Bu Kadarı Da Fazla…

Samimi, gayretli, doğal ve hiçbir B planı olmayan Ak Parti Milletvekili Zülfü Demirbağ, hiçbir şeyden çekmedi dilinden çektiği kadar.

Bu Kadarı Da Fazla…

Hemen hemen aylık periyotlara bağladığı ve ülke gündemine girmeyi  başardığı yeni bir açıklaması, başta Sözcü olmak üzere tüm muhalif site ve gazetelerde yer almakla birlikle sosyal medyanın da bir numaralı gündemi oldu.

Kan testi, domates-biber hesabı gibi açıklamalarını “samimi bir aile ortamında söylenmiş sözlerdi” savunmasını  yaparak mazur göstermeye gayret gösterse de yapılan yorumlar yenilir yutulur cinsten değil.

Demirbağ, katıldığı bir programda “komünistlerde zaten namus anlayışı yok” gibi bir cümle kurmuş. Bu cümle, kendisini potansiyel pot kırma makinası olarak gören medya çevrelerinde haber yapılarak servis edilmiş ve binlerce sosyal medya kullanıcıları da bu haber ve paylaşımların altına mütedeyyin kesime yönelik çok sayıda olumsuz yorumun yazılmasına kapı aralamış.

Son çıkışıyla, her kesimden insanlarımıza “bu kadarı da fazla” dedirten Ak Parti Milletvekili Demirbağ, Genel Merkez tarafından kendisine “konuşma yasağı” koymadan ve bu tür potansiyel toplumda infial uyandıran absürt çıkışların tehdit olgusu partiyi daha çok germeden kendisinin, hem partisine hem de kendisine bir iyilik yapmasının zamanı geldi. Demirbağ, bugünden sonra ya televizyonlara çıkmamalı ya da çıkınca da daldan dala atlayan atar-tutarlı, manasız ve gereksiz sözler söylememeli.

Müdürlük, amirlik ve şeflik gibi dünyalık beklentisi olan birkaç kişinin etrafında pervane  olmasına ve “çok iyi konuştun sayın vekilim, zaten senden başka kimse konuşamıyor” gazına gelmeden, “abi”lik vasfını ortaya koyan bir ağırbaşlılıkla görev süresini tamamlamalı Demirbağ.

Değil milletvekili, hiç kimsenin başka bir kimse ve gurubun namus anlayışını sorgulama, itham ve töhmet altında bırakma gibi bir lüksü ve hakkı yok. Mikrofonun şehveti ya da kameranın ışıltısı, sizi başka birilerinin değerlerini ve namus anlayışını sorgulama yetkisi vermez.

Geçmişte de Demirbağ için birkaç kez yazdık ve “artık konuşmasan” dedik. Ve fakat biz yazdık biz okuduk. Bu konuşmalar, siyasetin çok ötesinde ve dışında yapılan ve insanları zan ve töhmet altında bırakan bir değerlendirmelerdir ve asla yakışmamıştır.