Bu Nasıl Bir Nobranlık?
Elazığ, tarihin en ilginç olaylarına şahit oluyor. Devletten tüm maden kaynaklarıyla birlikte yok pahasına aldıkları Ferokrom tesislerini işleterek servet sahibi olan ve bu servetle dünyada krom alanında söz sahibi olan Eti Holding, şimdilerde kendilerini bu konuma getiren işçilere yönelik davranışlarıyla gündem oldu.
Taleplerinin karşılık bulmaması sonucu greve giden işçileri sıra sıra karşına dizip üstenci bir bakış ve nobranca bir üslupla, karşısında saygı ve edebiyle taleplerini dile getiren işçiye “benden izin almadan konuşma” diyen, “hepinizi kapının önüne koyarım” cümlesiyle tehdit eden Holding patronunu dinlerken gerçekten insanlığımdan utandım. Ve böyle bir zengin olacağıma onun karşısında alın teri ve emeğinin karşılığını almaya çalışan onurlu bir işçi olmanın daha erdemli bir konum olduğunu düşündüm.
Ne istiyorlar ki bu işçiler… Sık sık yaşanan maden kazalarıyla da görüldüğü gibi her ocağa girdiklerinde geri çıkabileceklerine dair hiçbir garantisi olmayan riskli ve tehlikeli bir işte çalışacaksın ve asgari ücretten biraz daha yüksek bir maaş alacaksın.
Günün birinde yapılan işle alınan maaş arasındaki uyumsuzluğu gidermek amacıyla zam talep edeceksin ancak çok karşılık görmeyeceksin.
Sesini duyurmak için siyasilerin desteğini talep edeceksin ancak işveren bundan aşırı rahatsız olacak. İşçilerin meşru taleplerini dikkate almak yerine bir hırs ve hışımla gelip işçilere hakaret edeceksin, bu da yetmezmiş gibi kapının önüne koymakla tehdit edeceksin ve sonunda işletmeyi kapatıp işçileri ücretsiz izne gönderdiğini açıklayacaksın. Pes yani…
Böyle bir üslup, böyle bir emek ve alın teri haksızlığına karşı siyaset kurumu ne yapar bilinmez ama bu konu acilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iletilmeli ve Holding sahibinin bu umarsız tavrı ilgililere ulaştırılmalı. Birilerine göre her şey para olabilir ama ve yine birileri bundan bihaber olsa da onurlu bir yaşam ve duruş da var..
Bir işverenle çalışanları arasında zaman zaman ücretlerden kaynaklı bazı anlaşmazlıklar ve sürtüşmeler olabilir. Bunun büyümemesi ve orta yolun bulunması için görüşme kanalları sürekli açık tutulmalı ve konu taraflar tarafından masaya yatırılmalı. Eğer bir uzlaşma sağlanırsa sorun yok. Fakat bu olmazsa işçileri grevden başka ellerinde bir kozu da yok.
“Grev prosedürünü işletmeden bize bilgi vermeden grev yaptınız ve siyasetçilerin gazına geldiniz” gibi bir söylem yanında, “Benim için buranın çok da önemi yok. Burası benim üretimimin ancak yüzde 15’ini kapsıyor. Kapatsam da bir şey kaybetmem ama siz kaybedersiniz” gibi tehditkâr, üstenci ve kibir kokan bir davranış, merhamet timsali ve gariban dostu Garip Yıldırım’ın oğluna asla yakışmamış, babasının kemikleri sızlamış, Rabbim daha uzun ömür versin annesi Zeycan Yıldırım’ın kalbini yaralamıştır.
Her şey geçer, bu işçiler buradan aldıkları maaş kadar bir ücretle başka yerlerde çalışır ve hayatlarını devam ettirirler. Ancak Etikrom Holding’in bu yaklaşımı ve tavrı, yıllarca hafızalardan silinmez. Ve mazlumun ahı kimsede kalmaz.