyen ve herkese pozitif enerji veren bir ağabey… Yaşadığı Sanayi Mahallesi’nin gayri resmi fotoğrafçısı olduğu için foto Cevat olarak hüsnü kabul görmüş. Hemen her ailenin mutlu resimlerinin hem şahidi hem de resimleyeni olmuş.
Bir dönem Ekspres Gazetesi’nde spor muhabirliğimizi yapmış. Burada gösterdiği başarıları il yöneticilerinin dikkatini çekmiş ve kendisini Elazığ Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünde işe almışlar.
Onurlu ve herkesle olan güzel anıların ardından Valilik Basın Müdürlüğündeki görevinden emekli olmuş. Yıllarca mesleğini en iyi yapma bilinci ile mücadele etmiş. Aynı anda duçar olduğu şeker hastalığı ile de vardı bir mücadelesi ama kendisine iyi baktığını ve dikkatli olduğunu ifade ediyordu.
Çok değil daha iki ay önce son yıllarda şeker tedavisinde sıkça yapılan mide ameliyatı olmayı düşünüp düşünmediğini sorduğumda, “olanların özellikle yüz hatlarındaki değişikliği görünce vazgeçtim” demişti.
Keşke olsa mıydı bilmiyoruz ama sonunda korona bizim Cevat Abi’ye de dadanmış. Kronik hasta olmasının tüm zaaflarını kullanarak ciğerleri işgal etmiş. Ve sonunda dayanamamış naif vücudu o habis virüse ve yenik düşmüş hastalığa.
Bir baktım da sosyal medyaya, herkes ondan güzel duygularla bahsediyor. Beyefendiliğinden, güler yüzlülüğünden ve saygısından örnekler veriyor. Güzel temennilerde bulunuluyor.
Cevat abimiz garip geldi, garip yaşadı ve garipçe ayrıldı dünyadan. Şairin, “Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil.” Mısralarından hareketle, ondan kalan insani değerler, güzel anılar ve çektiği üç-beş kare ölümsüz resim.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun Cevat Abim… Biz senden razıydık, Rabbim de razı ve hoşnut olsun…