Bu mu Demokratlığınız?

Bakan Soylu,  “Görevden alma da bunu da yine pozitif hukuk açısından söyleyeceğim. Kanunlar da açık, benim görevden alma yetkim yok. Açığa alma yetkim var. Kanunun bana verdiği ve anayasanın bana verdiği yetki ortaya koyuyor. Burada bir hakaret suçu var. İstinaf ve yargı onaylarsa yargı onayladıktan sonra aslında onun bir süreci daha var. Yargı onaylar kesinleştirir. Danıştay'ın kararı olmadan düşmez. Yargıtay onadığı andan itibaren açığa alırız biz.” dedi.

Bakan Soylu’nun dedikleri yasal olanak doğru. Ancak Türkiye’de yasal da olsa kullanılan her yetki ve tasarrufun siyasi sonuçları da var. İmamoğlu’nun ceza aldığı gün Akşener ile kutlama  yapması bile olayın yasal sonuçları yerine siyasi sonuçlarının önemli olduğunu gösteriyor.

Savcının verilen cezaya itiraz etmesi, yeniden mahkeme yapılması ve çıkan kararın istinaf, Yargıtay gibi süreçlerden geri dönmesi üç yılı bulacak bir süreç olmasına rağmen, İmamoğlu bunu hemen Akşener ile birlikte siyasi ranta tahvil etmesinden de anlaşılıyor ki bu sürecin hemen ve mağduriyetle sonuçlanmasını bekliyorlar.

Soylu’nun bu açıklaması, sanki İmamoğlu’nun sözde mağduriyetten kaynaklı gelecek, siyasi kurgu ve hesaplarına ve  mağduriyete katkı sunan ve destek veren bir açıklama olmuş.

Bu açıklama yerine; “İmamoğlu yargı mensuplarına hakaretten dolayı bir ceza aldı. Tabi bu cezanın sonuçlanması süreçleri henüz tamamlanmadı. Umarız bu ceza, birilerinin görevden alınması ya da uzaklaştırılması sürecine kadar gitmez.”

Soylunun böyle bir açıklama yapması hem İmamoğlu’nun  ben mağdurum bombasını elinde patlatacak hem de Ak Parti’nin bu cezanın ve sonuçların hiçbir yerinde olmadığını ortaya koyacaktı.

Çok mu heveslisiniz halkın oylarıyla hem de iki kez seçilen bir yöneticiyi görevden almaya? Bununla mı demokrasiye sahip çıkacaksınız? Demek bakanlık yapmak ayrı, siyasi tecrübe ayrı..