'Camileri Din Görevlilerinden Ayrı Düşünmek Mümkün Değildir'

 Kübra Kabukçu/ Akıncılar Derneği 2. Başkanı Mehmet Ertuğrul, Camiler ve Din Görevlileri Haftası'na ilişkin bir açıklama yaptı.                                                         

'Camileri Din Görevlilerinden Ayrı Düşünmek Mümkün Değildir'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ertuğrul açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Camiler inancımızın en önemli merkezleridir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi 18. Ayetinde “Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur. “ buyurarak Camilerin önemi ve o camileri yapan. Yaptıran ve onaran fedakâr Müslümanları onurlandırmaktadır. Bu yıl Camiler ve Din görevliler haftasının teması “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” olarak belirlenmiş olması da bu bağlamda çok anlamlı ve önemlidir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) ilk vahiyle birlikte önce kendi evini sonra da daha 18-20 yaşlarındaki genç bir Müslüman olan Erkan Bin Ebi'l-Erkam'ın evini karargah ve mescit olarak kullanmıştır. Medine'ye hicreti sırasında müşrik tehlikesi geçince ilk iş olarak Küba’da İslam'ın bina olarak ilk mescidini yaptırmış, Medine'ye vardığında da ilk işi gene Mescid-i Nebeviyi yamak için yer tespitinde bulunmak olmuştu. Kısaca Hz. Peygamber (sav) her bulunduğu yerde bir mescit inşa etmiş ve mescitlerin İslam medeniyetinin beşiği olduğunu göstermiştir. Özellikle Asr-ı Saadet ve Hulafa-i Raşidin döneminde Mescitler ibadethane olarak kullanıldığı gibi, okul, hastane ordu karargahı, çocukların oyun alanı ve devlet yönetiminin merkezi olarak kullanılmıştır.

Camilerimizi din görevlilerimizden ayrı düşünmek mümkün değildir. Gene Camilerin yapımını, onarımını üstlenen fedakâr gönüllü Müslümanları unutmamak gerekir. Çünkü günün beş vaktinde camide bulunan, hatta zamanlarının çoğunu camide geçiren din görevlilerimiz ve Müslümanlar cami ile iç içe olmuşlar, adeta cami ile özdeşleşmişlerdir. Din Görevlilerimiz, sadece ezan okumak ve namaz kıldırmakla yetinmeyip toplumda din ve sosyal hizmet gönüllüleri olarak çalışan, çevresindeki insanların derdiyle dertlenen, model alınan kimselerdir toplumun bütün kesimlerine din hizmeti ulaştırma gayret ve heyecanı taşıyan; muhabbet, kardeşlik, birlik ve dirlik aşılayan örnek şahsiyetlerdir. Din görevlilerimiz insanları yargılamadan, hor görmeden, ötekileştirmeden sevgi, saygı, hak-hukuk, hoşgörü ve empati esaslarına dayanan bir din hizmeti anlayışıyla hareket etmektedir. Bu nedenledir ki; toplumda din ve sosyal hizmet gönüllüleri olarak çalışan din görevlilerimize gereken önemin verilmesi, birlik ve beraberliğimizin sembolü olan camilerimizin fonksiyonlarını, ferdi ve toplumsal hayatımızdaki yeri ve öneminin çok iyi anlatılması gerekir.

15 Temmuz darbe kalkışmasında milletimizin manevi önderleri olan din görevlilerimiz bu misyonlarını en güzel şekilde yerine getirmişlerdir. Milli iradeyi, demokrasimizi, milletimizin hukukunu korumak için üzerlerine düşeni canlarını hiçe sayarak yapmışlardı. Özgürlüğümüzün sembolü olan minarelerden salalarla darbe kalkışmasına meydan okumuşlar, Kurtuluş savaşı, Çanakkale savaşı ruhunun yeniden oluşmasına öncülük etmişlerdir.

Bu vesile ile Milletimizin manevi kahramanları din görevlilerimize ve Yüce milletimize vatanımıza, bayrağımıza, milli irademize, hukukumuza ve geleceğimize sahip çıktıkları için tekrar teşekkürlerimizi sunuyor,1 ve 7 Ekim Kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın insanımız ve toplumumuz, din hizmeti veren din görevlileri için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan Niyaz ediyorum. Vefat etmiş, din görevlilerimize ve cami, mescit Yaptırımında bulunanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.”