Çalışanlarda Beslenme, İşçi Beslenmesi, Beslenme Nedir?
Diyetisyen Melda Gür, çalışanlarda beslenmenin nasıl olması gerektiği hakkında bilgiler verdi.
Meşda Gür,”Yeterli ve dengeli beslenme besin öğelerinin açlık duygusunun giderilmesi, yaşamsal etkinlik için gerekli enerjinin sağlanması, büyüme ve gelişme, doku, organ ve hücre onarımı gibi gerekçelerle canlı organizmaya alınmasıdır. Bizim istediğimiz çalışanların yeterli ve dengeli beslenmesidir.
YETERLİ VE DENGELİ BESLENMENİN SONUÇLARI:
İşçinin verimini, sağlığını, iş yeri psikolojisini ve iş verimini güçlendirir. İş kazalarını, işe devamsızlığı azaltır.Yetersiz beslenme sonucunda enerji yanında protein, vitaminler ve minerallerin yetersiz alınması vücut direncini azaltarak; işçinin daha sık hastalanmasına,Hastalığın ağır seyrederek öldürücü komplikasyonlarıngelişmesine,İşçinin devamsızlık oranında yükselmeye neden olmaktadır.İşçiye öğle yemeği sağlandığında, bu öğünde verilen yiyeceklerin yemeğin, günlük besin gereksinimlerinin yarısını karşılar nitelikte olması gereklidir. Verilen yemekte sadece enerjinin esas alınması doğru değildir. Belirli miktarda enerji sağlayan yemek, buna orantılı olarak protein, mineraller ve vitaminleri sağladığında yeterli ve dengeli olur. Çay molalarında kaliteli bir ara öğün meyve, kuruyemiş gibi yiyecekler eklemek performans ve verimliliği olumlu derecede etkiler, iş kazaları azalır.
Karbonhidratlar, çalışanlar için başlıca enerji kaynağıdır. Günlük enerjinin %55-60 kadarı karbonhidratlardan gelmelidir. Aktivitenin şiddeti arttıkça diyet enerjisinin karbonhidratlardan sağlanan miktarı arttırılmalıdır.Kompleks karbonhidratlar tercih edilmeli, basit karbonhidratlardan kaçınılmalıdır.
Proteinler, işçilerin günlük almaları gereken enerjinin %12-15 kadarı proteinden gelmelidir. Risk gruplarında bulunan; ağır işçiler, adolesan ve gebe-emzikli işçilerin diyetinin protein değeri yüksek olmalıdır. Diyare şikayeti olan işçilerde alım %10 arttırılır.Yağlar, daha fazla enerji sağlarlar, gerekli durumlarda kaslar enerji olarak yağ asitlerinin kullanır. Yağda eriyen vitaminlerin vücuda alınması (taşınmasında) etkilidir.Organları dış etkilerden korur. Mide boşalmasını geciktirerek doygunluk sağlar.
Vücudun antioksidan savunma sisteminin güçlenmesi ve sıvı-elektrolit dengesinin salanması açısından minerallerin diyetle yeterince alınması son derece önemlidir. İş verimliliğine en önemli katkıyı demir sağlamaktadır.. Demir yetersizliği anemisi iş verimliliğini olumsuz yönde etkiler. Özellikle kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin kullanıldığı sanayi dallarında çalışan işçilerin diyetleriyle yeterince Demir ve kalsiyum almaları, bu metallerin toksik etkisinin azalmasında yarar sağlar.
Su, Besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması, Besin ögelerinin hücrelerde kullanılması sonucu oluşan ögelerin akciğer ve böbreklerle taşınıp atılmaları,eklemlerin kayganlığının sağlanması, vücut ısısının denetiminde rol oynar”dedi.
VARDİYALI ÇALIŞANLARDA BESLENME:
Melda Gür,”Sağlıklı beslenme; uzun süreli sağlığın korunması ve kronik hastalıkların önlenmesi açısından önemli olduğu kadar, vücudunuzun günlük görevlerini ve enerji seviyesini korumak için de önem arz etmektedir. Modern yaşam tarzı, özellikle de vardiyalı çalışma sistemi; günlük yaşam ritimlerimizi oldukça değiştirdi. Vücutta sindirimi, hormonları ve vücudun diğer birçok işlevini düzenlemeye yardımcı olan 24 saatlik bir döngü vardır. (Vücut saati olarak da bilinir) Bu vücut saati, gündüz aktif ve gece uykuda olmanız üzerine önceden programlanmıştır. Vardiyalı çalışmalarda ise vücut saati döngülerinde bir takım değişiklikler meydana gelmektedir. Vardiyalı çalışanların, geleneksel çalışma saatlerinde çalışan bireylere göre daha az ana öğün (kahvaltı, öğle ve akşam yemeği) yaptıkları; buna karşın günlük kalori alımlarını, sık sık atıştırma öğünleri yaparak alma eğiliminde oldukları görülmüştür.
