BU PTT KİME BAĞLI?
Zaman zaman şehrimizdeki kurum kuruluşlardaki işlerin nasıl kör topal yürüdüğünü gördüğümde gördüklerimi gözler önüne sermeye &
Zaman zaman şehrimizdeki kurum kuruluşlardaki işlerin nasıl kör topal yürüdüğünü gördüğümde gördüklerimi gözler önüne sermeye çalışırım.
Bu yazılarımdan ötürü bazen haksız tepkilerle karşılaşırken bazen de övgüler alırdım “Allah senden razı olsun sen bu şehrin sorunlarını gözler önüne seriyorsun” sözleriyle takdir edilirdim.
Eskiden olsa valiliğimiz keyfiyeti yazının muhatabı kurumlara gönderir yazı içerisindeki sebep ve delilleri araştırır sonucunu resmi bir yazıyla gazetemizin Yazı İşleri Müdürlüğüne bildirildi.
Böylelikle bizde yaptığımız işten haz alır şehrin sorunlarıyla daha çok ilgilenmeye özen gösterirdik.
Şimdi öyle değil.
Ne yazılanları okuyan bir kurum nede ilgilenen bir yetkili var.
Kim kime dum duma…
PTT’NİN “ P ” Sİ
23 Temmuz 2015 tarihli Nurhak Gazetesindeki köşemde PTT’NİN “P” Sİ başlıklı Elazığ PTT Müdürlüğü ile ilgili bir yazımda şöyle demiştim.
***
“Mayıs 2015 tarihinde 114 sahifelik bir şiir kitabım yayınlandı. İl dışındaki onlarca dostuma göndermem gerekiyordu. Usulüne göre etiketledim, göndereceğim kişinin okunur bir şekilde adresini yazdım, arkasına da kendi adresimi belirten kaşemi vurdum ve PTT Merkezindeki gişeye verdim.
Yani hem gönderenin hem de alıcının adresleri açık ve net bir şekilde belirtilmiş oldum.
Bir ay sonra Bitlis’in Ahlât ilçesinden kitabı o gün aldıklarına dair bir teşekkür telefonu aldım afdigeramıştım. Elazığ’dan Bitlis’in Ahlât ilçesine bir ayda giden bir kitap... Ben o kitabı yürüyerek Ahlât’a götürseydim Vdigerahi bir aydan önce götürürdüm.
Aradan üç aya yakın bir zaman geçmesine rağmen bazı okurlarımın da hala kitabın kendilerine ulaşmadığı haberini aldım.
***
Akla gelen her şeyin ışık hızıyla geliştiği günümüz Türkiye’sinde PTT’nin “P” sindeki bu hız limitinin hızını tahmin etmekte epeyce de zorlandım. “Maşdigerah” dedim kendi kendime ne muhteşem bir hizmet bir kitap bir adrese 20-25 günde ya gidiyor ya gitmiyor.
Daha dün Ankara’daki bir arkadaşıma gönderdiğim kitabın eline geçip geçmediğini sordum “Hayır ağabeyim henüz kitabınız elime geçmedi” cevabını aldım.
Bazen de kitabımın bir hafta içerisinde yerine ulaştığı için teşekkür mesajları aldım. Ve hayret ettim “Acaba bu hizmet ilden ile değişiyor mu?” sorusunu da kendi kendime sormadan edemedim.
***
PTT’nin “P” siyle gönderdiğim her on kitaptan üçünün yerine ulaşmadığını, postada kaybolduğunu yaptığım araştırma sonunda öğrenmiş bulunuyorum.
Kitap böyle olurda gazete bundan farklı mı olur?
Yine bir gün içerisinde makalem bulunan bir gazeteyi bir yere gönderdim. Sabah dışarı çıktığımda gönderdiğim gazeteyi ertesi günü posta kutumda gördüm. Gazete alıcının değil de göndericinin adresine gelmişti.
“Buna da Şükür” dedim. Hiç değilse kaybolmamıştı.
***
PTT’nin tosbağa hızıyla yaptığı bu hizmet hakikaten günümüz koşullarına asla ve asla uymamakta PTT’nin 175 senelik o güven verici tarihine hiç mi hiç yakışmamaktadır.
Umarım ilgili ve yetkililer bu yazımızı esasa alırda halka verilecek hizmetin daha hızlı daha sağlıklı ve daha ciddi bir şekilde yansımasını sağlar.
Umudumuz yok ama insanız biz insanlarda umutla yaşarız.” Diyerek sözlerimizi bitirmiştik.
Aradan beş ay geçti bu yazıma her hangi bir cevap verildi mi?
Hayır…
İlgilenen bir kurum ve kuruluş oldu mu?
Hayır…
PTT’nin bağlı olduğu makamdan bir ses çıktı mı?..
Ona da hayır.
Peki, ben kime müracaat edeceğim.
Veya kimi kime şikâyet edeceyim?
Bilen varsa lütfen söylesin.
***
Bir sonraki yazım TOKİ ve TOKİ ile irtibatlı kişilerle ilgilidir. Lütfen bir sonraki yazımı bekleyiniz.