- Haberler
- Gündem
- ÇEDENE AĞACINDAN ELDE ETTİĞİ KAHVE TOHUMLARINI GELENEKSEL YÖNTEMLERLE KAHVEYE DÖNÜŞTÜRÜYOR
ÇEDENE AĞACINDAN ELDE ETTİĞİ KAHVE TOHUMLARINI GELENEKSEL YÖNTEMLERLE KAHVEYE DÖNÜŞTÜRÜYOR
Elazığ'da yaşayan Nuray Sanaç Bulankılı, dededen ve babadan süregelen çedene kahvesi üretimini devam ettiriyor. Bahçesinde yetiştirdiği 200 kök çedene ağacından elde ettiği kahve tohumlarını geleneksel yöntemlerle kahveye dönüştüren Bulankılı, aynı zamanda yöresel kültürü de yaşatmaya çalışıyor.
DEDEDEN KALMA GELENEĞİ DEVAM ETTİRİYOR
Elazığ yöresinin vazgeçilmez tatlarından biri olan ve kente gelen konuklar için özel hazırlanan çedene kahvesi çok zahmetli bir süreçten geçerek fincanla buluşuyor. Geleneksel bir lezzet olan çedenenin üretimi yörede azalsa da bu geleneği sürdürmeye çalışanlar da var.
Elazığ’ın Sugözü Mahallesinde yaşayan Nuray Sanaç Bulankılı, yöresel kültürü yaşatmak için bahçesinde çedene üretimi yapıyor. Dededen kalma geleneği devam ettiren Bulankılı, 200 kök ağaçtan elde ettiği çedeneleri, zahmetli bir sürecin ardından kahveye dönüştürüyor.
“300 YILLIK GELENEĞİMİZİ DEVAM ETTİRİYORUZ”
Aile olarak 300 yıldır bu geleneği devam ettirdiklerini belirten Bulanıklı, “Ağaçlarımız çok eski bir geçmişe sahipler. 300 yıldır bu ağaçlar buraya yetişir. İlk önce burada sıra sıra dikilmiş. Daha sonra kendiliğinden oluşmaya başladı. Mesela kuşlar çedeneyi yediği zaman kuşların attığı çekirdekten bitki çıkar. Susuz yerde kolay yetişebilen bir ağaç türü. Bu bitkinin ağacı yavaş büyür. En büyük ağacımızın boyu 1,5 metredir. Yörede çedene üretimi çok fazla değil. Pek fazla önem verilmiyor. Ama ben geleneği korumaya çalışıyorum. Dedemden, babamdan bugüne kadar bana kaldığı için ağaçları koruyorum. Sugözü’nde yaşayan bir aile olarak kültürümüze, geleneğimize çok bağlı olarak yaşamışız. Bu geleneğimizi devam ettiriyoruz. Dedemin babasından kalmış çedene ağaçları var. O dönemde yetiştirmişler ve hala yetiştirme devam ediyoruz. Çedene kahvesi de yöremize has olduğu için bu geleneği yaşatmak için dededen kalan mirası ben devam ettiriyorum.” dedi.
ÇOK ZAHMETLİ BİR İŞ
Çedene kahvesinin yapılış aşamasını anlatan Bulanıklı, “Bahçemizde 200’ün üzerinde çedene ağacımız var. Meyveleri olur. Bu meyveleri toplarız ve kahvesini yaparız. Her ilin farklı farklı bir geleneği, bir mutfak kültürü ve lezzeti vardır. Bizim burada da çedene kahvesidir. Bu bitkinin meyvesi ilkbaharda üzüm salkımı şeklinde oluşur. Bu salkım büyür, yeşil renkte tanecikler oluşur. Daha sonra Temmuz ayında sararmaya başlar. Eylül ayına doğru kızarır ve morarmaya başlar. Mor olduktan sonra çeneler toplanır. Toplanması çok zahmetli bir iştir. Toplandıktan sonra büyük leğenlerde ayıklanır. Yıkanır ve kurutulur. Daha sonra ördekbaşı yeşili renk tonu meydana gelir. Kuruduktan sonra kavrulur. Sonra döveriz. Macun kıvamına gelir ve pişirerek içeriz. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır derler, çedene kahvesinin ise 80 yıl hatırı vardır. Çünkü çok zahmet yapılan ve çok nadir bulunan bir içecektir. “ şeklinde konuştu.
SAĞLIĞA FAYDALI
Çedene kahvesinin sağlık açısından da birçok faydasının olduğunu anlatan Bulanıklı, şunları söyledi: “Çedene doğal ve yağ oranı yüksek olan bir bitki türüdür. Çedene kahvesinin içindeki yağ maddesinin çok büyük faydaları var. 15 çeşit element içerisinde var. Bunlar insan vücuduna faydalı olan şeyler. Mesela çedene kahvesinin soğuk algınlığında, gripte ciğere çok faydalı olduğu tespit edilmiş. Biz küçükken hasta olduğumuzda büyük annem bize çedene kahvesi yapar içirirdi. Bunun dışında mide ve bağırsak hastalılarına da iyi geldiği bilinir.”
ÇEDENE KAHVESİNE TURİST İLGİSİ
Son dönemde çedene kahvesine olan ilginin arttığını belirten Bulanıklı, “Yurt içinden ve yurtdışından kahvemizi tatmak isteyenlerin sayısı artıyor. Günümüzde yurt dışından turistler geliyor kahve içmeye. Mesela Rusya’dan gelen turist misafirlerimiz vardı. Çedene kahvesi içmek için gelmişlerdi. Bu ilgi bizi mutlu etti.” dedi.