Bürokratik oligarşi tam gaz…

İlimizi gelişmesi, ilerlemesi ve kalkınmasının önündeki en büyük engelin kamu kurumları ve bunların başlarındaki bürokratlar olduğuna dair görüşlerimizi sıklıkla dile getiriyoruz.

Bürokratik oligarşi tam gaz…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Birkaçı istisna birçok bürokrat, kendi kurumları ile ilgili sadra şifa bir çalışma yapmadıkları gibi, bu ilde geçirdikleri sözde mahrumiyete binaen daha üst makamlara ve büyükşehirlere bürokrat olarak terfien atanmanın yoğun gayretlerini veriyorlar.

Yaptıklarına, başaramadıklarına ve sorunların çözümünde bir nebze mesafe alamadıklarına bakıp biraz mahcubiyet duymaları gerekirken, üst görev bekleyen hatta bunun gerçekleşmesi için siyasetçi tavassutunu hep diri ve canlı tutan bir bürokratik oligarşi ile karşı karşıyız.

Son günlerde en çok eleştiri alan kurumların başında da İl Milli Eğitim Müdürlüğü geliyor.

Son 10 yıldan beri illerin Üniversitesi sınavındaki başarı derecesi açıklanmadığı için bu konuda ciddi bir rehavete düşen, eğitim ve başarının artırılması yönünde çok fazla bir etkinlik gösteremeyen Milli Eğitim Müdürlüğü, bu açığını “Hukukun Üstünlüğü” gibi gerçekliği tartışmalı konularda seminerlerle kapatmaya çalışıyor.

Yine resen atama ile büyük mağduriyetler oluşturuldu. Konu ile ilgili Eğitim Bir Sen Başkanı Bahşi “Bu genelge  il emrinde çalışan veya okullarında norm fazlası durumunda olan öğretmenlerin ilçeler arası yer değiştirmesi birçok öğretmenimizi mağdur edileceğini dile getirmiştik. Aile bütünlüğü, sağlık özrü ve engel durumundan ilimize atanarak mağduriyetleri giderilen öğretmenlerimiz yapılan bu re'sen atama ile tekrar mağdur edilmişlerdir” diyerek önemli bir konuya dikkat çekti.

Milli Eğitim Müdürlüğünün önemli açmazlarından biri de resen atama, öğretmen dağılımı ve görevlendirilmelerinde yaşanan ilkesizlikler oluyor. İşte size bir örnek. Üst düzey bir kamu görevlisi, bir okul müdürünü arayarak eşinin o okulda görevlendirilmek istediğini ancak kaç gününü boşaltabileceğini soruyor. Okul müdürü de kendilerinin ders programı konusunda diğer öğretmenlere uyguladıkları programlar gibi bir planlama yapabileceklerini ve özel ayrıcalık yapma imkânlarının olmadığını ifade ediyor. Söz konusu üst düzey bürokrat da tamam diyerek telefonu kapatıyor.

Aynı üst düzey yetkili bir gün sonra yine aynı okul müdürünü arayarak, “Biz işimizi milli eğitimden hallettik ve uygun bir okula görevlendirme yaptık” dediği iddia edilerek    okul müdürüne nazire yaparcasına açıklamada bulunuyor. Bu olay da gösteriyor ki Milli Eğitim Müdürlüğünde yanlış giden bir şeyler var. Güçlülerin haklı, güçsüzlerin mağdur edilmesi söz konusu. Umarız Müdürümüzün tayini bir an önce gerçekleşir de Milli Eğitim Müdürlüğü de “eğitim” gibi asli ve önemli görevine döner.