BUNLAR YAZAR DEĞİL! GOYGOYCU…

Son günlerde bazı gazetecilerin, ısrarla Nazlı Ilıcak ve Ali Bulaç gibi yazarların serbest bırakılmasını veya tutuksuz yargılanmaları gerektiğini nöbetleşe bir şekilde yazmaları, bunu da mesleğin kutsdigerığından, fikirlerin özgürlüğünden dem vurarak belirtmeleri, sinir uçlarımızı fazlasıyla zorluyor. Hayır, madem bunların askerine asker değil işgalci, savcısına savcı değil tetikçi diye yazmışsın, gazetecisine de gazeteci deme! Onlarda işin goy goycusu…

   Kaldı ki bu Nazlı Ilıcak yakalama kararı çıktığı gün, kendi ayağıyla gelip ifade vermedi ki, gizlendi. Polisin aramasıyla 2.gün yakalanıp getirildi hala bundan dürüstlük kurdigerarı çerçevesinde hareket etmesini beklemek mümkün mü?  

  Ayrıca bunlar tutuklu yargılanmadıkları zaman neler olduğunu görüyoruz. Artık normal vatandaşın bile bunları, havada karada denizde görüp de “nereye kaçıyorsun sen? Fetö’ den yargılanıyorsun hiçbir yere gidemezsin” diyeceği bir dönemde bu adamların bu kadar rahat gitmelerini, “81 ilin 74’ü Fetöcü” gibi bir net itirafın dışında ki açıklama da kesmez zaten…

  Mesleğin kutsdigerığı, basının özgürlüğü gibi kavramların içini bomboş etmelerini en son Azadiya Welat ve Özgür Gündem gibi gazetelerin yayınlarının durdurulmasında da gördük…

Adam manşetine, 5 polisin şehit olduğu, 3 sivilin arabada yanarak can verdiği görüntüyü almış, altına da “Örgütten Bombalı Eylem” diye yazmış.

     Hani eylem ama bombalısından yani, hani saldırı falan da değil yani eylem, teröristte değil örgüt!!! daha fazla nasıl meşru bir hale büründürebilirim diye gösterilen çabaya bak!

Açıkçası bu zihniyete özgürlük isteyen ve akıl karışıklığı yaşayan bütün gazetecilere önerim şu; hani ama, fakat, lakin, iyi de, diye başlayan bütün o cümlelerinizi, halkın da yaptığı gibi   “ya…..ya” diye başlayan cümlelerle değiştirin. Kafanız daha netleşecek. Örneğin;

     “Ya istiklal ya ölüm”

     “Ya O ya biz”

     “Ya devlet başa ya kuzgun leşe”  gibi mesela…

İnanın ülkenin durumu aralarda kalmayı ve “Fikir Hürriyeti” güzellemelerini kaldıramayacak kadar ciddi bir süreçte çünkü…

                                                   ***

    NEYSE Kİ CEHAPE VAR :)

Bu acılı günlerde bazı vatandaşlarımızın bastırılmış bir takım duygularını açığa vuruş hdigererini izlemek biraz eğlenceli geldi doğrusu… Örneğin;

- 30 Ağustosu kutlama hdigereri (Beylikdüzü Belediyesi’nin gökyüzünde bando takımı gösterisi).

- Atatürk’ü savunma hdigereri (Emekli Tümamiral Semih Çetin’in “Atatürk’ü tartışmayı kaldıramam” diyerek programı terk etmesi ve İsmail Saymaz’ın bu da neydi şimdi! der gibi bakması ve zoraki savunma yapma hdigereri).

- Kurban Bayramı haftası hdigereri (asıl şahlanışlarını önümüzdeki hafta izleyeceğiz. Kasaptan aldığınız Et neyinize yetmiyor da hayvan öldürüyorsunuz diyecek olanlar, Ömür Gedikler ve Ajda Pekkan’lar… Hepinizi Tuğçe Kazaz’ a havale ediyorum :)

NOT: Büyük Taarruzun 94.yılı bugün. 30 Ağustos Zaferi hepimize kutlu olsun…