ÖNERİLER
Besin tercihleriniz sağlıklı da olsa bunu yediğiniz ortam önemlidir. işyerinizde, sağlıklı ve rahat bir yemek ortamında yemeklerinizi yemeye özen gösterin.Normal gündüz ve gece yemek yeme düzenine mümkün olduğu kadar benzer gitmeniz, metabolizmanızın çalışma düzenini rahatlatacaktır
Gece yarısı ile sabah 6 arasında mümkünse yemek yemekten kaçının veya en azından enerji (kalori) alımınızı sınırlayın.
Vardiyanızın başında ve sonunda yemek yemeye çalışın. Örneğin; öğleden sonra vardiyasıyla çalışanlar, ana öğünlerini vardiyasının ortasında değil, günün ortasında yemelidir. Gece çalışanları ise vardiya başlamadan önce, normal akşam yemeği saatlerinde yemeğini yemelidir.
Gece vardiyasından çıkan kişilerin; gündüz uyumadan önce kahvaltı etmeleri, açlıktan dolayı uyanmalarını önlemeye yardımcı olacaktır. Ancak bu yemeğin; küçük bir kahvaltı olmasını öneriyorum. Uyumadan 1-2 saat önce yoğun bir öğün tüketimi, uykuya dalmakta zorluklara neden olabilir.
Vardiyalı çalışanlarda sıklıkla görülen kabızlık için çalışanlara kepekli ekmek, yulaf bol miktarda sebze ve meyve, kuru erik gibi posalı yiyecekler yemeli, bol miktarda su içmelerini öneriyorum.
Vardiyalı çalışanlarda kalp damar hastalıkları riski yüksek olduğundan diyetteki doymuş yağ oranının azaltılması, bunların yerine zeytinyağı kullanılması, az tuzlu yiyecekler yenmesi tavsiye edilir.
Vardiyalı çalışanlar, vardiya sırasında daha uyanık kalmak için kafein içeren içeceklere (çay, kahve gibi) ihtiyaç duyduklarını hissediyorlarsa, bu içecekleri vardiya başlarında içmeli ve vardiya ilerledikçe seçimlerini kafeinsiz içecekler yönünde kullanmalarını önerdiğini ifade etti.
OFİS ÇALIŞANLARINDA BESLENME
Gür,”Günümüz iş hayatı, masa başında, bilgisayar karşısında geçirilen uzun çalışma saatlerini gerektiriyor. Bu da beraberinde stresi getiriyor. Bu yaşam tarzı; obezite görülme sıklığının çalışanlar arasında her geçen gün artmasına neden oluyor.
Güne mutlaka dengeli bir kahvaltı ile başlamaya özen gösteriniz. Açma, börek, poğaça gibi kolayca ulaşılabilir besinler yerine daha sağlıklı besinler tercih edilmelidir. Beyaz peynirle ve tam tahıllı ekmekle hazırlanmış bir tost veya sütlü yulaf veya granola tercih edilebilir.
Gün içinde içtiğiniz kahve, çay sayısını azaltmaya ve gazlı içeceklerden uzak durmaya çalışınız. Çay, kahve ve gazlı içecekler su içme isteğini azaltıyor. Diüretik etki göstererek vücudun su dengesini bozuyor. Su seviyesinin azalması ile yorgunluk, baş ağrısı ve dikkat problemi yaşanıyor. Kahveyi krema yerine sütle içmeye, çayı da açık ve limonlu içmeye özen gösterin. Su, taze sıkılmış meyve suyu, bitki çayları, ayran gibi içecekler daha sık tüketilmelidir.
Kan şekerinin düşmesini engellemek için 2,5-3 saat arayla bir şeyler yiyiniz. Kan şekeri düşüp, açlık başladığında beyinsel fonksiyonlarda da azalma görülüyor. Konsantrasyon bozuluyor ve zihinsel beceriler yavaşlıyor. Ara öğünler için meyve, kepekli bisküvi, küçük kepekli bir sandviç veya tost, çekmecinizde her zaman bulundurmanız gereken kuru meyveler, kontrollü miktarda fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, meyveli veya probiyotik yoğurtlar, süt ve ayran tercih edilebilir.
Posalı (lifli) besinler tüketmeye özen gösteriniz. Posa tokluk süresini artırırken, sürekli oturulduğunuz için gelişebilecek olan kabızlık problemini de en aza indirmeye yardımcı olmaktadır. 2 saatten fazla masanızda hareketsiz oturmayınız. Çalışırken bir şeye ihtiyacınız olduğunda masadan kalkıp kendiniz alınız. Günde ortalama 2-2,5 lt su tüketmemiz bağırsak hareketleri ve kilo kontrolünde önemlidir. Çalışma masanızda gözünüzün önünde temiz, cam bir şişe bulundurunuz. Böylelikle iş yoğunluğunuz içerisinde su içmeyi unutmazsınız”dedi.